Özellikle şekerleme, sakız gibi daha çok çocukların tükettiği ürünlerde yaygın olarak kullanılan titanyum dioksitin gıdalara katılmasının nedeni beyazlatıcı etkisi ve nem tutucu özelliği
Kodu, E171. Adı, Titanyum dioksit. Gıda katkı maddesi. Ama 4 ay sonra Fransa’da gıdada kullanımı yasak. Bizde ise herhangi bir yasak söz konusu değil. Özellikle de şekerleme, sakız gibi daha çok çocukların tükettiği ürünlerde yaygın olarak kullanılıyor. Gıdalara katılmasının nedeni, beyazlatıcı etkisi ve nem tutucu özelliği. Beyaz şeker ve sakızlar, bazı peynir çeşitleri, pastalar ve diş macunlarında titanyum dioksit bulunma oranı oldukça yüksek.
Fransa’da yasak geliyor
Peki bu madde Fransa’da neden yasaklanıyor? Çünkü kesin kanıtlanmasa da insan sağlığına zarar veriyor. Temel şüphe, titanyum dioksitin vücutta parçalanmayarak biriktiği ve yerleştiği bölgelerde hastalık yaratıcı etki yarattığı yönünde. Nem tutucu özelliği nedeniyle bu maddenin beyin veya eklemlerdeki sıvıyı tükettiği sanılıyor. Bunun en hafif sonucu da romatizmal hastalıklar. Asıl korkulan yanı ise titanyum dioksitin DNA hasarına yani; kansere neden olması. Kaliforniya Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma, titanyum dioksit (TiO2) nanoparçacıklarının kromozomlara hasar verdiğini ortaya koymuş. Zira kromozom hasarı demek, kanser riski demek. Zaten Dünya Sağlık Örgütü de, bu maddeyi muhtemel kanserojen olarak değerlendirmiş. ABD Gıda ve İlaç Dairesi ise, E171’in gıdalarda kullanımını onaylasa da oranının yüzde 1’i geçmemesi gerektiği notunu düşmüş.
Başta da belirttiğim gibi, Türkiye’de bu maddeye yönelik herhangi bir kısıtlama yok. Dikkatli tüketiciler, semt marketlerindeki sakız ve şekerleme etiketlerinde bol miktarda ‘E171’ ifadesini görecektir. Tabii hangi oranda kullanıldığını da bilmiyoruz. Çünkü, etiketlerde sadece var olup olmadıklarına yönelik bir ibare var. Hangi oranda kullanıldığı tüketici bilgisine açık değil. Bu açıdan en akılcı olanı, E171 kullanılan gıda ürünlerinden hem kendimizi hem de çocuklarımızı bir süre sakınmak.
İçinde ne olduğunu bileceğiz
Peki bunu nasıl yapacağız? Öncelikle paketli ürünlerin etiketlerini dikkatlice okuyarak. Ürünün içinde neler olduğunu bilmek ilk adım. Bugün artık, glikoz şurubu, palm yağı, çeşitli kıvam artırıcı ve koruyucu katkı maddelerine yönelik endişelerin geniş bir tabana yayılmaya başladığına tanıklık ediyoruz. Özellikle hekimler, başta alerji olmak üzere birçok hastalıkta yiyip içtiklerimizin rolü olduğunu söylüyor. Abur cubur diye nitelediğimiz gıda ürünleri, içerdikleri trans yağ, yüksek şeker ve sentetik renklendiriciler nedeniyle ciddi endişe kaynağı olmaya başladı. Renklendiricilerin, dikkat eksikliği ve davranış bozukluğuna yol açtığını gösteren çalışmalar var. En masum görünen sakızda bile türlü türlü renklendiriciler kullanılıyor. Aslında sakızın kendisi bile tartışmalı. Zira ana maddesi olan sakız mayası, petrol türevi plastik maddelerden oluşuyor. Eskidenmiş o çamsakızı. Sakıza olan talep artınca, ana hammadde çamsakızı ağacının özünden plastik maddelere doğru evrilmiş. Sakız Tebliği’nde bunu açık bir şekilde görebiliyorsunuz. Bakın tebliğde ‘Sakız mayası’ nasıl tanımlanmış: “Gıdaya uygun elastomer, reçine, vinil polimer, parafin, mikro kristalize vaks, bitkisel yağ ve izin verilen katkı maddeleri ile tekniğine uygun olarak hazırlanan ürün.”