Ayşe Hanım Teyzem soruyor: “Dün sabah kalktık. Dolar fiyatı 3.64 TL idi. Öğle oldu. 3.73 TL’ye tırmandı. Sonra 3.71 TL’ye geriledi. Ne oluyor da bu doların fiyatı artıyor?”
Aralık başı başlayan ‘Dolarları satalım. TL, altın alalım’ kampanyasını halkımız benimsedi. Ali Rıza Bey Amcan yastık altındaki 100 dolarını sattı. Dolar o günlerde 3.51 TL’den 3.45 TL’ye kadar düştü.
Ne var ki daha sonra dolar gene tırmanışa geçti. Dün dolar 3.73 TL’den satılıyordu. Ali Rıza Amcan üzgün. ‘Türk parasına döndüm. Yüzde 6 kayba uğradım. Keşke dolar satınca altın alsaydım. Hem altın arttı, hem doların fiyatı. Altının gramı 127 TL’den 141 TL’ye tırmandı. Aralık başında dolarını satarak altın alanlar yüzde 10 kazandı’ diyor.
Söyle bakalım... Doların fiyatı neden yükseliyor? Yükselmeye devam edecek mi?”
Anlatmaya çalıştım. Geçen hafta dolar dışarıda yüzde 0.6 oranında değer kaybederken (ucuzlarken) Türkiye’de dolar fiyatı bir haftada yüzde 3.4 oranında arttı.
Dünkü pazartesi günü doların dışarıda değeri değişmezken, bizde dolar fiyatı bir günde yüzde 2.4 yükseldi.
Dolar fiyatını önce dış rüzgârlar, sonra iç rüzgârlar etkiliyor.
Dış rüzgârlar denilince “Ana Rüzgâr”, doların 6 ülke para birimine karşı değişimi.
Bu değişimi “Dolar Endeksi”nden izliyoruz.
Dolar endeksi 2015 yılı başında 98 idi. 2016 yılı başında 103’e yükseldi. Bu yıl ilk hafta içinde 101’e indikten sonra ikinci haftaya 102’den başladı.
Dün en yüksek seviyesi 102.41 idi.
Faiz önemli
“Ana Rüzgâr“ yanında bir de “Yan Rüzgâr” var. Yan rüzgâr, ABD’deki faizin cazibesinde dünya genelinde paraların park ettikleri ülkelerden çıkarak ABD’ye doğru yol almasına neden oluyor.
ABD’de 10 yıllık devlet tahvilinin faizi 2016 başında yüzde 2.11 idi. Yüzde 2.60’a kadar yükseldi. Şimdilerde yüzde 2.42 oranında. 2 yıllık devlet tahvili faizi 2016 başında yüzde 0.95 idi. Yüzde 1.27’ye kadar çıktı. Şimdilerde yüzde 1.21 oranında.
Doların faizi yükselince, güvenli ve istikrarlı liman olarak paralar ABD’ye yöneliyor.
Doların değerini, ABD ekonomisinin gücü, dünya üzerinde ekonomisi büyük ülkelerdeki gelişmeler belirliyor.
Doların değeri, uluslararası piyasalarda yüksek işlem hacmine sahip 6 ülkenin para biriminden oluşan bir sepete karşı değişimine göre iniyor, çıkıyor. Sepette euro, Kanada Doları, İngiliz Sterlini, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı var. Euro’nun ağırlığı %57.6. Diğer 5 para birimlerinden Japon Yeni %13.6, İngiliz Sterlini %11.9, Kanada Doları %9.1, İsveç Kronu %4.2, İsviçre Frangı %3.6 ağırlığa sahip.
Sepetteki paraların değeri yükselince dolar ucuzluyor. Doların değeri sepetteki paraların üzerine çıkınca, dolar dünya piyasalarında değer kazanmış oluyor.
DOLAR DÜNYADA GÜÇLÜ
Yıllar önce ülke paralarının değeri altına bağlı idi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, ABD’nin küçük bir kasabası olan Bretton Woods’ta toplanan Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı’nda, dünya ülkeleri paralarının ölçülebilmesi için Bretton Woods sistemi oluşturuldu.
Bu sistemde ABD Doları altına bağlandı. Diğer ülke paraları da altına bağlı ABD dolarına göre (dolaylı olarak altına bağlı şekilde) değerlerini belirledi.
ABD Doları’nın değeri 1 ons altın=34 dolar eşitliğiyle altına bağlanmıştı. Böylece dolara güven yaratılmıştı. ABD Hazinesi 34 dolara karşılık, isteyene 1 ons altın verme yükümlüğü altına girmişti. Zamanla dolar fiyatı yükseldi. 1971 yılında 1 ons altın 42 dolar dolayındaydı.
1971’de ABD’ye kafası bozulan De Gaulle “Dolarları gönderiyorum. 34 dolar karşılığı 1 ons altın isterim” diyerek Fransa Merkez Bankası’nın kasasındaki dolarları uçağa yükledi. Uçak ABD’ye ulaşmadan Nixon doların altına bağını çözdüğünü ilan etti. Altınla bağı kalmamasına rağmen dolar hâlâ dünya para birimlerinin değerini belirleme gücüne sahip.
Bizim sorunlarımız var
Merkez Bankası, Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre, Türk lirasının ağırlıklı ortalama değerini belirliyor. Nominal efektif döviz kurundaki nispi fiyat etkileri arındırılarak reel döviz kuru endeksi elde ediliyor.
Endeks 100.00 ise, Türk parası (enflasyondan arındırılmış olarak) dış ticarette önemli paya sahip ülkelerin para birimlerine göre olması gereken yerde.
Endeks yüzün üzerinde ise Türk parası değerli. Basit anlatımıyla, döviz fiyatı düşük. Endeks 100.00’ün altında ise, basit anlatımıyla döviz fiyatı olmasından daha yüksek çizgide.
TÜFE bazlı (enflasyon etkisinden arındırılmış) Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi 2016 yılında 97’ye geriledi. Şimdilerde 92 dolayında. Bunun anlamı döviz fiyatlarının Türkiye’de olması gereken çizginin üzerinde olmasıdır.
Bizde dolar fiyatı ve dolara bağlı olarak diğer önemli para birimleri, Dünya piyasasındaki değer değişiminin üzerinde bir artış gösteriyor. Bu artışın arkasında Türkiye’den kaynaklanan sorunlar var.
Önümüzde anayasa değişikliği çalışmaları ve referandum var. Sınır ötesinde Irak ve Suriye’de sıcak çatışmalara taraf olduk. İçeride terör devam ediyor. FETÖ belasından kurtulma çabaları sürüyor. İç ve dış talepteki daralma sonucu üretim ve büyüme yavaşladı. İhracat gelirlerini artıramıyoruz, turizm gelirleri yarıya indi. ABD ve AB ile siyasi ilişkilerdeki soğukluk ekonomik ilişkileri olumsuz etkiliyor.
Bu sorunları çözebilirsek döviz fiyatı gerçek çizgiye gerileyecek.
Ayşe Hanım Teyzem anlattıklarımı dinledi, dinledi...”Doların neden yükseldiğini anlattın ama moralimi de bozdun” diyerek kalkıp gitti.