Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Zehirli meyve ve sebze konusu, ihraç malları iade edilince gündeme geliyor. Türk halkının zehirli meyve ve sebzeleri tüketmeleri sonucu karşılaştıkları sağlık sorunları umursanmıyor.
Son olarak Rusya, balkabaklarını, yeşil marulları, limonları ilaç kalıntısı oranlarının yüksekliği nedeniyle iade etti.
Tarımsal üretimde ilaç kullanılıyor. Günümüzde ilaçsız üretim yapılamıyor. Ancak: Doğru ilacın/Doğru zamanda/Doğru ölçüde/Doğru şekilde/Doğru sürede kullanılması ve de/Ürünün ilaç kalıntı süresi geçtikten sonra toplanması gerekiyor.
Bizde, yanlış ilaçlar, ölçüsüz şekilde, yanlış kullanılıyor. Ürünler ilaçta kalıntı süresi geçmeden toplanıyor. İhraç ediliyor. İç piyasaya sürülüyor.
Meyve ve sebzelerde sağlığa zarar verecek “Maksimim Kalıntı Limiti” için uluslararası “ölçüler” var. Buna ek olarak her ülkenin kendi tüketicisini korumak için belirlediği “ilaç ve miktar” sınırlamaları var.
Zehir yiyoruz
Bizler tükettiğimiz meyve ve sebzelerde “Maksimum Kalıntı Limiti” üründe hangi tür ve ne ölçüde kalıntı olduğundan habersiziz.
Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Araştırma Merkezi’nin Ar-Ge projesi kapsamında tarım ürünleri üzerinde kalan pestisit (ilaç) kalıntıları incelendi.
Dr. Bülent Şık başkanlığındaki araştırma grubu semt pazarlarından rastgele seçilen ürünler laboratuvar ortamında incelendi. 2013’te domates, biber, salatalık, kabak ve çilekten oluşan yaklaşık 400 örneğin yüzde 21’inde, maksimum değerin üzerinde pestisit kalıntılarına rastlandı. 2014’te bu ürünlere patlıcan ve portakal eklenerek 309 üründe daha analiz yapıldı. Maksimum kalıntı değerini aşan ürün oranının yüzde 25’e ulaştığı görüldü. Bazı ürünlerde 13 farklı pestisit kalıntısı bulundu.
Meyve ve sebzelerdeki ilaç kalıntıları sağlık sorunlarına yol açıyor. Kanser riski yaratıyor. Hormon sistemini olumsuz etkiliyor. Doğurganlığı azaltıyor. Kalp-damar, sinir sistemini bozuyor. Bağışıklığı yok ediyor. Özellikle gelişim çağındaki çocuklarda cinsiyet gelişim bozukluğu ya da obeziteye neden oluyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise, bakanlıkça yapılan analizlerde ürünlerin yüzde 97.5’inde dünyada kabul gören ve ülkemizde de yasal olan Gıda Kodeks değerlerinin altında kalıntı tespit edildiğini belirtiyor.
Bakanlık açıklamasına göre, 2014 yılında 11 bin 893 numunenin yüzde 2.5’inde kalıntı oranının belirlenen sınırları aştığı tespit edilmiş.
Laboratuvar şart
Çok zehirli kimyasalların yasaklanması, uçakla mücadele uygulamalarının azaltılması, biyolojik ve biyoteknik mücadelenin desteklenmesi, reçeteli tarım ilacı satışı, üretici kayıt defteri, reçete uygulaması, pestisit uygulayıcılarının eğitim ve sertifikalandırılması, bayi denetimi ve profesyonel uygulamanın özendirilmesi gibi çok sayıda tedbir alınmasına rağmen kalıntı sorunu devam ediyor.
Akdeniz Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Dr. Bülent Şık başkanlığında gerçekleştirilen araştırmanın bulgularından esinlenerek, Türk tüketicisini zehirli meyve ve sebze yemek riskinden kurtarmak için bir imza kampanyası başlattı.
İnternette “Zehirli meyve ve sebze istemiyoruz” başlığıyla yürütülen kampanyayı şimdiye kadar 20 bin kişi imza vererek destekledi.
İstenen şu: ”Toptancı hallerinde kalıntı analizi yapacak laboratuvarlar kurulsun. Kalıntı analizi yapılmadan meyve ve sebzeler satışa sunulmasın. Bakanlık, ilaçların satışı, kullanımı konularında üreticiyi yaygın ve etkin olarak denetlesin.”
Konu çok önemli. Meyve ve sebze yiyoruz diyerek zehir yemeyelim. (Yemeyelim diyoruz da... Yapılan analizler, yediğimiz meyve ve sebzelerin genel olarak yüzde 25’inde ilaç kalıntısının limit üzerinde olduğunu, bu meyve ve sebzeleri afiyetle yediğimizi ortaya koyuyor.)