Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek. Faiz, fiyat istikrarını sağlamak için kullanılabilen en önemli silah.
Her ülke kendi ekonomisinin durumuna göre faiz silahını farklı biçimde kullanır.
Şimdilerde sanayileşmiş ülkelerde merkez bankalarının derdi ekonomiyi harekete geçirmek. İşsizliği önlemek.
Bu ülkelerde enflasyon ve büyüme oranları düşük. Piyasaya bolca para akıtıldığı halde bu parayı harcayan yok. O nedenle sanayileşmiş ülkelerde merkez bankaları faizi sıfıra kadar geriletti. Beklenti, paranın harcanarak ekonomilerin canlanması.
Türkiye’nin özel bir durumu var. Bizde iç tasarruf düşük. Dışarıdan döviz girişinin devam etmesi gerekiyor. Faiz ucuz olduğunda hem içeride ithalata dayalı tüketim artıyor, hem de TL’den dövize geçiş artıyor. Döviz girişinin yavaşlaması ve döviz talebinin artması sonucu döviz fiyatı normal ölçülerin üzerinde yükseliyor. Döviz fiyatı yükselince maliyet artışlarına dayalı enflasyon sorunu ortaya çıkıyor.
Merkez Bankası faizi hızla aşağıya çekemiyor. Faiz indirildiğinde iç talep canlanacak, döviz fiyatının yükselmesine rağmen ithalat artacak, cari açık büyüyecek. Talep enflasyonu sorunu ortaya çıkacak.
Bu nedenle Merkez Bankası faiz silahını çok dikkatli kullanmak zorunda. İndirirken de yükseltirken de dengeleri bozmamalı.

Merkez’le piyasanın faizi farklı
Merkez Bankası’nın belirlediği faiz oranları piyasa faizi değildir. Merkez Bankası’nın faizi, bankalarla parasal ilişkilerde uyguladığı faizdir.
Merkez Bankası, bankalara kullandırdığı kaynağın miktarını ve kaynak kullandırırken uygulanacak faizi belirleyerek, sonuçta bankaların ekonomiye aktarabilecekleri kredinin miktarını ve faizini dolaylı olarak etkiler.
Merkez Bankası bankalara kullandırdığı fonların faizini ocakta 5 puan artırdı. Faiz 5 puan artınca bankalar da tüm kredi faizlerine 5 puan ekleme yapmadı.
Ama kredi faizlerinde belli oranlarda yükselme oldu. Bankalarda açılan kredilere uygulanan ortalama faiz oranları ihtiyaç kredilerinde yılbaşında yüzde 14’lerde iken yüzde 16’lara yükseldi. Konut kredilerinin yıllık faizi yüzde 11 iken yüzde 13’lerde dolanmaya başladı. Ticari krediler yüzde 12’lerde idi. Yüzde15’lere yükseldi, sonra yüzde 13’lere indi.

Faizi indirmek riskli
Kim istemez Merkez Bankası’nın faiz oranlarını hızla aşağıya çekmesini. Ama Merkez Bankası güç durumda. Faizi indirse bir türlü, indirmese öbür türlü!
- Faizi indirirse, içeride kredi kullanımı artacak, ekonomi canlanacak. İç talebin artması ithalat artışını körükleyecek. Cari açık büyüyecek. Döviz girişi yavaşlayacak. Dolar fiyatı yükselecek.
- Faiz indirildiğinde dolara talep artacağından dolar fiyatının yükselmesi ihracatı teşvik edecek ama, bizim ihraç ürünlerinin ithal girdi oranı yüksek. Üretim maliyetleri ve fiyatlar tırmanışa geçecek.
- Faizin yüksek tutulması dövizin yükselişini önlüyor ama dövizin aşağılarda kalması sonucu ihracat istenen ölçüde artamıyor, ithalat istenen ölçüde azalmıyor.
Anadolu anlatımıyla, ”Aşağıya tükürsen sakal, yukarıya tükürsen bıyık” misali bir durumla karşı karşıyayız.

Faiz inse bir türlü inmese öbür türlü