Merkez Bankası dün 2014 yılının ilk Finansal İstikrar Raporu olan mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı.
Finansal istikrar deyimi, finansal piyasalarda ve bu piyasalarda faaliyet gösteren kurumlarda ve de ödeme sistemlerinde, istikrarı ve şoklara karşı dayanıklılığı anlatmak için kullanılan bir deyimdir.
Merkez bankaları para politikalarını oluştururken, bir bütün olarak finansal sistemin istikrarını gözetmek ve sistemi etkileyen ve risk yaratan gelişmeleri değerlendirmek zorundadır.
Bizim Merkez Bankamız yılda 2 defa finansal piyasalardaki gelişmeleri ve bu konudaki değerlemeleri gösteren raporlar yayımlıyor. Bu raporlara Finansal İstikrar Raporları deniliyor.
Dün yayımlanan raporda, son altı ayda, finansal sistemimizin içerideki ve dışarıdaki risklere karşı dayanıklı yapısını koruduğu belirtiliyor. Olası riskler konusunda önemli bir değişikliğin olmadığı anlatılıyor.
Ne bilgiler veriliyor?
* Raporda Türkiye’nin, gelişmekte olan ülkeler içinde 2011-2013 yılları arasında kredi/GSYH oranı en çok artan ve yıllık nominal kredi büyümesi en yüksek olan ülkelerden biri olduğuna işaret ediliyor.
* Deniliyor ki, ”2013 yılının ilk yarısında düşük seviyelere gerileyen faiz oranlarının ve uzayan vadelerin de etkisiyle konut ve ihtiyaç kredileri; mayıs ve haziran aylarında ise özellikle özelleştirmelere bağlı olarak kullandırılan yabancı para proje finansmanı kredileri kredi büyümesinde belirleyici oldu.
2013 yılı sonundan itibaren küresel likidite koşullarının değişmesine ve küresel piyasalardaki oynaklığın artışına bağlı olarak kredi büyümesinde yavaşlama başladı.”
Hanehalkının varlığı artıyor
Bu değerlemelerden sonra raporda hane halkını ilgilendiren, “Tüketici Kredileri” konularındaki gelişmeler hakkında bilgi veriliyor.
* Raporda yer alan anlatıma göre, tüketici güvenindeki zayıflama, yükselen kredi faizleri ve makro-ihtiyati tedbirler; başta bireysel kredi kartı bakiyeleri ve taşıt kredileri olmak üzere hane halkı yükümlülük büyümesini sınırladı.
* Bireysel kredi kartlarında taksitli bakiyelerin, taksitli bakiyeler içinde ise daha uzun vadeli bakiyelerin payı geriliyor.
* Gerçek kişilere ait döviz mevduatlardaki büyüme ağırlıklı olarak büyük ölçekli tasarruflardan kaynaklanıyor.
Raporda, hane halkının varlıklarındaki ve yükümlülüklerindeki değişimi gösteren bilgiler var. Mart ayından geriye bir yılda hane halkının toplam varlıklarındaki artış cari fiyatlarla yüzde 18 oranında. Türk parası mevduat yüzde 11 oranında artarken, dövize bağlı mevduatın Türk parası karşılığı yüzde 50 oranında artı. Döviz mevduat hesaplarında bir yılda 15 milyar dolar artış gerçekleşti.
Bir yılda hane halkı varlığı 110 milyar TL artarken, tüketimi ve kredileri frenleyen tedbirlerin etkisinde hane halkının toplam yükümlülüğü varlık artışının yarısı ölçüsünde oldu.