Dana eti fiyatları artmaya başlayınca, Ankara, karkas et ithali için kapıları açtı.
Bizde tarım ürünlerinde fiyatlar yükselince Ankara, ithalatla yerli üreticinin “terbiye edilmesi”ni hedef alır. Ucuz ithal ürünler nedeniyle fiyatlar bir süre geriler ama ithalat yerli üreticiyi üretimden soğuttuğu için, üretim azalır. İthalat üretimi caydırarak fiyatlarda kalıcı artışa yol açar.
Önceki yıllarda ithalat nedeniyle üretim gerileyince, hayvan açığı ortaya çıkınca, hükümet sıfır faizli hayvancılık kredileriyle hayvan varlığını artırmak zorunda kaldı.
14 milyon büyükbaşımız var
Bugüne kadar hayvancılığı teşvik için 10 milyar TL dağıtıldı. Sıfır faizli kredi verildi. Böylece büyükbaş hayvan varlığı 14 milyon adede yükseldi.
Yılda 1 milyon ton kırmızı et tüketiyoruz. Bunun yüzde 90’ına yakını sığır eti, yüzde 10’una yakını koyun eti. Diğer hayvan türlerinin ufak payları var.
2014 yılında 3 milyon 700 bin baş sığır kesildi. Bunların et ağırlığı 880 bin ton.
Et fiyatlarının artışının arkasında kalıcı ve de geçici nedenler var:
1) Kalıcı nedenler şunlar: Bizim hayvanlar dağda çayırda beslenmiyor. Çiftliklerde yemle besleniyor. Hayvancılıkta maliyetin yüzde 60’ını sanayi yemi teşkil ediyor. Sanayi yeminin hammaddesi ithal girdi. Döviz fiyatı artınca yem fiyatları, dolayısıyla hayvan maliyeti artıyor.
İthalat üretimi caydırıyor
İthalat kapısı bir açılıyor, bir kapanıyor. Bu durumda besiciler uzun vadeli olarak riske giremiyorlar. Üretimi artıramıyorlar.
2) Geçici neden şu: Kurban bayramı yaklaşırken, et fiyatlarında artış eğilimi başlayınca, besiciler kesime gidecek hayvanları bekletiyorlar. Arzda duraklama olunca, fiyatlar geçici süreyle de olsa yükselmeye başlıyor.
Et fiyatlarındaki artışın kalıcı ve geçici nedenleri iyi değerlendirmeden, piyasaya az miktarda ucuz et sürmek, et soruna çözüm değil çözümsüzlük getirir.
Devamlı karkas et ithal ederek halkın et talebini karşılayamayız. Ucuz et ancak üretim artışıyla mümkün olabilir.