Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İhracat gelirimiz şubat ayında yüzde 3.1 artışla 10 milyar 790 milyon dolar oldu.
Gelirimiz arttı ama bu geliri (Türkiye İhracatçılar Meclisi açıklamasına göre) kilo olarak yüzde 26 daha çok mal satarak elde ettik.
Açık anlatımla, şubatta ihracat gelirimizin artmasının arkasında, daha çok malı daha ucuza satmamız var.
Daha çok malı daha ucuza satarak ihracat gelirini devamlı olarak artırmak mümkün olamaz. Üretici buna dayanamaz. Ülke ekonomisi bundan büyük zarar görür
Şubatta en fazla ihracatı 1.9 milyar dolarla motorlu taşıt araçları ve yan sanayi gerçekleştirdi. Daha sonra 1.4 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 1.1 milyar dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörleri geliyor.
Şöyle veya böyle ihracat gelirlerinin 14 ayın ardından ilk kez artışa geçmesi önemlidir.
- Ocakta ihracatın yüzde 22 gerilemesi moral bozmuştu.
- Bu yüzden şubat ayında ihracatın yüzde 3.1 artmasına sevindik.
Parite kaybı sürüyor
TİM verilerine göre, şubatta ihracat gelirlerinde parite nedeniyle 128 milyon dolar eksilme gerçekleşti. Euro’nun değer kaybının ihracat gelirlerindeki olumsuz etkisi giderek azalıyor.
En fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke yüzde 13.1 artışla Almanya, yüzde 15.7 yükselişle İtalya, yüzde 12 büyümeyle Fransa oldu. AB bölgesine yüzde 12, Afrika’ya yüzde 17, Okyanusya’ya yüzde 20, Uzakdoğu ülkelerine yüzde 19 arttı. Kuzey Amerika’ya yüzde 8 ve Ortadoğu ülkelerine ise yüzde 3 gerileme oldu.
Bizim ihracatımızın gerilemesinin, ihracat gelirini artırmakta zorlanmamızın arkasında önemli nedenler var:
- Dolar-euro paritesi değişti. Toplam ihracat dolarla açıklanıyor. Euro’nun değer kaybetmesi sonucu, ihracatın dolar olarak toplamı küçülüyor.
- Fakat miktar olarak da ihracatta artış gerçekleşmediği görülüyor.
- Ana pazarımız AB’de ekonomik canlanma başlayamadı.
- Komşu ihracat pazarları Irak ve Suriye’de savaş var. Rusya ile politik sorunlar var.
- Yeni pazar bulmak, burada yer almak kolay değil.
- İhraç ürünlerinin yapısını değiştiremediğimizde, dış pazarlara yeni ülkeler ucuz işçilik ve devlet destekleriyle bizim ürettiğimiz mallara rakip oluyor. Bizden ucuza satıyorlar.
Ürün geliştirmeliyiz
- İhracatı çalıştığımız mallar “harcı âlem”, geri kalmış ülkelerin de üretebildiği mallar.
- TÜİK belirlemelerine göre, teknoloji yoğunluğuna göre imalat sanayii ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93.2 oldu. Ne var ki yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayii ürünleri ihracatı içindeki payı sadece yüzde 3.2, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 32.7.
- Halbuki yüksek teknoloji ürünlerinin Ocak 2016’da imalat sanayii ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 16.7, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 43.4 oranında.
İhracat bizim için çok önemli. Çünkü iç talepteki duraklamaya karşı dış talebi artırmaya mecburuz. Talep büyümeden üretim artışı imkânsız. Ekonomik göstergeler, ekonomide olan biteni izlemeye yarar. Bu göstergelere bakılarak ekonomi politikalarında gereken düzenlemeler yapılır.
Biz olumlu göstergelere seviniyor, olumsuz gelişmelere bahane yaratıyoruz. Ekonomi, iç ve dış politika tartışmasının gölgesinde kaldı.
Unutmayalım, üretim, ihracat aşağıya hızlı iner de, tekrar eski seviyeye çıkması büyük çaba ister.