İsrail siteleri, ne kadar doğrudur bilinmez, Suriye üzerinde hava hakimiyetinin İsrail ve ABD’nin eline geçtiğini, bunun İran’ı öfkelendirdiğini bildiriyorlar. İran Devrim Muhafızları hava kuvvetleri komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, İsrail ve ABD’ye verip-veriştirip, karadan denize füzelerinin menzilinin 700 km olduğunu, bunlarla hem körfezdeki uçak gemisinde hem de Katar’daki ABD üslerinde bulunan hedefleri imha edebileceklerini söyledi. Belirli bir sebebi olmayan bu demecin verilmesindeki amaç, gerçekten Suriye hava sahasındaki üstünlüğün ABD’ye geçmesi olabilir.
Bugüne kadar daha önce Sovyetler Birliği’nin, şimdi de Rusya’nın müttefiki olan ve Rusya’ya biri Hmeymim ’de, diğeri Tartus ’da iki daimî üs ve son zamanlarda Masyaf’da bir füze üssü vermiş olan Suriye’de üs yarışını geçen ocak ayında ABD kazanmıştı. Ancak ABD üslerinin, Rus üsleriyle karşılaştırılmayacak kadar küçük, çoğunun PKK-PYD teröristlerinden ibaret “ortaklarını” eğitmek için kurdukları tesisler oldukları biliniyor. Ayrıca Rusya, İsrail’in bir manevrası sonucu bir nakliye uçağının Eylül sonunda Suriye tarafından vurulması üzerine, Bastion sahil savunma sistemi adı verilen S400 bataryalarının sayısını arttırmıştı. Bu sistemlerden 8’inin gizli çekilmiş fotoğrafları yayınlanmış, fakat gerçek sayının daha yüksek olduğu ifade edilmişti.
Bağımsız savunma uzmanları, S-400’lerin radar ufku denen bir tehdidi etkili şekilde önleyebilmesi için görmesi gerekli mesafenin 30-40 km olduğunu, örneğin Masyaf’daki Rus füze üssünün etrafının dağlık olması sebebiyle özellikle alçaktan uçacak ABD seyir (Cruise) füzelerine karşı faydasının olmayacağını yazıyorlar. Yine bu kaynaklar, elde edilen fotoğraflara bakılırsa, Rusya’nın ikmal açısından kendisinden beklenen ölçüde hazırlıklı olmadığını öne sürüyorlar.
İngiliz Kraliyet Hava Savunma Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Justin Bronk, S 400’lerin bir uçak gemisini etkisiz hale getirebilecek yetenekte olmalarına rağmen, Suriye’deki Rus yığınağının ciddi bir ABD-İsrail saldırısına karşı koyamayacağı görüşünde. Uzman, Rus üslerindeki Suriyeli personelin de önemli bir dezavantaj olacağını öne sürüyor.
Tüm bunlar, Suriye’deki İran askerî varlığı sebebiyle gündeme geliyor. İran, bir Türk haber sitesinin deyimiyle “Sanayi işi soba borusu füzeleriyle” ABD’yi ve İsrail’i korkutamayacağını biliyor olmalı. Askerlerin, diplomatların işine karışırken mutlaka söylemlerini, eylemle teyit etmeye hazır olmaları gerekir. Eğer böyle bir hazırlığa sahip değilseniz, karşı taraf önceleri bu söylemlere aldırmaz, ama sonradan bu sesi de kesmek isteyebilir.
Astana+Cenevre sürecinin hızlanarak Suriye’de ilk bahara seçim yapılmasını sağlamak gerektiği sırada İran’ın bu retoriği daha fazla uzatması, geçen hafta Suriye sularına ABD’nin beş parçalı yeni bir saldırı gücü göndermesi ve buna hafta sonunda bir
Fransız gemisinin katılması gibi, hiç olmaması gereken gelişmelere yol açıyor.
İranlı generallerin bu konuşmalarının kimseye bir yararı yok!
