Edirne
Edirne’deyim. Edirne bir “müze” şehir. Osmanlılar Rumeli’ye 1354 yılında Çanakkale Boğazı’nı aşarak geçti.
1361 yılında Edirne’yi aldı. Edirne 1365 yılında başkent oldu. Osmanlı askeri örgütü ve Enderun Okulu Edirne’de kuruldu. Osmanlılar 1382 Sofya fütuhatından sonra Edirne’den Avrupa’ya çok sayıda sefer düzenledi.
Osmanlılar 1362 yılından başlayarak Edirne’de yüzü aşkın vakıf statüsünde imaret ve yerleşim alanı kurdu.
Sinan, ustalığının eseri Selimiye’nin yapımına 1574 yılında başlamış. Cami 7 yılda tamamlanmış. Kubbesi Ayasofya’nınkinden 6 arşın daha yüksek, 4 arşın daha geniş. II. Sultan Selim, caminin masrafını Kıbrıs’ın fethinden elde edilen 27.760 kese dünyalıkla karşılamış.
Edirne bir tarım kenti.
Türkiye’nin çeltik (pirinç) ürününün yüzde 41’i, ayçiçeğinin yüzde 19‘u, buğdayının yüzde 3’ü, sütün % 2’si, etin % 1’i Edirne’den çıkıyor.
Meriç (Tunca, Arda) ve Ergene nehirleri Edirne’ye hem bereket, hem sel getiriyor. Bu nehirlerin sanayi kirliliği bir başka sorun.
Çarşılar ‘durgun’
Edirne’ye gidip de Ali Paşa Çarşısı’na (Kapalı Çarşı) uğramamak olmaz.
130 dükkânın olduğu Kapalı Çarşı sakin. Erdem Kundura, Erdem Yoldırak, dükkânın önündeki tezgâhta satılan kadın ayakkabılarını gösterdi. Yeni moda, gümüş parıltılı kadın ayakkabısı 10 TL. İnanılır gibi değil. “Bunu bile alan yok. Pazarlık ediyorlar. Üç buçuk aydır işler durgun” diyor.
Güler Kuyumculuk’ta Erkan Güler, “Yerli turist de yabancı da altın almaz oldu” diye yakınıyor.
Mine Hediyelik’te Mine Erişken, “Yerli oyuncak diye bir şey kalmadı. Plastik Çin malı hediyelik eşya ile çocuk oyuncağı satıyoruz” diyor.
Kapalı Çarşı’ya gelen Yunan ve Bulgar ziyaretçiler de “ucuzcu” imiş.
Türk parası değer kaybedince fiyatlar onlar için yarı yarıya düşmüş ama “Yunanlılarda da Bulgarlarda da para yok. Bulgarlar deterjan, baklava alır. Yunanlılar balık, yufka ve ekmek alır” diyorlar.
Bedesten’deki 54 dükkânın biri olan Gün Tuhafiye’de Mustafa Gün, “İç turizm daraldı. İş yok, dükkânı devredeceğim. İlan verdim” diye yakınıyor.
Selimiye’nin Arasta’sındaki 124 dükkânın işletmecileri de alış verişin durgun olduğu söylüyor.
Bütün bunlara rağmen esnaf iyimser. “Havalar düzelince yerli ziyaretçiler gelecek. İşler o zaman canlanır” beklentisindeler.
Edirne’ye her gidişimde, “Park Köftecisi” Osman Almadık’ın dükkânında köfte yerim. Osman Almadık, yıllardır köftesinin tadını, lezzetini bozmadı. İşinin başında, işine sahip.
Sanayide ‘hareket’
Edirne sanayileşiyordu. Sonra ilk dönem kurulan sanayi tesisleri şanssızlığa uğradı. Bezmenlerin Mensucat Santral’ı, Kemal Ilıcak’ın Meriç Tekstil’i, ECA’nın demir döküm fabrikası, Olmuksa, Tektiplik kapandı. Şimdilerde EGS Tekstil İpekyol, Modavizyon, Kartaltepe, Merdil Çorap, Murat Tekstil, Olin Edirne’nin önde gelen sanayi kuruluşları.
Edirne yazısını bitirmeden Edirne’ye emeği geçenlerden söz etmek istiyorum.
Osmanlı’nın son belediye başkanı Dilaver Bey (Lakabı “Deli Dilaver”). Avrupa’da eğitim gördüğü için Edirne’ye Avrupa ülkeleri benzeri hizmetler getirmeye çalışmış. Tüm belediye çalışanlarını Avrupa’ya götürmüş. Edirne’nin şehir planlamasını, yollarını, Avrupa şehirlerini örnek olarak düzenlemiş.
2000 yılında vali olan Fahri Yücel, 4 yıllık valilik döneminde, ÇEKÜL kurucusu Prof. Metin Sözen’in desteğiyle tarihi eserleri onartmaya başlamış.
Şimdilerde Belediye Başkanı Recep Gürkan, aynı çabayı sürdürüyor. Edirne’de yeni oteller yapılmış. Şehir tertemiz.
Önümüzdeki dönemde iç turizm hareketlendiğinde Edirne ekonomisindeki durgunluk sona erecek.