Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan, hükümet tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanan İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın (1968-1972) Makine İmalat Sanayii bölümünde “İkinci Beş Yıllık Plan döneminde motor sanayinin kuruluşu gerçekleştirilecektir” diye yazar.
Bu doğrultuda Makine Kimya Endüstrisi Kurumu her türlü ağır motor dökümü ve üretimi yapacak şekilde donatıldı. Devlet Demiryolları’nın Eskişehir Motor Fabrikası, elektrikli lokomotif motoru yapmaya başladı.
O yıllarda Devlet Planlama Teşkilatında çalışanların (ben ve karım dahil) hayali, kamyon montajında gelişme gösteren özel sektöre ait firmalarla, Makine ve Kimya Endüstrisi’nin ve Eskişehir Motor Fabrikası’nın güçlerini birleştirerek, kamu-özel sektör ortaklığı modelinde ağır ve hafif motor üretecek bir büyük tesis kurabilmekti. Özel sektör firmaları, “Kamu motor üretimine girmemeli. Motor ve otomotiv üretimi özel sektörün işi” diyerek projenin gerçekleşmesini önledi.
Motor üretimi çok önemli
Anadol piyasaya çıkmadan önce Turgut Özal, Volvo ile anlaşmaya çalıştı. Hedefi, Türkiye’de Volvo araçlarının üretimine izin verme karşılığı Volvo’nun Türkiye’de kamyon ve binek otomobili motoru üretimine başlamasıydı.
Daha sonraki yıllarda Turgut Özal, Pendik Tersanesi’nin kuruluşu sırasında, Japonlara bir motor fabrikası kurdurmak istedi. Olmadı. Ama Pendik’te Sulzer lisansıyla ağır gemi motorları inşa edecek bir fabrika kuruldu. 1999 depreminde Pendik Tersanesi Deniz Kuvvetleri’ne verilince fabrika tamir atölyesine dönüştü.
Bütün bunları neden anlatıyorum? Kendi tankımızı kendimiz üretmek için yola çıktık. Tankı yürütecek motoru içeride üretemediğimiz için, dışarıdan satın almak istiyoruz. Ama yabancı üreticilerin bazıları bize şu veya bu nedenle motor satmıyorlar. İlk yerli tankımızın prototipleri Rolls Royce Holding’in sahibi olduğu Alman motor şirketi MTU motorlarıyla geliştirilmişti. Altay tankının yerli üretim motor projesini üstlenen Tümosan’ın Avusturyalı bir şirket ile görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması ve başka teknoloji verecek şirket bulunamaması üzerine proje iptal edilmişti.
Tank yapacağız, motor yok
Savunma sanayii alanında yayın yapan C4 Defence internet sitesinde yayınlanan habere göre, Altay tankı için Ukrayna’dan motor alacağız. Habere göre, Ukrayna üretimi 6TD3 motoru halen bazı tanklarda kullanılıyor.
Altay tankı ise bu tanklardan daha fazla ağırlıkta tasarlandı. Olası bir anlaşma durumunda Altay tankına yönelik olarak motorda bazı değişiklikler yapılabileceği belirtiliyor. Altay, Türkiye’nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır. Projenin ana yüklenicisi Koç Grubu’nun kuruluşu olan Otokar firması. Altay projesinin teknik destek sağlayıcısı Güney Kore’nin Rotem firması. Tankın tasarım, geliştirme, prototip imalatı, test ve sertifikalama aşamalarının tamamlanması için 500 milyon dolar mali kaynak ayrıldı.
Tasarımda Güney Kore üretimi XK-2 ana muharebe tankı projesinden elde edilmiş tecrübelerden yararlanıldı.
Altay önemli bir proje
İlk aşamada 250 tank üretilecek. Her birinin maliyetinin 5.5 - 6 milyon dolar olacağı tahmin ediliyor. 85 tonluk tankta MTU’nun geliştirdiği MT883 motorunun kullanılması planlandı. MTU Alman menşeli fakat sonra İngiliz Rolls Royce firmasının eline geçen bir motor firması. MTU’nun geliştirdiği motorlar gemi, tank ve askeri araç üzerinde kullanılıyor.
Altay’da kullanılması istenen ama üretici firmanın bize vermekten vazgeçtiği motor 1630 Hp gücünde. 60 tondan fazla taşıtları hareket ettirmesi için geliştirilmiş.
Tümosan’ın zaman içinde benzer bir motoru geliştirmesi öngörülüyor ama Altay’ın üretimine bir an önce başlayabilmek için motora ihtiyacımız var.
Bütün bunlar gösteriyor ki “motor olmadan, olmuyor”. Savunma sanayiimizi de, kamyon, otobüs, binek araçları sanayiimizi de geliştirmek için öncelikle motor üretmeye başlamak zorundayız.