Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Galata Limanı’nın antrepolarından birinde bulunan İstanbul Modern’in binası yakınlarda yıkılıyor. Bu binada ilgi çekici bir sergi var.

Bugünkü binası da, ileride yapılması beklenen yeni bina da liman bölgesinde olan İstanbul Modern’in, 4 Numaralı Antrepo’ya veda sergisinin konusu “Liman” olarak seçilmiş.

Çelenk Bafra ve Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde düzenlenen sergide deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen kültürel ve toplumsal hayatı konu alan eserlere yer verilmiş.

Farklı dönem ve disiplinlerden 34 sanatçının 200 dolayında resim, heykel, model, gravür, çizim, fotoğraf, video ve yerleştirmeleri sergileniyor.

Haberin Devamı

Sergide, Avni Arbaş, Cevat Dereli, Abidin Dino, Burhan Doğançay, Feyhaman Duran, Mıgırdiç Givanian, Ara Güler, Nedim Günsür, Nuri İyem, Özer Kabaş, Gülsün Karamustafa, Muhsin Kut, Mıgırdiç Melkon, Cemal Tollu, Selim Turan, Ömer Uluç gibi sanatçıların liman ve deniz konulu çalışmalarına yer verilmiş.

120 sergi ve etkinlik

İstanbul Modern’i yaşatan, uluslararası bir sanat kuruluşu haline gelmesini sağlayan Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, “12 yıl önce Türkiye’nin ilk özel modern sanat müzesi olarak kapılarını açan İstanbul Modern’in, bugüne kadar 120 sergi ve yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yapan mekânı, Antrepo’yu terk etmeden son sergimizde liman konusunu ve Türkiye sanatının limanla ilişkisini öne çıkarmak istedik” diyor.

2015 Europalia sergisinin küratörü Hayati Tabanlıoğlu, Venedik’teki düzenlemede “Bir Liman Kenti Olarak İstanbul”u öne çıkarmıştı. O sergi vesilesiyle İstanbul için limanın önemini şöyle anlatıyordu.

“Tarihte önemli bir liman kenti ve günümüzde stratejik bir deniz koridoru olmasına rağmen İstanbul, bugün bir liman kenti olarak değil de sularla çevrili bir kıyı kenti olarak tanınıyor. Kent suyla doğrudan temasını neredeyse kaybetmiş konumda. Hatta İstanbullular günlük hayatta, artık nadiren deniz yolu ulaşımını kullanır oldu. Şehrin alâmetifarikası ‘Boğaziçi’ ve ‘Altın Boynuz’ sadece değerli manzara unsurları haline geldi. Kentli, denizi kullanmıyor. Göz ardı ediyor.”

Haberin Devamı

Halbuki “Liman” yüzyıllardır İstanbul için önem taşıyor. Roma İmparatorluğu’nun bölünme öncesi inşa edilen Eleutherios-Theodosios limanı ile Kemtoskalion limanı İstanbul’un ilk limanları.

Latin kolonileri, Haliç‘in ağzına yakın bölgelerde, 13’üncü yüzyılda küçük limanlar kurdu. Tophanede kurulan Ceneviz Limanı, bu limana yakın bölgede Tophane ve Galata’nın oluşumuna yol açtı.

Tophane rıhtımları 17’nci yüzyıldan sonra, Avrupa’dan gelen gemilerin ana limanı oldu.

1879 yılında sahil boyu rıhtımlar yapıldı. 1910 yılında, bu rıhtımlara antrepo ve hangarlar inşa edilmeye başlandı.

Liman cazibe merkezi

İstanbul Limanı olarak ünlenen liman, Salıpazarı ve Galata rıhtımı olarak iki bölümden oluşur.

Liman bölgesinde 1910 yılında iki antrepo, 1928 yılında 3 antrepo yapıldı.

2003 yılında 8. İstanbul Bienali’nde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’nin yanında yer alan 4 numaralı gümrük antreposu ana mekân olarak kullanıldı.

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, İstanbul’da daimi bir modern sanat müzesi oluşturulması için çalışıyordu. Bu amaçla kullanılacak bir bina bulunamamıştı.

Haberin Devamı

Bienal sonrası Eczacıbaşı’nın çabaları ile hükümet, 4 Numaralı Antrepo’nun Modern Sanat Müzesi’ne tahsisini uygun gördü.

Kuru yük antreposu olarak inşa edilmiş olan 8000 m2’lik bina, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından, tam donanımlı, modern bir müzeye dönüştürüldü

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından kurulan müze, 11 Aralık 2004’te ziyarete açıldı.

Galataport projesi nedeniyle yakında 4 numaralı Antrepo yıkılıyor. Müze, geçici olarak Karaköy’deki tarihi Paket Postanesi’ne taşınacaktı. Bu hafta öğrenildi ki taşınacağı Paket Postanesi binası yıkılmış, yerle bir olmuş. Bakalım İstanbul Modern’in geleceği ne olacak?

İmkânınız varsa çoluk çocuk, bulunduğu bina yıkılmadan İstanbul Modern’deki Liman sergisini geziniz. Beğeneceksiniz.