Mayıs ayı enflasyonu yüzde 9.66 olarak açıklandı. Halkı en fazla ilgilendiren gıda maddeleri fiyatlarında yıllık artış yüzde 14.11 oranında. Konut harcamaları yılda yüzde 5.34 oranında, ulaştırma harcamaları yüzde 13.11 oranında arttı.
Enflasyon ve işsizlik halkı en fazla ilgilendiren konulardır.
- Fiyat artışlarının, gelir artışının önüne geçtiği dönemlerde geliriyle hayatını sürdüren kesim fakirleşir. Enflasyon gelir dağılımını bozar. Üst gelir gruplarının servetlerinde artışa, alt gelir grubundakilerin yaşam şartlarının güçleşmesine yol açar.
- İşsizlik demek, insanların yaşamlarını sürdürecek gelire sahip olamamaları demektir.
İşsizliğin ve enflasyonun bir arada olması “sefaleti” artırır.
Yoksulluk nasıl ölçülür?
Sefalet (İngilizce: Misery) yoksul olma durumudur. Amerikalı iktisatçı Artur Okun (1899-1981) Başkan Lyndon Johnson’a danışmanlık yaparken, Amerikan ekonomisindeki yıllık değişimleri “basit olarak” izlemeye yarayan bir endeks hazırladı. Sefalet (Misery) Endeksi adı verilen bu endekste her dönemin enflasyon ve işsizlik oranları toplanıyor. Toplam rakamın büyümesi sefaletin (yoksulluğun) artışını, azalması, yoksulluktaki iyileşmeyi gösteriyor.
(Bu konuda daha önceleri Ercan Kumcu ve Güven Sak’ın yazıları yayımlandı.)
Daha sonraları Robert Baro ve Steve Hanke bu endeksi geliştirdi. Son haliyle endeks şöyle belirleniyor: (Enflasyon + İşsizlik + Faiz-Sabit fiyatlarla kişi başı milli gelir artış oranı= Sefalet (Misery) Endeksi.)
Türkiye 89’da 13’te
Steve Hanke’nin hesaplamasıyla, 2013 yılı dünya sefalet endeksinde 89 ülke arasında Türkiye 13’üncü sırada. Türkiye’nin sefalet puanı 32.7 olarak belirlenmiş. En kötü durumdaki ülke 70.4 puanla Venezuela. Sonra 61.6 puan ile İran geliyor. En iyi durumdaki ülke 5.41 puan ile Japonya. ABD’nin puanı 11.0, Almanya’nın 9.08 olarak hesaplanmış.
Özetle, enflasyon önemli ama, enflasyon kadar
işsizlik de önemli.