Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Günümüzde “Batı’lı Babalar” ülkelerindeki ‘karar ve kumanda’ odalarında oturuyorlar. ‘Dünyayı istedikleri gibi şekillendirmek arayışında’ önlerindeki masanın üzerinde bulunan düğmelere basıyorlar. Havada füzeler, hava araçları uçuşuyor. Karar ve kumanda odasından binlerce kilometre uzaktaki toprakların ve insanların üzerine bombalar yağıyor. Evler, barklar yerle bir oluyor. İnsanlar ölüyor. Evlerin barkların yok olması, insanların ölmesi önemli değil de... Ölmeyenler sorun... Ölmeyen, evini barkını kaybeden, yakınları ölen insanlar, yollara dökülüyor. Al başına belayı(!)... Bu insanlar ‘hadleri olmadan’ Batı ülkelerine doğru yola çıkıyor. Batı ülkelerine göç etmeye çabalıyor... Olur mu böyle?

Haberin Devamı

Olmaz ama oluyor. Buna bir çözüm getirmek lazım. Savaş teorilerini gözden geçirmek lazım... Bombalar sadece binaları yıkmakla kalmasın, insanları da yok etsin ki... Evsiz, barksız, aç insanlar Batı’lıların başına bela olmasın.(!)


Cahit Kayra yazdı

Birinci Cihan Savaşı yıllarında doğan, İkinci Cihan Savaşı’nı yaşayan ve daha sonraki ‘marjinal savaşları’ izleyen Mülkiye’li büyüğümüz Cahit Kayra, yeni kitabında “Marjinal Savaş ve Başkaldırı Teorileri”ni anlatıyor. Cahit Kayra büyüğümüzün bugüne kadar basılan bu 79’uncu kitabını Tarihçi Kitabevi yayınladı.

Cahit Kayra, ‘mizahi bir yaklaşımla’ günümüzdeki savaşları anlatıyor. Mizahi bir yaklaşımla bugün olan biteni, marjinal teori kalıpları içinde değerlendiriyor.

Baş teori “Savaş Yapma, Savaş Yap Teorisi”... Burada önemli olan savaş karşıtlığını savunarak savaş yapmaktır. Savaş yapanın sivil ve asker kaybına uğramadan, kendi toprakları dışında, savaş yapmasıdır. Daha doğrusu savaşı başkalarına yaptırmasıdır. Sivil ve asker kaybını başka ülkelerin sorunu haline getirmesidir.

Sonra, “Kusursuz Savaş-Perfect War Teorisi” var. Bunun esası uçak gönderip başka ülkeleri bombalamaktır. Savaşı çıkaranların ve sürdürenlerin yerine başkalarının dövüşmesini sağlamaktır. Bu arada ‘yapmayın ayıptır’ denilecek ama, arkadan eklenecek:

“Yürüyün aslanlar. Dayanın uçak göndereceğim. Ne ihtiyacınız varsa... Silah, yiyecek, falan filan veririm. Siz savaşa devam edin.”

Haberin Devamı

“Demokrasi Savaşları Teorisi” de önemli. Batı’lı ülkeler için demokrasi kapitalizm gibi olmazsa olmaz. Kapitalist devletler günümüzde sadece demokrasi için savaş isterler(!). Ama bu demokrasi savaşları genelde ülkelere demokrasi yerine felaket getirir.


Nerede eski savaşlar!

“Eski Savaş Teorisi” yüzyüze savaştır. Ordular karşı karşıya gelirler. Ölecekse askerler ölür. Öyle uzaktan füze atmak, uçakla şehirleri yakıp yıkmak yok.

“Yeni Savaş Teorisi”nin arkasında silah üretim sanayi var, daha çok silah satıp daha çok para kazanmak arayışı var. Silahta üstünlük yarışı var.

Cahit Kayra, mizahi anlatımı, ciddi bir değerleme ile sonlandırıyor. Diyor ki, “Batı’da beş yüz yıl önce Hıristiyanların birbirlerini nasıl boğazladıklarını, yaktıklarını, Jan Dark’ın öyküsünü okumuştuk. Onlar defteri kapadılar. Bizim coğrafyamızda ise defter henüz kapanmadı.

Bu böyle sürüp giderse bu coğrafyadaki insanlar birbirlerini kıra kıra yok olacaklar. Orta Doğu’da insan kalmayacak.

Haberin Devamı

“Eh ne yapalım, siz de dünyaya Orta Doğulu olarak gelmeseydiniz” diyebilir miyiz? Yazık değil mi bu insanlara?