Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SEZEN Aksu’yu dinlemek ve manolya ağacı, çok sevdiği şeyler arasında önemli bir yer tutardı.
Kültürpark ve Cumhuriyet Meydanı’ndaki yetişmiş manolya ağaçlarını gördükçe, yüzünde gülücükler oluşur, hepsinin üzerine titrerdi.
Görevi süresince, İzmir’e çok ama çok sayıda manolya ağacı dikti, diktirdi.
Bugün çoğu insan boyunu geçerek, mis gibi kokan çiçekler vermeye başladılar..
Ellettirmezdi..
Dokundurmazdı..
“Siz siz olun onu çok yakından sevmeyin; zira narin beyaz çiçeklerini kokladığınız zaman kahverengileşir, küser manolya. Bu yüzden bırakın sadece uzaktan gelsin kokusu size” derdi..
*  *  *
“Zaman her şeyin ilacıdır. Unutturur, yabancılaştırır ve acıları dindirir” derler..
Bu, “yalan be Acom!..”
Ya da senin için söylenmemiş bir cümle...
En azından benim için...
Ama biliyorum ki seni “süs olsun”, “gösteriş olsun” diye sevmeyen herkes için de böyle..
Takvim yaprakları, sonbahar yaprakları gibi düşüp uçuştukça, zamanı alıp götürdükçe, seni daha çok özlüyor, yokluğunu şuracıkta; ta yüreğimde hissediyor ve isyan ediyorum (!..)
Aslında anlamalıydım..
Manolya ağacını bu kadar sevmenin bir nedeni vardı.
Ama söylemeliydin...
“Siz siz olun, beni çok yakından sevmeyin, zira manolyanın narin beyaz çiçekleri gibiyim. Bu yüzden bırakın sadece uzaktan gelsin kokum size” demeliydin.
Uzak tutmalıydın kendini bizlerden, tıpkı manolya ağacı gibi..
Yapmadın..
Sonra da hiç zamansız “küser” gibi çekip gittin...
*  *  *
İzmir’in unutulmayan ve unutulmayacak Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın, “yokluğunun” 5. yıldönümüydü dün..
İlginçtir..
Önemli kişilerin ölümünün birinci, ikinci, hatta üçüncü, bilemediniz dördüncü yıllarında mezarları başında düzenlenen anma törenlerindeki kalabalıklar ilkine göre her yıl azalır-azalır, ve sonunda sadece ailesinin ve seven bir-iki dostunun katıldığı törenlere dönüşür.
Piriştina’nınki tam tersi oluyor..
Bu yıl mezarı başındaki sevenlerin sayısı, geçen yıldan daha fazlaydı..
Sanırım bu da bir Ahmet Piriştina farkı olmalı..
*  *  *
Anımsıyorum..
Aramızdan ani ayrılışının sonrasında Narlıdere’deki mezarının başına bir manolya ağacı dikildi.
Sevdiğinden ayrı kalmasın diye..
Manolya ağacı dikmek, yetiştirmek isteyenler için, “Çiçek açmasını beklersen, eline baston ve torunlarını alırsın” denir.
Ahmet Aco’nun mezarı başına dikilen manolya da beş yıl önce küçük ve cılızdı..
Dün gördüm..
Büyümüş, serpilmiş, yaprakları yemyeşil ve bembeyaz mis gibi kokan çiçeklerini açmış manolya ağacı..
Güleyim mi, ağlayayım mı; şaşırdım..
Bir mezara, bir manolya ağacına baktım durdum dakikalarca.
*  *  *
Eh be Ahmet Acom..
Milyonlarca kişiye kendini sevdirip, sonra da çekip gittiğin yetmezmiş gibi, sonunda ayaklarının dibindeki manolyaya da kendini sevdirmeyi becerdin ya; pes doğrusu..
Nasıl bir tutkudur bu sana olan sevgi birader?
Hadi bırak bizleri ve seni sevenleri..
Kolay kolay boy atmayan, büyümeyen,.
Açsam mı açmasam mı diye yıllarca nazlanan ayak ucundaki manolyaya bile nasıl bu kadar kısa sürede çiçek verdirmeyi başardın?
Nur içinde, huzur içinde yat Acom..
Unutma ki bu dünyada, bu kentte çok sevenin var..