OLDUM olası karşıyımdır.. İzmirli kurum ve kuruluşlarla odalarımızın, gidip İstanbullu şirketlerle anlaşıp, milyarları bu kentin ekonomisine pompalamalarını bir türlü hazmedemiyorum.
Kimse kusura bakmasın...
Seçim zamanı bunu İzmir Büyükşehir Belediyesi de yaptı.
Seçim süresince yasaklar başlamadan önce, Büyükşehir danışmanlarından İlknur Denizli Hanımefendi, İstanbullu bir reklam ajansıyla anlaştı.
İzmir’de çok daha iyisini yapabilecek onlarca reklam ajansı dururken, Büyükşehir ilanlarını İstanbullu bir ajans hazırladı, yazılı ve görsel medyaya dağıtımını yaptı.
Neden?
Kültür-sanat, doğal yaşam parkı, havagazı, ulaşım gibi mesajların verildiği ilanları İzmir’de hazırlayacak bir reklam ajansı yok muydu?
Burada iki-üç reklam ajansı bir araya getirilse bu çalışmalar burada yapılamaz mıydı?
* * *
Gelelim, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli Hanımefendi’ye...
Bayan Kestelli, aynı zamanda Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nın da başkanı.
Kısa adıyla VOB için başımız dertte.
İktidarın bir kanadı, VOB’un merkezini İzmir’den İstanbul’a taşımak istiyor.
Bu konuda tek destekçimiz Başbakan Recep Tayip Erdoğan.
Başbakanımız, VOB’un merkezinin İzmir’de kalmasından yana.
Ama bu hanımefendi, VOB’u İstanbul’a kaptırmamak için uğraş verirken, kurumun tüm tanıtım ve medya ilişkilerini gidip İstanbullu bir firmaya verdi.
Kim bilir kaça anlaşıldı?
Anlayamadığım şu; bir yandan VOB’u İstanbul’a vermemek için çaba harcayacaksınız, sonra da gidip, hepimizin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası olarak bildiğimiz İMKB’ye rakip İzmirli, Egeli bir kuruluşumuzun işlerini İstanbullu firmaya vereceksiniz.
Ne diyeyim hayırlısı olsun!..
* * *
Bakın beyler!..
İzmir’de, kurum, kuruluş ve firmaları, kamuoyuna en iyi şekilde tanıtacak, görsel ve yazılı basında yer alacak reklamlarını hazırlayacak, istenirse piyasa analizlerini yaparak, pazarlama stratejilerini oluşturacak nitelik ve nicelikte çok sayıda ajansımız var.
Ve bu firmalarda onlarca İzmirli “yaratıcı beyin” çalışmaktadır.
Bırakılım artık şu “Bizans” hayranlığını, vazgeçelim artık şu “İstanbul” sevdasından...
Çünkü;
Siz de biliyorsunuz ki, başınız sıkıştığında, sizlere kucağını açan, İzmir’in kavgasını yapan İstanbullular değil, İzmirlililer ve İzmir medyasıdır.