Enflasyon yıla hızlı başladı. Aylık fiyat artışı yüzde 2’ye dayandı. Zamlarla, gıdadaki yükseliş yüzde 4.3’ü buldu. Bu durum dar ve sabit gelirlileri kötü vuracak. Yüzde 9.58’lik yıllık enflasyon ‘çift hane’ endişesini alevlendirdi
Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 2’ye yakın (yüzde 1.82) oranında arttı. Ayşe Hanım Teyzem gibileri en çok ilgilendiren gıda maddesi fiyatlarıdır. Gıda maddesi fiyatları bir ayda yüzde 4.28 artış gösterdi.
Ayşe Hanım Teyzem gibiler enflasyonu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon göstergelerine bakarak değil, aynı mal ve hizmetler için son 12 ayda ceplerinden çıkan paradaki artışa bakarak ölçüyorlar. Ne var ki, ülke genelinde enflasyonu Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlemelerine bakarak izliyoruz.
Kurumun açıkladığı fiyat artış oranlarından halkımızı en fazla ilgilendiren, gıda fiyatlarındaki 12 aylık ortalama fiyat artışıdır. Türkiye İstatistik Kurumunun hesaplamalarına göre;
-Ocak ayından geriye 12 aylık ortalamaya göre tüketiciler için gıda enflasyonu yüzde 10.70 oranında.
-Gıda maddelerindeki fiyat artışının arkasında, bu malları üretenlerin fiyatlarındaki artış var. Yurt İçi Üretici Fiyatlarında 12 aylık ortalama fiyat artışı yüzde 11.21 oranında.
-Yurtiçi Üretici Fiyatlarının gerisinde ise, üreticiye mal satanların, tarım ürünleri üretenlerin fiyatlarındaki artış var. İşlenmemiş tarım ürünlerinde 12 aylık ortalama fiyat artışı yüzde 11 dolayında.
Fiyat neden artıyor?
İyi de tarım ürünleri fiyatı neden artıyor? Bunun iki nedeni var:
(1) Tarım üretiminde, tohum, gübre, mazot, elektrik gibi temel girdiler ithalata bağımlı. Döviz fiyatı artınca maliyet artıyor.
(2) Tarım üretimi yetersiz. Talep artarken, üretim geriliyor.
(3) Üretici ile tüketici arasındaki ağ iyi çalışmıyor. Üretici düşük fiyatla sattığı için üretimi kısarken, tüketici yüksek fiyattan yakınıyor.
Ayşe Hanım Teyzemi en fazla ilgilendiren, tenceresine giren gıda maddelerdeki fiyat artışı. Yıllık ortalama gıda enflasyonu rakamı, fiyatı izlenen 128 maddenin ortalama fiyat değişimini gösteriyor. Bu 128 maddenin tamamını tüketmeyenler, kendi enflasyonlarını, tükettikleri sayılı gıda ürünündeki fiyat artışına bakarak hesaplıyor.
Dar ve sabit gelirlilerin gıda maddeleri için ceplerinden çıkan para açıklanan enflasyon oranından çok daha fazla oluyor.
Enflasyonun tüm suçunu tarım ürünleri fiyat artışına ve işlenmiş gıda maddesi fiyatlarındaki artışa bağlamak imkansız. TÜİK, tüketici fiyatlarındaki artışta, değişik ürün gruplarının etkisini sergileyen bilgiler yayınlıyor.
Yıllık (12 aylık) ortalama fiyat artışlarında, 2016 yılı Ocak ayında:
- Genel artış yüzde 7.87 (Yıllık yüzde 9.58)
- Mevsimlik ürünler hariç yüzde 7.70 (Yıllık yüzde 9.06)
- İşlenmemiş tarım ürünleri hariç yüzde 7.11 (Yıllık yüzde 8.82)
- Enerji hariç yüzde 8.85 (Yıllık yüzde 10.33 - Enerjinin ucuz olması fiyatları aşağıya çekiyor)
- Alkollü, tütün ürünleri ve altın hariç yüzde 8.30 (Yıllık yüzde 9.37)
- Gıda ve alkolsüz içkiler, tütün ürünleri ve altın hariç yüzde 8.12 (Yıllık yüzde 9.63)
Ürün gruplarına göre fiyat artışları ayıklandığında görülüyor ki, tek suç gıda maddesi fiyatlarında değil. Ekonomik yapıda gıda fiyatları dışında da enflasyonu besleyen gelişme var.
Merkez Bankası çaresiz
Aylık ve yıllık fiyat artışları halkı ilgilendiren, üreticiyi, yatırımcıyı ilgilendiren ciddi göstergelerdir. Son zamanlarda enflasyonu düşürme işi Merkez Bankası’na ihale edilmiş durumda. Öyle bir tablo ortaya çıktı ki, enflasyonu düşüremeyen Merkez Bankası. Ekonomide olan bitenin, yanlış politikaların hiçbir etkisi yok kabul ediliyor.
Merkez Bankası Başkanı enflasyon hedefi açıklıyor. Enflasyon hedefi tutmayınca suçlu Merkez Bankası oluyor. Halbuki Merkez Bankası’nın enflasyonu istediği şekilde dizginleme gücü kalmadı.
Kapalı ekonomi döneminde Merkez Bankası’nın gücü kapalı ekonomide para miktarını ve kredileri kısarak enflasyona müdahale etmekti. Günümüzde dışa açık ekonomide, para yerine geçen ödeme araçlarının arttığı bir ekonomide, Merkez Bankası’nın sadece para arzını ve kredileri kısarak enflasyonu aşağıya çekme imkanı kalmadı.
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, enflasyonun asgari ücret artışının etkisi, yükselen gıda fiyatları ve oynak olan TL nedeniyle artış gösterdiğini bildirdi. Araba tamir işçilik ücreti, lokantacılık ücretleri gibi asgari ücrete duyarlı hizmet kalemlerinde asgari ücret artışının ilk etkilerini görüldüğünü aktaran Kanlı, “Giyim ve ayakkabı enflasyonunda son dönemdeki artış eğiliminin de bir bölümü asgari ücret artışı beklentisinin fiyatlara yansıması kaynaklı. Önümüzdeki dönemde de doğrudan ve dolaylı etkilerini görmeye devam edeceğiz” dedi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Ümit ediyoruz ki 2016 enflasyonunda alacağımız tedbirlerle çift hanelere çıkmadan aşağı yönlü bir trendi izleriz” dedi. Ağbal, enflasyonun hangi aylardan itibaren düşüş trendine gireceği konusunda da, “İlk aylarda bir miktar bu seviyelerde devam etse de sonraki aylarda hem mevsimsel etkiler çerçevesinde hem de bizim alacağımız tedbirler neticesinde enflasyon aşağıya gelecektir” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın son açıkladığı raporlarda, bu yılın ilk aylarında enflasyonun bir miktar yukarıda seyredeceğinin ifade edildiğini hatırlatan Ağbal, “Ocak rakamı yüzde 9.58 çıktı” diyerek, enflasyonu yukarı çeken sebeplerden birinin sigara ve alkoldeki vergi artışları olduğunu kaydetti. Gıda enflasyonunun arttığına dikkat çeken Ağbal, “Bunların üzerine gideceğiz” dedi.