Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Hoşuna gitmeyen bir olayla karşılaştığında, hoşuna gitmeyen bir söz işittiğinde, büyükannemi hemen "hafakanlar basar", "kalp çarpıntısı tutar"dı.
"Bakınız işte gene beni hafakanlar bastı" der demez, annem koşarak bir bardak su ile "Nevrol Cemal" şişesini ve de Hasan Limon Kolonyası'nı getirirdi. Suya birkaç damla Nevrol Cemal damlatılır, büyükannem onu içer, Hasan Limon Kolonyası ile de yüzünü siler, bileklerini ovardı...
Hafakanlar sadece büyükannemi basmazdı. Yaşıtlarının, büyükannem kuşağının ve hatta annem kuşağının tamamı hafakan basmasından, kalp çarpıntısından yakınırdı...
Yeni kuşak için "hafakan" kelimesi ve "hafakan basması" yabancı kelime ve deyim... Yeni kuşak "kalp çarpıntısı" denilince "aşk"tan başka şey düşünmüyor. Hafakan, Arapça yürek çarpıntısı demektir. Hafakanlar basması deyimi, çok sıkılmak, bunalmak anlamında kullanılır. Acaba günümüzde insanları neden "hafakanlar basmıyor", neden insanların "çarpıntısı tutmuyor"? Veya basıyor ve tutuyor da insanlar artık neden bunlara eski kuşaklar kadar önem vermiyor?
Durup dururken bunlar da nereden çıktı diyeceksiniz... Efendim bunlar "Hafakan Ruhu"ndan çıktı... Hafakan Ruhu'ndan geçen hafta haberim oldu. Eczacıbaşı İlaç Pazarlama Bölümü, bu yıl Eczacılar Günü nedeniyle, Eczacıbaşı Süleyman Ferit Bey'in 1920'lerde üretmeye başladığı ve 1960'larda üretimine son verilen "Ferit Hafakan Ruhu"nu hatırlatmak için küçük bir kitap bastırmış. Ferit Hafakan Ruhu'nun orijinal bir şişesi ve kutusuyla birlikte bu kitabı eczacılara dağıtmış.
Küçük kitapta Mert Sandalcı, 1920'lerden 1960'lara kadarki dönemde reçetesiz olarak satılan Ferit Hafakan Ruhu benzeri ilaçlardan söz ediyor. Bakınız Hafakan Ruhu'nu, Eczacıbaşı Süleyman Ferit Bey nasıl anlatıyor: "...hususi bir terkipte yapılmış olup, her türlü asabi teheyyücatta, bayılmalarda, sinir nöbetlerinde, tıkanıklıklarda emsalsiz bir ilaçtır. Seyahatte, deniz ve kara yolculuğunda herkese lazımdır. Birkaç damlası bir miktar su ile içildiği zaman taze hayat ve ferahlık vermekle tanınmış bir Türk müstahzaratıdır."
O dönem "Hafakan Ruhu" ile birlikte reçetesiz satılan benzer ilaçlar, Validobromine, Nerval Hoş, Va - Lu - Brome, Sinirol Kamil, Üç Kimyagerler Valdolu ve Nevrol Cemal'dir.
Bu ilaçlar yanında hafakan basmasında hakiki limon kolonyası da burna çekilir, kolonya ile bilekler, boyun ve göğüs ovulur, hatta bir bardak suya birkaç damla kolonya damlatılarak içilirdi. Bu amaçla kullanılan ünlü kolonyaları Eczacı Nizamettin Talip'in Perihan Kolonyası, Eczacı Celal Ergun'un Sinir Kolonyası ve Eczacı Hasan Hassan'ın Hasan Limon Çiçekleri kolonyasıydı. Hasan Kolonyası'nın tanıtım yazısında fazileti şöyle anlatılıyor: "...Hasan Kolonyası süzgeçler, imbikler, benmariler gibi muhtelif alat - ı tıbbiye ianetiyle ihzar edildiğinden hiçbir kolonya suyuna benzemez. Birkaç damlası bir fincan suya konulup içilirse müferrih gibi tesir eder. Masaj yapmak için, baygınlıklarda, sinir nöbetlerinde pek aşikar faydası görülür..." Mert Sandalcı'nın yazdığı küçük kitap ile Eczacıbaşı İlaç Pazarlama'nın dağıttığı "Hafakan Ruhu" şişeleri, unutulan bir dönemin hatırlanmasına imkan verdi.