Hayrabolu’da yıllar önce ikinci el bir otomobil fiyatına satın aldıkları yüzlerce dönümlük araziyi badem fidanlarıyla buluşturan İnceten ailesi doğru üretimin karşılığını bulduğunu söylüyor
Şili cevizi, Amerikan bademi! Maalesef ceviz ve bademin anavatanıyız ama kuruyemiş çarşılarında tablo bu. Her iki üründe de ithalatçıyız. Cevizde yüzde 72, bademde de yüzde 80’e varan dışa bağımlılık söz konusu. Ve bu ürünlere her yıl milyonlarca dolar ödüyoruz. Diğer yandan da işsizliği, göçü, ekilemeyen tarım alanlarını ve çiftçinin zararını konuşuyoruz. Oysa, belki de tek yapmamız gereken; toprağa sadık yar olmak. Altını, toprağın altında değil, üstünde aramak. Zira, bunu yapanlara doğa mükafatını, fazlasıyla veriyor.
15 ton organik badem
Mesela, Hayrabolu’da yıllar önce ikinci el bir otomobil fiyatına satın aldıkları yüzlerce dönümlük araziyi badem fidanlarıyla buluşturan İnceten ailesi. İç bademin kilosunun 100 liraya kadar ulaştığı günümüzde her yıl 15 ton organik badem hasat ediyorlar. 10 yıl önce başladıkları bademcilik, onlara yepyeni bir dünyanın kapısını açmış. Uluslararası bir market zinciri ve İstanbul’daki birçok lüks otel direkt müşterileri.
Burak İnceten, kısa sürede talebe yetişemez duruma geldiklerini anlatıyor: “Araziyi gazete ilanında görüp alan ve tarımsal üretime başlayan aslında annem. Önce ceviz, badem veya şaraplık üzüm yetiştirmek için araştırmalar yapıldı. Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, toprak analizi sonrası ‘badem olabilir’ deyince devlet desteğiyle fidanları toprakla buluşturduk. İlk ekim 2009 yılında yapıldı. 4 yıl sonra ürün almaya başladık. Ancak kısa süre sonra gübresinden pestisitine, kullanılan kimyasallar rahatsız edince organiğe geçmeye karar verdik. 3 yıllık geçiş sürecinin ardından da sertifikalı üretici olduk. Ürünümüzü alıp, uluslararası bir marketin kapısını çaldım. Analizden sonra ‘Elinizde ne kadar varsa alalım’ dediler. Yine otellerde de durum aynı. Çiftçiyi destekleme motivasyonuyla çok istekliler. Doğru üretim, karşılığını buluyor. Kısa sürede hayal bile etmediğimiz noktalara geldik. Ancak Türkiye’de badem üretimi maalesef çok yetersiz. Başka bahçeler almak istiyoruz ama organik bahçe çok az. Öykümüzün insanlara cesaret vermesini istiyorum. Badem yetiştiriciliği hem çok kolay hem de çok kazançlı. İthal etmek zorunda değiliz.”
Afyon Dereçineli kiraz yetiştiricisi Vedat Önder de bademle yüzü gülen çiftçilerden. Kirazda sorun yaşayınca ilçe tarımın tavsiyesiyle bademe geçiş yapan Önder, 2 yıldır ürün alıp, satıyor. Sonuçtan o kadar memnun ki, bir bahçe daha yapıp 7 dönümlük araziye daha badem ekmiş. Bölgede 5 kişinin de bademe geçmesini sağlamış. Satış için hiç zorlanmadığını, alıcıların kendisine ulaştığını anlatan Önder, bademe yönelik ilgi nedeniyle Türkiye genelinde fidan bulmakta zorluk yaşandığını söylüyor.