Ulaştırma Bakanı geçen hafta üçüncü havaalanının yapılacağı bataklıkta basın toplantısı düzenledi. ”Devletin kesesinden bir kuruş çıkmadan 10 milyar euro’luk alan yapılacak. Alanı yapanlar her yıl devlete 1 milyar euro ödeyecek... Böyle bir proje hangi ülkede var... Ama daha önce birinci köprüye, TV’ye karşı çıkanlar. Şimdilerde köprüden geçiyor, TV seyrediyor, sonra da üçüncü köprüye ve üçüncü havaalanına hayır diyorlar” dedi.
“Beni kimse anlamadı... Anlayanlar da yanlış anladı” derler ya... İşte o biçim.
Efendim, TV’ye hayır diyen plancılar, ”Yalap şalap siyah beyaz yayına başlamayalım. Doğru dürüst renkli yayın için yatırım yapalım ki siyah beyaz TV’ler halkın elinde kalmasın. TV göstericisi için sanayini kuralım ki ithalata bağlı kalmayalım” diyorlardı. Plancılar TV’ye hayır diyorlar diyerek yalap şalap deneme istasyonundan yayın başlatıldı. Siyah beyaz göstericiler çöpe atıldı. Yabancıların ürettikleri TV göstericilerini ithal etmek için oluk oluk döviz ödüyoruz.
Neden “hayır” dediler?
Köprüye hayır diyenler, İstanbul’un Nazım Planı yapılmadan köprü yapılırsa, Anadolu yakasındaki insanlar sabahları yataktan kalkar, köprüden geçerek çalışmaya Anadolu yakasına geçer. Akşamları tekrar uyumaya Anadolu yakasına döner. Nazım Planı yapalım. Sonra köprüyü yapalım dediler. Nazım Plan bir türlü yapılarak uygulanamadı. İstanbul’daki çarpık yapılaşma sonucu Anadolu yakası hâlâ yatakhane. İnsanlar işyerlerine geçmek, sonra da evlerine dönmek ve uyumak için günde 2 kez köprüden geçiyor. Bu nedenle 2 köprü yetmiyor. Üçüncüsü de yetmeyecek.
Akın Kurdoğlu hesaplamış. İki köprüden gidiş geliş günde İETT ve halk otobüsleri ile 430 bin, özel araçlarla 640 bin, servis araçlarıyla 1 milyon 100 bin kişi geçiyor. Tek yönlü 1 milyon dolayında İstanbullu, iki yaka arasında sabah gidiyor, akşam geliyor. Bu sıcağa kar mı dayanır misali, bu trafiğe köprü mü yeter?
“Hayır”cıların derdi ne?
Hayır diyenleri azarlayacak yerde “Bunlar neden hayır diyor? Bunları dinlesek” denilse ne olur?
Birincisi, ikincisi yapıldı... Üçüncü nasıl olsa yapılacak... Ama o da yetmeyecek. Köprüye hayır diyenler “Nazım Plan hazırlanmalı ve uygulanmalı” diyorlardı. Söyledikleri haklı gibi... diyen yok.
Üçüncü havaalanına hayır diyenler, “Üçüncü havaalanı yerine daha düşük yatırımla Atatürk Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanı’nı genişletmek daha avantajlı, üçüncü havaalanı için yer seçiminde de hata var ” diyorlar... Söyledikleri haklı gibi... diyen yok.
Hayırcılar, “Yapılmasın” mı diyor, yoksa “Yanlış yapılmasın” diye uyarmaya mı çalışıyor? Hayır diyenlerin tamamı, “Yapılmasın diyenlerdir” diye kabul edildiğinde ve de “Biz ne yaparsak en doğrusunu yaparız” diyerek yola devam edildiğinde faturayı yanlış yapanlar değil, halk ödüyor.
Son bir not: “Hayır”cılar adına bir de ricam var... Devlet Büyüklerimiz hayırcıları yeterince azarlıyor. Hiç olmazsa gazeteci dostlarımız “Bu hayırcıların babaları da böyleydi... Ülkeyi geri bıraktılar” diyerek, hayırcıların babalarını bu işe karıştırmasınlar.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024