Halkımızın finans sistemi içinde finansal varlığı 1 trilyon 200 milyar liraya ulaştı. Bu rakam sadece bankalardaki bonodaki yatırım fonlarındaki hisse senedindeki finansal varlığı gösteriyor.
Bunlar dışında, halkımızın cebinde Türk Lirası veya yabancı para var. Evinde altın var, döviz var. Bunlar da finansal varlık. Ama bunların hesabını bilemiyoruz.
Kaldı ki ekonomi için önemli olan finansal sistemdeki varlıktır. Çünkü finansal sisteme giren varlık ekonominin çarklarını çeviren varlıktır. Yatırıma, üretime yönelen finansal varlık budur.
İsteyen parasını istediği şekilde değerlendirir. Tüketilmeyen finansal varlıklar genelde halkın tasarrufunu oluşturur.
Halk bankalara güveniyor
Halkımız finansal varlığını yüzde 78.5’ini bankalarda TL ve döviz olarak saklıyor. Sadece yüzde 22.5’i diğer finansal yatırım araçlarında değerlendiriliyor.
Halkın toplam finansal varlığının yüzde 51.5’i TL mevduat hesaplarında, yüzde 27’si döviz mevduat hesaplarında.
Halkımız bankaların mevduata ödedikleri net faizin düşüklüğünden yakınsa da banka sistemine güveniyor. Parasını banka sisteminden dışarıya çıkarmıyor.
BES’e ilgi bir türlü artmıyor
Son yıllarda bireysel emeklilik sistemi gelişti ama tasarruflardan bireysel emekliliğe giden pay sadece yüzde 3.2 oranında.
Halkımız bireysel emeklilik sistemine beklenen ilgiyi göstermiyor.
Halkın borsadaki parası toplam tasarruflarının yüzde 7’si kadar.
Halkın cebindeki, evindeki Türk parası ise, toplam finansal varlığının yüzde 7’si kadar. Halkın cebinde, evinde, kasasında 86 milyar lira Türk parası var.
2012 yılından 2013 yılına halkın toplam finansal varlıkları cari fiyatla yüzde 30 oranında artmıştı.
2013’ten 2014 yılına cari fiyatla artış yüzde 18 oranında oldu. Finansal varlık artışları genelde banka mevduatındaki artış olarak gerçekleşiyor.
Sermaye piyasası sadece borsadan ibaret değil. Ama bizde borsa öne çıkınca sermaye piyasasındaki diğer alternatif yatırım araçları kullanılamaz oldu.