Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Burjuvalaşmak için krema oluşturmak gerekir. Bunun için bilgi, düzen, yaşam tarzı, dürüstlük, doymuşluk, yaşamışlık gerekir. Köksüz insanların bu kremayı oluşturması mümkün değildir. Teknoloji ne kadar çabuk değişirse değişsin, bazı temel değerler değişmez. Bunlar dürüstlük, başkalarının yaşamında gözü olmamak, büyüklere saygı ve sevgiden geçer. Rekabet ayrı şeydir. "Burjuva nedir? Burjuva sınıfı kimlerden oluşur? Bir ülkede burjuvazinin olmasının yararı nedir, olmamasının zararı nedir?Burjuva kelimesi, şehirli, kentli kişiler için kullanılır. Marksistlere göre burjuvalar, kapitalist sistemde üretim araçlarına sahip olanlardır. Emekçilerin yarattığı artı değere el koyanlardır. Canan Barlas, "Eğreti Burjuvalar" isimli kitabında diyor ki, " Bizde büyük sermaye daha çok Anadolu'dan gelenlerin elinde birikti. Ve onlar (genelde) burjuvalaşamadılar. Çünkü kendilerine özgü yaşam tarzı üretemediler. Batı taklidi yaptılar. Ve de içlerine sindiremediklerinden, (çoğu) bunu bile beceremedi. Entelektüeller ve sanatçılar ise yaşamı sadece üretmek ve tüketmekten ibaret olanları küçümsemek için bu tanımı kullanır. Burjuvayı burjuva yapan parasal gücü yanında sahip olduğu değerlerdir. Bunlar eğitim, kültür, yaşam biçimi, insan ilişkileri ve dünya görüşüdür. Burjuvalar, toplumun önünde koşarlar. Yaşam biçimleri, eğitimleri, kültürleriyle topluma örnek olurlar. Ortak değerlerin, sanatın, kültürün gelişmesine destek verirler. Bilim adamlarını, sanatçıları hem manevi olarak hem de maddi olarak desteklerler. Osmanlı döneminin burjuvaları gayrimüslimler, azınlıklardır. Türkiye'ye yerleşmiş Avrupalılardır (Levantenler). Cumhuriyet döneminde Mülkiye, Harbiye, Tıbbiye ve Mühendis Mektebi kökenli olup da cumhuriyetin nimetleriyle palazlanan bir burjuvalılaşma göze çarpar. Sadece para yetmiyor Yılmaz Karakoyunlu, "Salkım Hanım'ın Taneleri" isimli romanında Anadolu esnafının burjuvalılaşmasının evrelerini anlatır. İlk evre 1941-1942 Varlık Vergisi darbesiyle gayrimüslim burjuvanın sindirilmesi, ikinci evre 6-7 Eylül 1955 olaylarıyla azınlıkların kaçırılmasıdır. Gayrimüslimlerin ve azınlıkların bıraktığı boşluk Anadolu esnafına (sermayesine) burjuvalılaşmanın kapısını açmıştır.Ancak burjuvalılaşma kendini yetiştirmeyi, kendini aşmayı gerektirir. Burjuva sınıfı ancak bunu becerebilirse toplumun önünde koşar. Beceremezse "eğreti burjuva" olur. Canan Barlas, "Eğreti Burjuvalar" isimli kitabında (Merkez Kitapçılık, 2007, 104 Sayfa, 8 YTL) bizim burjuvalarımızın durumunu anlatıyor. İnsan ilişkileri, dostlukları, yemek yemeleri, davetleri, düğün ve cenaze törenleriyle, bizim burjuvalarımızın çoğunun çarpık ve karmaşık yaşam biçimlerini sergiliyor. Bu yaşam biçiminin, geleneklerle, dinle ve de Batı standardıyla bir ilgisinin olmamasına dikkati çekiyor. Diyor ki, "Üçüncü kuşaktan dördüncü kuşağa geçen büyük sermaye sahiplerinin çoğu, durmuş oturmuş burjuvaların taklitleri bile değiller. Bizim bujuvalarımızın çoğu son derece eğreti ve yapaydır." guras@milliyet.com.tr Yaşam biçimi önemli