Bugünlerde piyasanın çok hareketli olması gerekir.
Okullar açılıyor. Okulların açılma günleri her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de piyasaya hareket getirir. Öğrencilerin, öğretmenlerin harcamaları önemli büyüklükte iş yaratır.
Kurban Bayramı sadece büyükbaş ve küçükbaş talebini artırmakla kalmaz. Bayramlık ihtiyaçlar için yapılan harcamalar piyasaya para akımına yol açar.
Anadolu’da, tarım sektöründen ekmek yiyenler, harman sonu denilen bu aylarda borçlarını öderler. Kalan parayı harcarlar. Paraları kalmamış ise yeniden borçlanırlar.
Bu aylar sünnet ve düğün aylarıdır.
Kış dönemine giriyoruz. Kışlık giysiler, kışlık ihtiyaçlar bu aylarda satın alınır.
Açık anlatımla, bütün bunların piyasada canlılık, hareket getirmesi beklenir.
Neşemiz kaçtı
Ne var ki bu yılın özellikleri var.
Doğudaki terör olayları ülke genelinde moral bozukluğuna yol açtı. İnsanların parası olsa da harcama iştahları kesildi. Kaldı ki çok kimsenin parası tükendi. Borçlanma limitleri doldu.
Dolar fiyatının hızlı tırmanışı üreticiyi de tüketiciyi de olumsuz etkiliyor.
Hükümetin kurulamaması, seçimin yenilenmesi, insanların her türlü kararlarını ertelemelerine yol açtı. İnsanlar ne olacak bekleyişine girdi.
Bu olumsuz rüzgârlar piyasanın kolunu kanadını kırdı.
Büyük şehirlerde de, küçük şehirlerde de okul harcamaları, bayram harcamaları, harman sonu ve kışa hazırlık harcamaları beklenen ölçüde değil.
Üretim artırılmalı
Çarşı ve pazarın cansız ve neşesiz olması, yatırımların ve üretimin de yavaşlamasına yol açar.
İnsanlar da, ülkeler de belli zamanlarda bugünküne benzer olumsuzluklarla karşılaşabilirler. Bunlar hayatın cilveleridir.
Ne var ki olumsuzluklar karşısında pes etmek, hasarı, zararı büyütür.
Ülkelerin de insanların da sorumluluğu sorunlara çözüm bulmak, ekonomileri canlı tutmak, yatırımı üretimi, istihdamı artırmak, daha iyi yaşam şartlarına sahip olmaktır.
“Ne yapalım... Şartlar kötü... Piyasa durgun...” diyerek kadere razı olamayız. Şartları iyileştirmeye, piyasayı canlandırmaya mecburuz.
Şehit haberlerine, terör haberlerine üzülmemek imkânsız. Bu haberlere rağmen hayatın “normal çizgide sürüp gitmesi” imkânsız. Bunlara üzülmemek, bunlar yüzünden morallerin bozulmaması imkânsız.
Unutmayalım, “ekonominin çarkının yavaşlaması, durması” ülkede çöküntüye neden olur. İşte onun için, bayram sonu, her şeye rağmen herkesin silkinerek, işine gücüne bakmaya başlaması gerekiyor.