Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu kadar da olur mu? Demek ki oluyormuş! Görmeden inanılamaz. Paris’te Louis Vuitton‘un yeni müzesine gidelim denildiğinde, “Çanta, ayakkabı sergilenen müzede ne işim var?” diyecek oldum. “O müze sanat müzesi, daha da önemlisi binasını Frank Gehry yaptı. Herkes akın akın müzeyi görmeye gidiyor. Gidenlerin çoğu sergilenen sanat eserlerinden çok binayı görmeye, gezmeye gidiyor” dediler.
Gittik ki, yağmur altında insanlar bilet kuyruğunda. Kuyruk 200-300 metre. Biz önceden alınmış, rezervasyonlu bilet ile müzeye girebildik. Binanın mimarı Frank Gehry (1929 Toronto), Guggenheim Müzesi binası ile Bilboa’yı ünlendiren, turist akımını sağlayan mimar. Şimdi de insanlar Paris’teki bina için Paris’in batısında Boulogne ormanlarındaki Jardin d’Acclimatation’a akın ediyorlar.

Yelkenli bir bina...
Böyle bir bina olabilir mi? Dışarıdan bakıldığında, denizde seyreden bir yelkenli. Rüzgârdan şişmiş 12 ayrı yelken. Cam yelkenlerin yüzölçümü 13.500 m2 (13.5 Dönüm). Yelkenlerin altında 11 sanat galerisi ve bir etkinlik salonu var. Her bir galeri 11 buz küpü görünümünde tasarlanmış. Yelkenlerin altında üst üste yığılmış buz küpleri. Galeri alanları 11 bin m2 (11 Dönüm). Etkinlik salonunda kullanılmadığında yer altına inen 360 koltuk ve büyük bir sahne var.
İşin kötüsü şu: Müzeye gelenler binayı gezmekten, binayı seyretmekten, galerilerdeki sanat eserlerini izlemeye vakit ayıramıyor.
Bina, 140 milyon dolara mal oldu. Müze 27 Ekim 2014‘de açıldı. Projenin sahibi Louis Vuitton Vakfı. 50 yıl sonra müze vakıf malı olmaktan çıkacak ve Paris Belediyesi’nin olacak.

Haberin Devamı

LV Vakfı Müzesi ‘gel gel’ yapıyor

Marifet harcamayı bilmekte
Louis Vuitton Vakfı’nın Başkanı Bernard Arnault (1942) lüks eşya üreten şirketin büyük ortağı. Şirketin yıllık cirosu 29 milyar euro, kârı 3 milyar euro. Arnault’un aile serveti ise 33 milyar euro.
Rakibi, Fransa’da lüks eşya üreten PPR/Kering (Gucci) grubunun başındaki Francois Henri Pinault (1962) da sanata meraklı. Kering Vakfı adında bir vakfı ve zengin koleksiyonu var.
Paris’te müze yapmaya ilk o teşebbüs etti. Boulogne ormanında Billancourt’da müze kurmak için çalıştı. İzin alamayınca, gücendi. Venedik’te, eski gümrük binası olan Punta Della Dogana’da ve Palazzo Grassi’de iki ayrı müze açtı.
Sanat eserlerini Venedik’e taşıdı. Orada sergiliyor. Pinault’un başında bulunduğu PPR/Kering (Gucci) grubunun yıllık cirosu 10 milyar euro. Kârı 1.2 milyar euro. Pinault’un aile serveti ise 15 milyar euro.

Bunları neden yazıyorum?
(1) Yolunuz düşse de, düşmese de imkânınız var ise Gehry’in Bilboa’daki ve Paris’teki müze binalarını mutlaka görünüz. İnsanlar tabii ki koleksiyonları da izliyor ama, esas gel gel yapan binalar. İnsanlar binaları görmek için Bilboa’ya, Paris’e koşuyor. (İnsanın karnı doyunca, cebinde para olunca, hayatın farklı güzelliklerine ilgisi artıyor.)
(2) Türkiye’de inşaat furyası var. Varlıklı (Allah eksik etmesin) ailelerimiz var. Paris’te bu kadar gürültü koparan müzenin maliyeti 140 milyon dolar…
İstanbul’da sağda solda dikilen çirkin binaların maliyeti 200 milyon-500 milyon hatta 1 milyar dolar.
Allah için bu binaların hangisi ilgi çekiyor?
(a) Bizim mimarlarımız neden bu tür çizimler yapamıyor. (b) Bizim varlıklı kesim neden dünyada insan çeken, farklı yapıları çizen mimarlara ilgi göstermiyor?