22 Ocak 2015 tarihinde TÜSİAD’ın 45’inci Olağan Genel Kurul toplantısı yapılacak.
TÜSİAD kurulduğu tarihten bu yana kamuoyunun ilgisini çeken bir sivil toplum kuruluşu.
TÜSİAD yönetimleri iktidardaki partiler ve yönetimlerle iyi diyaloğu sürdürmeye çalışırlar ama değişik dönemlerde değişik nedenlerle bu diyaloğ kesilir. Bu yıl Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan TÜSİAD toplantısına katılmayacaklarına açıkladılar.
TÜSİAD ile her tartışmada, “TÜSİAD’ın Ecevit’i düşürmek için verdiği ilanlar” gündeme gelir.
TÜSİAD’ın başbakanı düşürmek için verdiği ilanlar nasıl ilanlardı?
Ne zaman verildi? Çok kişi bunları unuttu.
İyisi mi ben sizlere 1979 yılında gazetelerde yayımlanan 4 TÜSİAD ilanını hatırlatayım.
Yarınki yazıda da dönemin başbakanı Sayın Ecevit’in bu ilanlarla ilgili değerlemelerini, hükümetin bu ilanlar yüzünden mi değiştiğini anlatırım.
1979 yılı mayıs sonu ve haziran başında gazetelerde TÜSİAD’ın 4 ilanı yayımlandı.
İlanlarda şu mesajlar veriliyordu.
İLAN 1: Gerçekçi çıkış yolu
Dünyanın bugünkü ekonomik gidişinde bunalım geçiren tek ülke Türkiye değildir. Ama bunalım karşısında kendine yardım etmeyen tek ülke de Türkiye olmamalıdır.
Demokratik toplumumuzun üreten, verimli üreten, temel gücünün hür teşebbüs olduğunu artık anlamalıyız.
Ekonomimizi bir yasakçı “mevzuat ağı” içinde boğan, kişinin teşebbüs şevkini kıran, kişiyi yanlış yönlere sevk eden aşırı müdahaleci ve güven sarsıcı zihniyet bunalımın asıl sebebidir.
Zorlayıcı, önleyici önlemlerle üretim artmaz. Olsa olsa ekonomik yapı çarpılır. Giderek rejim değişir.
Hür teşebbüsün zayıflaması hürriyetçi demokrasinin zayıflamasıdır.
İLAN 2: Ulus bekliyor
Ne bekler hayattan bir ulusun fertleri? Önce iş bekler.
Tek iş kapısı olarak karşısında yalnız devleti bulmanın çaresizliğine düşmemek ister.
Hürriyet içinde örgütlenmek, sendikasını seçmek ister.
Yokluğu paylaşmak değil, bolluğu yaratmak istiyoruz. Ve bunun önündeki sorunların hürriyetçi, demokrasinin nimetleri içinde çözümlenmesinden vazgeçemeyiz.
Biz Türk özel sektörünün üyeleri olarak beyan ederiz ki, ülkemizi hürriyetçi demokrasi içinde refaha götürecek temel güç hür teşebbüstür.
İLAN 3: Yokluğu paylaşmak mı? Bolluğu sağlamak mı?
Yıllar yılı, refaha nasıl erişeceğimiz, üretimi nasıl artıracağımızdan çok, neyi nasıl paylaşacağımız tartışılıyor.
İşte bu yüzden, gündelik ihtiyaç maddelerinin pahalılık, darlık ya da yokluğunu paylaşıyoruz.
Giderek azalan tasarrufların, durmuş yatırımların sonuçlarını, çalışabilir her 100 kişiden 14’ünün işsizliğini paylaşıyoruz.
Paramızı mum gibi eriten enflasyonu paylaşıyoruz.
Oysa bolluğu yaratacak bütün imkânlara sahip, işgücü, sanayi ve tarım potansiyeli yüksek bir ülkeyiz.
Dünyada, kendine yeterli besin üreten yedi ülkeden biriyiz.
İşgücü açısından, Avrupa’nın önde gelen ülkeleri arasındayız.
Henüz el değmemiş yer altı kaynaklarına sahibiz.
Sosyal adalet, yokluğu paylaşmak değildir. Bolluğu paylaşmaktır.
Herkesi iş, herkese insan haysiyetiyle bağdaşan bir hayat düzeyi demektir. Bu ise, daha çok yatırım, daha çok üretimle gerçekleşir.
İLAN 4: Refahın ve hürriyetlerin düşmanı: Enflasyon
Bir ülkede fiyatlar korkutucu bir hızla yükselir ve yükselmeye devam ederse,
Alın teri, göz nuru dökülerek kazanılan para, dünden daha çok olmasına rağmen, geçim sıkıntısı artarak sürerse,
Sabit gelirli olmak, her gün, biraz daha fakirleşmek anlamına gelirse,
Tasarruf edilen para, durduğu yerde erirse,
Kazançlar, büyür gibi göründüğü halde, gerçekte mevcut yatırımların daha sürdürülmesine imkan vermeyecek duruma düşerse,
O ülkede enflasyon var ve enflasyon sürekli artıyor demektir.
Enflasyon, Türk Lirası’nın dış değerini düşürmektedir.
Dünya pazarında rekabet gücümüzü yok etmektedir.
Enflasyon, kaynak birikimine imkan vermemekte, yatırımları durdurmaktadır.
“Enflasyon yenilemeyecek bir düşman değildir. Parasal bir olaydır. Para ise, nihayet suni bir araçtır. Gerçek olan üretimdir.
Türkiye, doğal kaynaklarıyla, büyük işgücü ve sanayi potansiyeliyle, enflasyonu yenecek bütün imkânlara sahiptir. Yeter ki doğru, cesur ve kararlı ekonomi politikaları uygulanabilsin.”
İlanda tekrarlanan mesaj
Yayımlanan 4 ilanda da ilanların alt köşesinde tekrarlanan bir mesaj vardı. Her 4 ilanın metninde yer alan demokrasiye bağlılık, Anayasa’ya saygı ve hürriyet özlemine, işçilerin sendikalaşma haklarına yapılan vurguya ek olarak şu mesaj tekrarlanıyordu:
Biz Türk özel sektörünün üyeleri olarak beyan ederiz ki ülkemizi hürriyetçi demokrasi içinde refaha götürecek temel güç hür teşebbüstür.
Kişiyi, her zaman daha çok ve daha verimli çalışmaya sevk etmiş olan hür teşebbüs, çağımızın ileri toplumları refaha hürriyet içinde yalnız bu yolla erişmişlerdir. Bir başka yol yoktur.
Bu mesaj - demokratik toplumumuzun üretici güçlerinden özel sektörü temsil eden bu kuruluş olarak - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanmış ve sayın halkımıza, izlenmesi, incelenmesi ve tartışılması amacıyla sunulmuştur. “
Bu ilanlar 36 yıl önce yayımlandı. Bu mesajlar 36 yıl önce verildi. Şimdilerde geldik 2015 yılına... İlanlarda anlatılanlarda neler değişti, verilmesi istenilen mesajlar güncelliğini yitirdi mi? Bunları ilanları ve mesajları okuyanlar değerlendirecekler.
Yarın: İlanları rahmetli Ecevit nasıl değerlendirdi?