Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçen hafta sonu açıkladığı ‘Sanayi Üretim Endeksi’ne göre, haziranda sanayi üretimi 2014 haziranına göre yüzde 5.5 oranında, bir önceki aya göre ise yüzde 2.4 oranında arttı.
Haziranda sanayi üretiminde görülen bu canlanma geçici bir gelişme midir? Yoksa devam edecek mi? Zaman gösterecek...
Bu yıl başından beri, ilk defa aylık üretimde yüzde 2.4 artış görüldü. Mayıs ayında üretimde aylık olarak yüzde 2 gerileme olmuştu.
Çarşı pazar geziyoruz, Anadolu’da dolanıyoruz. “Piyasa geberik” diyen esnafın avukatlığını yapıyoruz. Ayşe Hanım Teyzem’in yakınmalarını aktarıyoruz. “Ekonomide işler kötü. Büyüme yavaşladı. Halkın harcayacak parası kalmadı” diyerek yazıp çiziyoruz... Haziran sanayi üretim rakamları acaba ekonomide bir canlanma başlangıcını mı gösteriyor?
Ne kadar ekmek, o kadar köfte
Sanayi üretimi ekonominin temel göstergesidir. TÜİK’in yayınladığı aylık ve yıllık, (takvim etkisinden arındırılmış) sanayi üretim göstergeleri, sanayinin tümünde yıllık ve aylık olarak sanayi üretimin ne kadar arttığını gösterir.
Sanayi üretimi milli gelirin (büyümenin) lokomotifidir. Sanayi üretimi artışı iç ve dış ticarette artışa yol açar. Mali kesimin büyümesini sağlar.
Kaba ifade ile “Ne kadar ekmek, o kadar köfte” misali, sanayi üretim artışı arttıkça milli gelir büyür. “Ne kadar sanayi üretim artışı, o kadar büyüme” durumu vardır.
Sanayi üretimi 2014’ten geride
TÜİK’in yaptığı açıklamalara göre:
- Toplam sanayi üretimi, haziran sonu itibariyle yıllık yüzde 5.5 arttı. Geçen yıl haziran sonu yıllık artış yüzde 1.4, 2013 yılında yüzde 4.2 idi.
- İmalat sanayiinde yıllık üretim artışı, haziran ayı itibariyle 2013 yılında yüzde 5.4, 2014 yılında yüzde 1.5 iken 2015 yılında yüzde 6.9 oldu.
Bu artışlar sadece haziran ayı rakamları arasındaki değişimi gösteriyor. Önemli olan belli bir dönemde üretimin ortalama artış eğilimi.
- 2014 yılının ilk 6 ayında (takvim etkisinden arındırılmış) sanayi üretimi artışı yüzde 4.4 idi.
- 2015 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre (takvim etkisinden arındırılmış) sanayi üretim artışı yüzde 2.6’ya geriledi.
Sanayi üretimindeki artış, sonunda, ekonominin büyüme oranını belirler.
- 2014 yılının ilk yarısında sanayi üretimi yüzde 4.4 artınca, ilk yarıda milli gelir yüzde 3.3 büyümüştü. Yıllık büyüme yüzde 2.9 olmuştu.
- Bu yıl ilk yarıda ortalama büyüme yüzde 4.4’den yüzde 2.6’ya geriledi. Bu nedenle milli gelirin 6 aylık dönemdeki büyüme oranı ve yıllık büyümenin geçen yılın gerisinde kalma riski var.
Kapasite ve enerjide artış yok
Kapasite kullanımı da üretimdeki yavaşlamayı gösteriyor:
- Sanayi tesislerinin belli bir kapasitesi var. Üretim kapasitemiz 100 iken bu kapasitenin ortalama 80’ini kullanıyoruz. Ekonomi yavaşlayınca kapasite kullanım oranı 75’in altına indi. 2015 yılı kapasite kullanım oranları ocaktan bu yana 2014 oranlarının gerisinde. Sadece mayısta 74.1’den 74.7’e yükseldi. Haziranda kapasite kullanımı geçen yılın kapasite kullanım oranıyla aynı.
- Sanayide üretim artınca elektrik, gaz, su üretimi artar. Enerji rakamları da sanayi üretimindeki yavaşlamayı yansıtıyor.
İç talepte ise ‘patlama’ var
Maliye Bakanı’nın açıkladığı tüketim büyüklüğünü gösteren Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi’ndeki (ÖTV) artış ise bizim yazıp çizdiğimizin aksine piyasada beklenmedik bir canlanmayı işaret ediyor.
- Dahilde alınan KDV piyasadaki iş hacmini gösterir. İlk 6 ayda dahilde alınan KDV’deki artış 2014’te yüzde 3.7 iken bu yıl yüzde 12.7 oldu.
- İthalden alınan KDV geçen yılın ilk 6 ayında yüzde 1.8 artmışken, bu yıl yüzde 14.9 arttı.
- Lüks tüketimden alınan ÖTV geçen yıl ilk 6 ayda yüzde 1.8 artmıştı. Bu yıl yüzde 19.2 arttı.
Bu rakamlar, ihracattaki duraklamaya rağmen, içerideki bir talep patlamasına dayalı tüketim artışını gösteriyor. Acaba iç talep canlı iken sanayi üretimi neden artmıyor? KDV ve ÖTV artışları halkın bolca para harcadığını gösteriyor. Bu paraları kimler harcıyor? Nerede harcıyor?
Peki bunlar ne anlama geliyor?
Yılın ilk 6 ayında Türkiye’de ev fiyatları yüzde 18.5 artarken ev satışları yüzde 21 arttı.
İlk 6 ayda otomobil fiyatları yüzde 22 artarken, satışlar yüzde 45 arttı. Satılan otoların yüzde 75’i ithal.
Yılın ilk 6 ayında bankalardaki altın hesaplarının miktarı 16.2 milyar TL’den 11.3 milyar TL’ye geriledi. Halkımız 4.9 milyar TL’lik altınını bozdurdu.
İyi de “Halkın geliri artmıyor. Esnaf, ‘piyasada durgunluk var’ diyor. Kapasite kullanımında artış yok. Sanayide üretim geçen yılın gerisinde. Ama KDV ve ÖTV artışına bakılırsa talep canlı. Neler oluyor?”
Olan şu: Üst gelir grubu ve altın gibi yatırım araçlarına birikimlerini bağlayanlar fiyat artışı bekleyişinde konuta ve ithal araçlara yöneldi. Konut ve ithal araç satışı, “tüketimde patlama” görünümü veriyor. İlk 6 ayda ekonomideki büyüme, bu iki tüketime dayanacak.