ABD’de Demokrat Parti, çökmekte olan altyapı için elde olmayan kaynaklardan nerede ise 2 trilyon dolarlık bir paket hazırlamış bulunuyor. Bu paket, Biden’ın Avrupa zirvelerini tamamlayıp ülkesine döndüğü zaman kendisini bekleyen en büyük sorun olacak.
Sadece çöken köprüler değil; ABD’nin küresel imparatorluğu da çöküyor ve buna engel olmak için, söz gelimi Çin gibi çok çalışmak, çok üretmek ve ucuza satmak yerine, Çin’i yok etmek için çareler arıyor. Nitekim Bush’un “Ebediyen Savaş” kuramı durduk yerde icat edilmemişti. Bu, ABD’nin küresel emperyalizmin anahtarını İngiltere’den devraldığı 1919’dan beri geçerli bir teori. Şimdi Çin’e karşı açılacak soğuk savaşın (dileriz hiçbir zaman sıcak savaşa dönmez) masrafları için, kurumlar vergisinden başka çare kalmadı. Biden, göreve seçilmeden önce başlayan bu kaynak arayışı, bir süre önce sonuç verdi. Kurumlar vergisi en az yüzde 15 olacak. ABD bunu daha önce denedi; sonuçta toplanan kurumlar vergisi azaldı çünkü kurumlar tası tarağı toplayıp, önce komşu ülkelere sonra Çin’e kaçtılar.
Ancak Demokratlar bu kez akıllandıklarını kanıtladılar; bu vergileri attırmadan önce, firmalara kaçacak yer bırakmamak için küresel bir önlem aldılar: Ekonomik İş birliği Örgütü’nün (OECD) 140 üyesinden 136’sı, çok uluslu şirketlerden aldıkları kurumlar vergisini en az yüzde 15 olarak belirlemeyi kabul ettiler. Bu, örgütün 60 yıllık tarihinde bugüne kadar aldığı en geniş kapsamlı ve en geniş katılımlı kararı oldu. (Kenya, Nijerya, Pakistan ve Sri Lanka karara katılmadı; ancak bu dört ülkenin küresel birçok uluslu şirket cenneti olmasını kimse beklemiyor. Çin OECD üyesi değil ama kurumlar vergisi zaten yüzde 25!)
Böylece, Biden ve onu destekleyen ABD sosyalistlerinin “zenginlerin kalkınmaya adil şekilde katılması” planı küresel bir uygulama alanı buldu. OECD’nin Roma Zirvesi’nde G20 ile paylaşarak onayladığı bu ortak kararın gerekçesi, Çin’e karşı kaynak oluşturmak değil, iklim değişikliği ile mücadele olarak açıklandı. OECD’nin bu vergi artışından kazancı yılda 125-150 milyar dolar olacak ve bu paranın yüzde 80’i en büyük 20 ülkenin cebine girecek.
Belki böylesine büyük çapta bir kurumsal vergi artışı böylesine büyük bir katılımla gerçekleşemezdi, eğer özellikle şu pandemi süresince bir avuç küresel milyarderin çılgınlıkları olmasaydı. Arkadaşlar ile uzay turlarından tutun, Hindistan’da 100 milyon dolarlık düğünlere (Beyonce, Clintonlar ve 200 diğer davetlinin özel uçaklarla Hindistan’a götürülmeleri lüksün sadece bir bölümüydü), Bill Gates’in 10 günlük tatil için 10 milyon dolara yat kiralamasına kadar, kamuoyuna yansıyan bu çılgınlığın bir sonucu olacaktı. (Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un Gökova’dan Fethiye’ye helikopterle gidip Bill Gates’in doğum günü partisine katılması, çılgınlığa dikilen tüy sayılabilir.)
Pandemi sonrası tedarik zincirlerindeki aksama, dünyada fiyat enflasyonunun yüzde 20’leri bulması, bu küresel kurumsal vergisi artışı tüm dünyayı sevindirmiş olmalı.