Temmuz ayında işsizlik oranı yüzde 10.7 oldu. Mayısta, haziranda yüzde 10.2 idi. İşsizliğin yüzde 10’un altına inmesini bekliyorduk. Bir türlü yüzde 10’un altına indiremiyoruz.
2008’de yüzde 10’un üzerine çıktı. 2011’den 2014’e kadar yüzde 9’larda seyretti. 2015’de gene yüzde 10’un üzerine çıktı. Yüzde 10’un üzerine yerleşti.
Son 10 yılda çalışan sayısı 8 milyon 500 bin artarken, işsiz sayısı 1 milyon 400 bin arttı.
Çalışan sayısındaki artışa göre, işsiz sayısındaki artış küçük. Ne var ki, iş bulduklarında hemen çalışmaya hazır nüfusun tamamına iş bulamıyoruz.
Geçen temmuz ayından, bu temmuz ayına iş bulduklarında çalışmaya hazır kadın ve erkek sayısı 1 milyon 240 bin arttı. Bunların 1 milyon 120 binine iş bulundu. 120 binine iş bulunamadığı için, iş bulunamayanlar işsizler ordusuna eklendi. Bir yılda iş arayan 10 kişinin 9’una iş bulunabilmiş, 1’i ise işsizler ordusuna eklenmiş durumda. Temmuz ayında çalışan sayısı 28 milyon 750 bin. İşsiz sayısı 3 milyon 450 bin.
Nüfus hızlı artıyor
Hazirandan temmuza çalışmak isteyen kadın ve erkek sayısı artışı 240 bin oldu. Bunların 55 binine iş bulunabildi. 195 bini işsizlere eklenince işsizlik oranı yüzde 10.2’den yüzde 10.7’ye tırmandı.
İnsanlar işlerini kaybettiğinden işsiz sayısı artmıyor. İşsizlik oranı yükselmiyor. Sorun, hızlı nüfus artışı. İş bulduklarında çalışmaya hazır nüfusun tamamına iş bulunamaması.
‘Ekonomi yüzde 5 büyüyor’ diyerek seviniyoruz. Ama yüzde 5 büyüme, işsizlik oranını aşağıya çekmeye yetmiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), işgücü göstergelerini mevsim etkilerinden arındırıyor. Mevsime göre bazı sektörlerde istihdam artıyor, bazılarında azalıyor. Bu nedenle aylık işsizlik oranları insanı yanıltabiliyor.
Mevsim etkilerinden arındırılmış iş gücü göstergelerine göre temmuz ayı işsizlik oranı yüzde 11.2 oranında. Tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 13.4 oranında. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 21.7’ye yükseldi.
Bizde işsizlik oranları birçok ülkeye göre çok yüksek. Ne var ki, bizim sosyal yapımız ve sosyal politikalarımız sayesinde işsizlik oranının yüksek olması, ekonomik ve sosyal huzursuzluğa yol açmıyor.
Çare sanayi sektörü
(1) Bizde sosyal yapı güçlü. Aile ilişkileri, akraba ilişkileri, yardımlaşma alışkanlığı sonucu işsizler aç ve açıkta kalmıyor.
(2) Devletin sosyal yardımlaşma ağı giderek güçleniyor. Devletin sosyal yardımlaşma ağı işsizlerin aç ve açıkta kalmalarını önlüyor.
Ama bütün bunların bir faturası var. Sonuçta, işsizleri işi olanlar besliyor. Bu ise genelde yaşam şartlarını olumsuz etkiliyor. Toplumda üretken kesimin, üretemeyen kesime fon aktarmasına yol açıyor.
Bir başka olumsuz gelişme ise, istihdamın yapısı. 28 milyon 750 bin çalışanımız var ama, bunların sadece yüzde 30’u kadın. Kadınların toplam istihdama katkıları çok düşük.
Kadın ve erkek çalışanların sadece yüzde 18.5’u sanayi sektöründe. Hizmetler kesimi insan deposu haline geldi. Çalışanların yüzde 53’ü hizmetler kesiminde. Çalışanların yüzde 21’i tarımda, yüzde 7.5’i inşaatta.
İstihdam sorununun çözümü sanayi sektörünün gelişmesine bağlı. Sanayi gelişince hem istihdam artıyor, hem gelir artıyor.