Başkan Aziz Kocaoğlu, Büyükşehir bütçesinin yaklaşık bir katrilyonunu işsiz, yoksul, dar gelirli ve emeklilere destek için harcayacak
AZİZ Kocaoğlu, 29 Mart, yani yeniden seçilmesi halinde ilk iş olarak, 2009 yılı bütçesini revize ederek “yatırım” değil, “kriz” bütçesi haline getirecek.
Kocaoğlu, kararlı...
Küresel kriz için “teğet geçecek” diyenlere inat...
Ve, İzmir’de yaşayan üç milyonu aşkın insanın ayakta kalma mücadelesinde, onlara destek olmak, ağır yaşam şartlarını biraz olsun hafifletmek için aldı.
Ne demek şimdi bu?
Şu demek...
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Aralık 2008’te hazırlayıp meclise indirdiği ve oy çokluğu ile onanan 4.2 milyar (4.2 katrilyon) liralık 2009 yılı bütçesinin bir bölümünü...
İzmir’de sadece son beş ay içinde kriz nedeniyle işinden olan 234 bin kişiye, “iş” değil ama “aş” vermek.
Emekliyse; maaşları yetmeyenlerin ayın yarısından sonra karınlarını doyurmak.
İşsiz ve çaresiz, evine bir somun ekmek bile götüremeyecek kadar muhtaçsa; gece yatağa aç girmemesi sağlamak...
Öğrenci ve çocuksa sağlıklı beslenmesini ve tüm okul ihtiyaçlarını karşılamak için kullanacak.
Kimse aç kalmayacak
Kocaoğlu kararlı...
“Gerekirse 2009 bütçemizde yer alan bazı yatırımları askıya alacak, vazgeçecek, öteleyeceğiz. İnsanlarımızın çaresizliğine, aç karınla yatağa girmesine seyirci kalamayız. Yoldan, kaldırımdan, asfalttan, kanaldan, parktan, çimden, gerekirse metrodan bile vazgeçerim, ama İzmir’de bir tek insanın dahi aç kalmasına izin vermem” diyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZSU ve şirketlerle birlikte 2009 mali yılı bütçesi 4.2 milyar lira... (4 katrilyon 200 trilyon)
Bütçeden yatırımlara ayrılan pay ise üç aşağı-beş yukarı 2 milyar lira; yani 2 katrilyon...
Demek ki Aziz Kocaoğlu, 2009 yılı sonuna kadar, İzmir’de krizin ağır yükü altında ezilen, aç-açıkta kalan yüz binlerce aileye yeni lirayla 1 trilyon, eski paramızla 1 katrilyonluk destek verecek.
Kocaoğlu bunu nasıl yapacak?
“Arkadaşlarımla çalışıyoruz. Belirlediğimiz ve kentte günlük yaşamı doğrudan etkilemeyecek yatırımların iptalini seçimden sonra toplanacak ilk Büyükşehir Meclisi’ne getirecek, iptalini isteyeceğiz. Bütçemizden bu projeler için ayrılan parayı, sosyal fonlara aktaracak; işsiz, çaresiz, dar gelirli, yoksul, aç ve açıktaki insanlarımız ile bu ailelerin çocuklarının yaşamlarını sürdürebilmeleri için değişik yöntemlerle, onları rencide etmeden, utandırmadan ama doğrudan ellerine ulaşacak biçimde kullanacak, can suyu olmaya çalışacağız.”
Ucuz ekmek satılacak
- Yoksullara “bedava” dağıtmak, kentin varoşlarında dar gelirli ailelere ise “ucuz” fiyattan; 300 gramı 75 kuruş olan ekmeği, 500 gramı 40 kuruştan satmak, bu destek paketinin ilk açılımı mı? diye soruyorum.
“Evet” diyor, ekliyor:
“Ülkemizde krizin derinleşmeye ve hissedilmeye başladığı aralık sonu ocak başlarında gördük ki, pek çok aile ve tek bir emekli maaşı ile geçinmeye çalışan insanlarımız, ekmek dahi alamıyorlar. Bunun üzerine harekete geçerek ‘Kent Ekmek’ i kurduk. Burada hedefimiz fırıncı esnafımız değildir. Biz bu girişimi insanlarımız aç kalmasın, hiç olmazsa ekmekle karınlarını doyurabilsinler diye yaptık. Ekmeğimizi, ihtiyaç sahibi İzmirliler ile paylaşmak istedik. Ayrıca, dar gelirli ailelerimizin satın alma bütçelerine katkı için, ucuz fiyattan da satacağız. Siyasi rakiplerimiz bunu bir seçim yatırımı olarak algıladılar. Buzdolabı, çamaşır makinası dağıtmakla, ekmek dağıtımı aynı kefeye koymaya kalktılar. Üstelik de bunu kriz için doğru dürüst önlem almayarak vatandaşını bir somun ekmeğe muhtaç hale getiren bu hükümetin içinde görev yapan İzmir Milletvekili AK Partili bir bakanımız seslendirdi. Ayıpladım. Seçim olmasaydı da biz bunu yapacaktık. Bizim ‘sadaka’ siyaseti ile işimiz olmaz. İnsanlara kömür dağıtarak, erzak torbası vererek, karşılığında oy isteyen CHP değil, AK Parti’dir. Biz; oyunu kime verirse versin, insanların aç olup olmadıklarına bakar, aç ise karnını doyuracak desteği vererek, onu ayakta tutmaya çalışırız.”
Başka?
Aziz Kocaoğlu, gerekli yasal düzenlemeleri yaptıktan sonra vazgeçilen yatırımların parasıyla, ailede kimse çalışmıyorsa, o evin kadının hesabına her ay “nakit yardım” yapmaktan yana...
Tarım kesiminde çiftçinin, köylünün ürettiği ama satamadığı ürünü alarak, yoksullara dağıtmayı sağlayacak sosyal projeleri hayata geçirecek.
Ulaşım ağı genişleyecek
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 29 Mart sonrası için en büyük yeniliği ise ulaşımda yaşama geçirecek.
Seksen kilometrelik Aliağa - Menderes hafif raylı sistem projesinin mayıs ayında devreye girmesiyle, halen yürürlükte olan “tek biletle” 90 dakikalık ulaşım sisteminin kapsamı genişletilecek.
Nasıl?
Halen metroyla seyahat eden bir İzmirli, bir buçuk saatlik zaman aralığında işine ya da evine gidebilmek için aynı biletle ücretsiz olarak otobüse ya da vapura binebiliyor.
Bu zincire, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne bağlı, şoförler, minibüsçüler ve ilçelerdeki taşıma kooperatifleri de dahil edilecek.
Örneğin hafif raylı sistemle ya da vapurla Karşıyaka’ya geçen bir yolcu Yamanlar’a, Şemikler’e, Bostanlı’ya...
Bornova Üniversite İstasyonu’nda inen yolcu Atatürk Mahallesi’ne...
Menderes’te inenler, evlerine, işyerlerine...
Üçkuyular’da metrodan inenler, Balçova, İnciraltı, Narlıdere, Güzelbahçe’ye ellerindeki kent kart ile taksi dolmuş, minibüs ve özel otobüslere de ücretsiz binerek seyahatlerini tamamlayabilecekler. Devrim niteliğindeki bu gelişmeleri üst üste koyup baktığınızda, Kocaoğlu’nun önümüzdeki beş yıllık süreçte İzmir’de “insan” odaklı, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar göz önüne alınarak “sosyal” ağırlıklı bir belediyecilik uygulayacağını söylemek sanırım yanlış olmaz.