Biden ile en çok dalga geçen eden bizzat Obama olmuştu. Gaf makinası, Amerikan deyimiyle ayağını ağzına sokma ustası Joe Biden için Obama bir keresinde “Bırakın Joe, Joe’luğunu yapsın!” diyerek, medyanın Biden’ı daha fazla alay konusu yapmasını önlemeye çalışmıştı.
Korona salgını günlerinden beri evinden dışarı çıkmayan Joe Biden, muhafazakâr basının “Kazanacak olursa evinin bodrumundan doğruca Beyaz Saray’a gidecek” alaylarının yanı sıra, kendisine Saklanan Biden anlamına, kafiyeli “Hidin’ Biden” adı takılmıştı.
Biden, saklandığı yerden çıksa bile seçimi kazanması kurmaylarına da imkânsız görünmüş olmalı ki, başkan yardımcısı adayı olarak Kaliforniya’nın kadın senatörü Kamala Harris’i seçtiler. Harris’in annesi Tamil Nadu’dan okumaya gelmiş bir Hindu, babası ise Jamaikalı bir İngiltere yurttaşı. Çocukluğunda hem Hindu hem de Babtist Protestan olarak ibadet etmeyi öğrendiği için iki dini de benimsiyor.
Kaliforniya’da doğduğunda anası da babası da ABD yurttaşı olmadıkları için başkan yardımcısı adayı olup olmayacağı konusunda bir tartışma var. Ancak 1990’dan beri savcı yardımcısı, bölge savcısı, eyalet başsavcısı ve nihayet eyalet senatörü seçilmiş bir siyasetçi hakkında bu tür iddialar sonuç verecek gibi görünmüyor.
Kaliforniya, ABD’nin Ermeni seçmen nüfusu en yüksek eyaleti olduğu için, Kamala Harris’in geçmişinde Osmanlı’yı ve Türkiye’yi Ermeni aleyhtarlığı ile suçlayan ve sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıyan yasa çıkartılmasını savunan demeçleri var. Senatör olarak görev yaptığı süre içinde Türkiye aleyhtarı demeçleri var ve dahası, kendisine bağış yapanların arasında FETÖ’nün Kaliforniya örgütünün de bulunması dikkat çekiyor.
Biden’ın ise siyasetçi olarak çok garip bir geçmişi var. Başka bir siyasetçinin sonunu getirebilecek bir yığın karakter bozukluğu göstergesi (mesela yanına gelen kadınların hemen omuzuna el atıp elini kadının sırtından aşağıya doğru indirmesi) nedense onun teflon kişiliğine bir zarar vermedi. Bunu, Biden’ın derin devletin adamı olmasıyla açıklayanlara hak vermek zor değil.
Biden’ın 15 Temmuz gecesi, Beyaz Saray’da Acil Operasyon Merkezi’nde toplanan ekibe başkanlık yapması dikkat çekmişti. Bu sırada ABD Dışişlerine ve Savunma Bakanlığı’na “Bekleyelim, görelim...” tutumunu benimseten kişinin Biden olduğu, darbe sırasında “İki tarafa da insan haklarına ve demokrasiye saygı” çağrısında bulunan metni Biden’ın kaleme alması, bunlar açıkça bilinen şeyler olmadığı için Biden resmen kınanmadı; ancak Türkiye, bu “iki taraf” terimine--en hafif ifadesiyle--çok gücendi ve öfkesini açıkça bildirdi.
Biden’ın darbe sonrası Türkiye’ye darbe girişiminden bir aydan daha uzun bir süre sonra yaptığı sözüm-ona destek ziyareti, bu kırgınlığı artırmaktan başka işe yaramadı.
Biden’ın, Aralık’ta verdiği ancak yeni ortaya çıkan “iktidarı devirme planları” yapacağını belirttiği demeci, bu haydut zihniyetin bir tezahürüdür.
Biden başkan seçilirse, ikili ilişkilerin onarılması zor bir seviyeye gelmesi çok muhtemel.