Doların fiyatı 3.00 TL’nin bir altına iniyor, bir üstüne çıkıyor.
Dün 3.05 TL’den alınıp satılıyordu.
Ayşe Hanım Teyzem’in dolarla işi yok. Dolar alıp satmıyor ama, sabahtan akşama, dolar haberleri dinlemekten kafası karışmış. “Dolar kıtlığı mı başlıyor? Dolar fiyatı tırmanışa mı geçiyor?” diye soruyor.
Cevaplamaya çalıştım, “Ayşe Hanım Teyzeciğim” dedim:
- 2016 yılının ilk iş günü dolar 2.95 TL idi. İlk haftayı 2.99 TL fiyatla kapattı.
- 15 Temmuz darbe faciasının öncesi 2.90 TL’den satılıyordu. Fiyatı çıka çıka 19 Temmuz’da 2.98 TL’ye çıktı.
- Moddy’s not kırmadan önce 2.95 TL’den satılıyordu. Fiyatı çıka çıka bu defa 2.99-3.00 TL’ye kadar çıktı.
Görülüyor ki, “Dolar fiyatı çıldırdı... Tırmanışa geçti” demeye imkan yok.
Başbakanın güzel anlatımı ile, “Yılbaşından bu yana Türkiye’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi.”
Ama, “Dolar girişi durmadı - Dolar fiyatı çıldırmadı.”
İhtiyacımız küçüldü
Doların bulunurluğu ve fiyatı, ülkenin döviz ihtiyacının üzerinde döviz girişine bağlıdır.
Döviz girişi önemli. Çünkü döviz ihtiyacımızı kendi döviz gelirimizle karşılayamıyoruz. Döviz açığımız var. Döviz açığını finanse edecek büyüklükte döviz girişine ihtiyacımız var.
2016 yılının ilk 7 aylık döneminde döviz açığımız küçüldü. Geçen yıl 25.0 milyar dolardı. Bu yıl 21.7 milyar dolar oldu.
Döviz açığının küçülmesinde ekonominin yavaşlamasının ötesinde küresel gelişmeler etkili oldu.
Dünyadaki enerji fiyatlarının ucuzlaması nedeniyle enerjiye ödediğimiz döviz nerede ise 10 milyar dolar azaldı. Emtia fiyatlarının ucuzlaması ile demir çelik, plastik, kimyasal ürünler, pamuk gibi ürünleri daha ucuza ithal ettik. Enerji ve emtia fiyatlarındaki gerilemenin kazancı, turizm gelirlerindeki kaybı kapattı, hatta geriye para kaldı.
Döviz girişi sürüyor
İlk 7 ayda döviz açığımız 21.7 milyar dolarken, ülkeye normal kanallardan 24.9 milyar dolar, buna ek olarak nereden geldiği belli olmayan döviz kanalından 3.4 milyar dolar olmak üzere toplam 28.5 milyar dolar döviz girişi oldu.
İlk 7 ayın döviz girişi, döviz açığının nerede ise 7 milyar dolar üzerinde... O zaman ne oluyor? Piyasada döviz kıtlığı hissedilmiyor, döviz fiyatı belli bir çizginin etrafında dolanıp duruyor.
15 Temmuz faciasına, Moody’s raporuna rağmen yabancılar Türkiye’ye para göndermekten vazgeçmedi. Türkiye’deki paralarını alıp kaçmadı. Günlük ve haftalık çıkışlar oldu ama yabancılar para göndermeye devam ediyor.
Yabancıların borsada 43 milyar dolarlık yatırımları var. Devlet İç Borçlanma Senedi yatırımları 36 milyar dolar.
Borsada ve iç borçlanma senetlerinde günlük olarak giriş çıkışlar oluyor ama...
- Yılbaşından 23 Eylül tarihine kadarki dönemde hisse senetleri yatırımları 527 milyon dolar, Devlet İç Borçlanma Senedi yatırımı için gelen döviz 3 milyar 746 milyon dolar arttı.
- 15 Temmuz darbe faciasından 23 Eylül’e kadarki dönemde, piyasa fiyatlarından ve döviz kurlarındaki değişimden arındırılmış net değişim, hisse senetlerinde 212.9 milyarlık azalmaya karşı Devlet İç Borçlanma Senetlerinde 918.8 milyar dolarlık artış gerçekleşti.
İşimize bakalım
Küresel piyasalarda para bol. Bizim borsamızın ve tahvillerimizin net getirisi yüksek. Bizim döviz açığımız at ile deve büyüklüğünde değil.
Bize bugüne kadar para gönderip de parasını almakta geciken veya alamayan yok.
Moody’s notu kırmasa iyi olurdu ama notu kırdı diyerek dövizin bulunmaz olma tehlikesi yok. Döviz fiyatının sadece bu nedenle çıldırma tehlikesi yok.
İşimize bakalım. İşimiz üretimi artırmaktır. Mevcut üretim gücümüzü kullanarak üretimi artıralım. Döviz arkadan gelir. Döviz geldikçe fiyatı ucuzlar.
Bunları Ayşe Hanım Teyzem’e anlattım... Anlattım da... Son zamanlarda o kadar çok “battık, batıyoruz” söylemi dinlemiş ki... Anlattıklarıma inanıp inanmadığını bilemiyorum.