Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Et fiyatlarının normale oturması için et üretiminin artması gerekir. Ekonominin temel kabulüne göre, üretim artınca fiyatlar düşer. (Ne var ki fiyatların gerileyebileceği bir sınır vardır. Bu sınır, üreticinin zarar etmeyeceği, üreticinin üretimini sürdürmesine ve de artırmasına imkân verecek bir fiyattır.) Genelde talep üretimden fazla artarsa, fiyatlar düşecek yerde artar.
Biz neyi konuşuyoruz? “Et fiyatları o kadar arttı ki halkımız et yiyemiyor” diyoruz.
Geliniz görünüz ki üretim rakamları beklentilere uymayan bir tablo ortaya koyuyor:
Yılın ilk 6 ayında:
- Sığır eti üretimi 2013 yılında 248 bin ton, 2014 yılında 353 bin ton iken, 2015 yılında 414 bin ton oldu. Bir yıl önceye göre ilk 6 aylık sığır eti üretiminde yüzde 17.2 oranında artış var.
- Koyun eti üretimi 2013 yılında 41 bin ton iken, 2014 yılında 40 bin tona gerilemişti. 2015 yılının ilk yarısında bir yıl öncenin aynı dönemine göre yüzde 4.7 artış gösterdi. 42 bin tona yükseldi.

Üretim artıyor
Üretim artıyor. Demek ki bugüne kadar büyükbaş besiciliği teşvik için uygulanan politikalar tesirini göstermeye başlamış. Demek ki “Üretim artsın, üretim artsın” diye beklenirken, üretim artmış. Hem de artış devamlı hale gelmiş.
Üretim artarken fiyatların düşmesi gerekirken fiyatlar da artmış. Bu durumda artan fiyatlar nedeniyle tüketimin düşmesi gerekirken, tüketimde gerileme olmamış.
Tüketici et fiyatlarının pahalı olması nedeniyle et yiyemez olsaydı, mezbahalarda bu kadar hayvan kesilmezdi. Kesilen etler satılamazdı.
(Bu tabloda ekonomik beklentileri çarpıtan tek etken, gelir dağılımı bozukluğu olabilir. Eti orta ve üst gelir grubundakiler tükettiğinden, et fiyatları ne kadar artsa, orta ve üst gelir grubu tüketimini kısmayabilir. Et fiyatlarının artması daha çok, arada sırada zar zor et yiyebilen alt gelir grubundakileri etkiliyor denebilir.)
Bu noktada (eğer TÜİK tarafından yayımlanan kırmızı et üretim rakamları doğruysa) şu değerlemeler yapılabilir:

Fiyat ve tüketim arttı
- Et üretimi artıyor. Üretim artışını engelleyecek yanlışlardan kaçınmamamız gerekir.
- Üretim artışına rağmen kırmızı et fiyatlarında artış var.
- Üretim, stoka veya çöpe gitmediğine göre, tüketim de artıyor. Tüketim fiyat artışına rağmen artıyor.
Bu gerçekleri bir bilelim de et ithalatı konusunu bu gerçekler ışığında değerlendirelim.
Gelelim Et ve Süt Kurumu’nun et fiyatlarını geriye çekmek için donmuş karkas et ithalatına. Kurumun her ay 20 bin ton donmuş karkas et ithal edeceği ve piyasa fiyatının altında fiyatla sanayicilere ve şirketlere satacağı belirtiliyor. Aylık sığır eti üretimimiz ortalama 70 bin ton olduğuna göre ayda 20 bin ton ithal etin piyasaya çıkması arzda önemli artış yaratacaktır.
- Belirsiz dönemlerde fiyat düşürme arayışında ithalat kapısının açılması, sadece et üretiminde değil her tarım ürününde üretiminde gerilemeye yol açıyor.
- İthal edilen etin büyük üreticilere ve şirketlere ayrıcalıklı olarak tahsisi haksız fiyat rekabeti yaratacaktır.
- İthal donmuş karkas eti işleyerek veya doğrudan tüketiciye arz edeceklerin etin “menşeini” belirtmeleri zorunlu olmalıdır. Tüketici yediği işlenmiş veya işlenmemiş etin donmuş ithal et mi yoksa yerli et mi olduğunu bilme hakkına sahiptir.