Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4.7 büyümüştük. İkinci çeyreğinde büyüme yavaşladı ama gene de yüzde 3.1 büyüdük. Yılın ilk yarısındaki büyümemiz yüzde 3.9 oldu.
Büyüme büyük ölçüde tüketime dayanıyor. Üretim yavaşlamış durumda. İnşaat ve konut dışında yatırım yok. İhracattaki gerileme devam ediyor.
Üretimde, yatırımda sorun varken yılın ilk çeyreğinde hane halkının tüketimi, yüzde 7.1, ikinci çeyreğinde yüzde 5.2 arttı. Yılın ilk yarısında hane halkı tüketimindeki artış yüzde 6.1 oldu.
Devletin tüketim artışı daha hızlı. Devletin tüketim harcamalarındaki artış ilk çeyrekte yüzde 10.9, ikinci çeyrekte yüzde 15.9 artış oldu. Devletin tüketim harcamaları yılın ilk yarısında da yüzde 13.5 büyüdü.
Büyümek iyidir
Büyüme tüketime dayalı olsa da, büyüme oranı ikinci çeyrekte biraz yavaşlasa da... ”Büyüme Büyümedir”...
Hele hele dünyanın bugünkü durumuna, Türkiye’nin başındaki belalara bakılacak olur ise 6 ayda ekonominin yüzde 3.9 oranında büyümesi sevinilecek bir durumdur.
Evet, tüketime dayalı büyüme iyi değildir. Evet ihracatın durması duraklaması iyi değildir...
Ama etrafımıza bakalım... Dünyanın anlı şanlı devletleri tüketimi artırarak biraz büyümek için çırpınıyorlar.
Evet tüketime dayalı büyüme iyi değildir ama... Başbakanımızın anlatımı ile son 6 ayda Türkiye’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Böyle bir dönemde ekonominin şöyle veya böyle büyümesi, hem de yüzde 3.9 büyümesi iyidir.
Üretim yetersiz
Ne var ki, tek başına bu büyüme rakamları Türk ekonomisinin sağlıklı olduğunu, büyümenin “almış başını gidiyor” durumunu göstermez.
Üretim ve yatırım göstergeleri iyi değil. Hane halkının tüketmedeki “nefesi yavaş yavaş kesiliyor”.
İşte bu nedenle TÜİK’in yayınladığı Milli Gelir rakamlarını iyi okumak gerekir.
İmalat sanayinin büyüme oranı ilk çeyrekte yüzde 5.7 iken, ikinci çeyrekte yüzde 3.0 geriledi...
Toptan ve perakende ticarette büyüme oranı ilk çeyrekte yüzde 5.5 iken ikinci çeyrekte yüzde 3.4 oldu.
Üretim de, ticaret de yavaşlama eğilimine girmiş görünüyor. Tek hareket gayrimenkul faaliyetlerinde devam ediyor.
Devlet mal ve hizmet alımlarını artırarak ekonomiye hareket getiriyor. Birinci çeyrekte mal ve hizmet harcamalarındaki artış yüzde 17.1 iken, ikinci çeyrekte yüzde 25’e yükseldi.
Devletin yatırım harcamaları birinci çeyrekte yüzde 4.3 artmıştı, ikinci çeyrekte yüzde 4.7 oranında arttı.
İyi değerlendirelim
Buna karşılık özel sektörün makine ve teçhizat yatırımları birinci çeyrekte yüzde 4.5, ikinci çeyrekte yüzde 5.3 oranında azaldı. Özel sektörün paraları inşaata gidiyor. Birinci ve ikinci çeyrekte inşaat yatırımları yüzde 6.9 oranında arttı.
Sonuç: Hane halkının tüketmede nefesi kesiliyor. Devlet mal ve hizmet alımı harcamalarını ve inşaat harcamalarını artırarak büyümeyi uzun süre omuzlayamaz.
Üretimi artırmalıyız. Üretim talep olmadan artamaz. Talep iç talep ve ihracattır. İç talebin üretimdeki artıştan daha fazla artmasının arkasında, ithalatın hâlâ cazibesini koruması ve konut talebi var.
Unutmayalım ithalata ve konuta dayalı talep ile büyümeyi sürdürmek imkânsız. İşte onun için Milli Gelir rakamlarını iyi değerlendirmek zorundayız.