TÜSİAD’ın 2 Nisan 1971 tarihli “Kuruluş Protokol’ünün altında 12 işadamının imzası var. Bu 12 işadamının şimdilerde sadece 4’ü hayatta. Bu isimler şöyledir: Feyyaz Berker (Mersin), Selçuk Yaşar (İzmir), İbrahim Bodur (Çanakkale), Osman Boyner (Kastamonu),
Hayatta olmayan kurucular ve “memleketleri” ise şöyle idi: Vehbi Koç (Ankara), Nejat Eczacıbaşı (İzmir), Sakıp Sabancı (Adana), Raşit Özsaruhan (İzmir), Ahmet Sapmaz (Adana), Melih Özakat (İzmir), Hikmet Erenyol (Mersin), Muzaffer Gazioğlu (Kayseri)...
Dikkat edilir ise TÜSİAD, “büyük sermaye” gruplarının bir örgütü olarak kuruldu ama, ”İstanbul Sermayesi”nin temsilcilerince değil, çoğu Anadolu’dan İstanbul’a gelerek üretime soyunan ve İstanbul dışında da yatırımları olan işadamları tarafından kurulmuştur.
Burjuva kimdir?
TÜSİAD’ı kuranlar ve TÜSİAD’ın ilk üyeleri, Türkiye’nin ilk “burjuvaları”dır.
Burjuva kelimesi Ortaçağ’da, şehirleşme hareketi ile birlikte, krallık ve kilise yönetiminin gücüne ve baskısına karşı gelişen, sonunda kapitalist sınıfı oluşturan, aristokrasi dışında kalan ve vergisini ödeyen tüccar, zanaatkâr, hukukçu ve tefeci gibi meslek sahiplerinin bütününü ifade eder.
TÜSİAD’ın Görüş dergisinin son sayısının konusu “Burjuvazi”ydi. Dergide Prof. Ahmet İnsel diyor ki, “Sanayi Devrimi’yle birlikte, burjuvazi kavramı kapitalist üretim sisteminin egemen sınıfını belirtmek için de kullanıldı. Marksist literatürde, kapitalist iktisadi sistem içinde üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olanları, ücretli emekçi çalıştırarak sermaye birikimini sürdürenleri tanımlayan kelime ‘kapitalistler’dir. Ama bu sadece iktisadi bir konuma işaret etmez. Burjuva, bir yaşam tarzına, akılcılıkla faydacılığın karmasından oluşan bir düşünce biçimine ve hegemonik bir kültürel boyuta da işaret eder. (Bu tanımda ‘hegemonik’ kelimesi, bir sınıfın, ‘ikna yolu ile’ belli politik, ekonomik, kültürel, bilimsel değerleri ve yaşam biçimini diğer sınıflara yayma arayışını anlatmak için kullanılmış. G.U.)
TÜSİAD’cılar neden burjuva?
Burjuvalar kimler? Kırsal kesimden kentlerde yaşamaya başlayan kentsoylu diye anılanlar. Genelde üretim ve ticaretten para kazanan, vergisini ödeyen kapitalistler. Ve de bu kapitalist çevrenin olmaz ise olmaz oyuncuları: Bunların özelliği ne? Bunların özelliği Ortaçağlardaki krallık (iktidar) ve kilise (din) yönetiminin gücüne ve baskısına karşı olmaları.
Bunlar sadece paraları olduğu için, kapitalist olduğu için mi burjuva? Hayır, bunlar para kazanırken, toplumun, insanların yaşam kalitesini yükseltme sorumluluğunu da sahipleniyor. İktidar ve din baskısına karşı duruyor.
Şimdi geliniz bu anlatımlardan sonra TÜSİAD’ın kuruluşunu ve bugüne kadarki dönemde faaliyetini değerlendiriniz. TÜSİAD’ın kurucuları ve daha sonra yönetime girenler iktidar ve din baskısına direnmeyi başardı. Laik, demokratik sistemin savunucusu oldu. Çağdaş yaşamı, bilimi geliştirmeyi misyon eyledi.
Türkiye’nin başarılı vakıf üniversitelerinin, müzelerinin, sanat etkinliklerinin gelişmesinde, orkestralarının kurulması ve yaşatılmasında, ulusal ve uluslararası müzik, tiyatro, sinema festivallerinin düzenlenmesinde, sanatın, kültürün, bilimin Anadolu’ya yayılmasında TÜSİAD’ın kurucu üyeleri ile daha sonra TÜSİAD’a üye olanların katkısı var. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, TÜSİAD kapitalistlerin bir örgütü olmanın ötesinde burjuva örgütüdür. Türkiye’nin de burjuvalara ihtiyacı vardır. Hem TÜSİAD üyesi burjuvalara hem de TÜSİAD üyesi olmayan burjuvalara...