ABD Merkez Bankası Fed, Avrupa Merkez Bankası ECB?faizi indirir mi, bindirir mi? Doların euro’ya karşı değeri ne olur? Rusya ne yapar? Çin’de büyüme yavaşlar mı? Kredi değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu değiştirir mi? Merkez Bankası faizi ucuzlatır mı? İhracat tekrar artışa geçer mi? İnşaat sektörü canlılığını korur mu? Büyük kamu projelerinde finansman sorunu çözülür mü? Özelleştirme ve kamu varlığı satışları devam eder mi?
Büyümede sorun yaşanır mı?
Bunlar 2015 yılında Türk ekonomisiyle ilgili haberlerin, ekonominin durumunu konuşanların, politikacıların, iktisatçıların, bankacıların ana konuları...
Ne var ki Ayşe Hanım Teyzem için önemli olan “Hatice değil, netice”dir.
Ayşe Hanım Teyzem ve Ali Rıza Bey Amcam, Türk halkının yüzde 90’lık kesimini oluşturanların arasında yer alıyor. Bu kesim “sessiz çoğunluk”... Bu kesim, Anadolu’nun “bir lokma-bir hırka” kanaatkârlığı veya “vurdumduymazlığı” baskısı altında sesini çıkarmayan veya çıkaramayan ama yaşam savaşı veren kesim.
Ayşe Hanım Teyzem’in, Ali Rıza Bey Amcam’ın kamuda çalışan çocukları, damatları, gelinleri, maaşları ne olursa olsun sosyal güvenceye, iş güvencesine sahip. Ama özel sektör çalışanları 2015 yılında işlerini kaybetme endişesiyle yaşamlarını sürdürecekler. Maaş ve ücretleri kamu çalışanları oranında artmayacak veya hiç artmayacak. Çiftçi Rüstem Efendi ürününü maliyetinin altında satmak zorunla kaldığından yakınacak.
Bakkal Coşkun, market rekabeti karşısında giderek azalan iş hacmi nedeniyle ne yapacağını şaşıracak. İşçi Memed’in asgari ücreti 2015 yılında yüzde 6+6 artacak ama 1000 lira net ücret gene de yaşamını sürdürme şansı veremeyecek.
(Ne olur, Ayşe Hanım Teyzem’den söz ederken “Tanesi 1 milyon TL’ye satılan Mercedes otomobilleri, 1 milyon dolara satılan TOKİ konutlarını, 10 bin liralık kadın çantalarını kimler alıyor?” muhabbetine girmeyelim... Burada sağcılık solculuk yapmıyoruz. Halkımızın durumunu anlatmaya çalışıyoruz.)
Hayat zor, insanlar fani
Ayşe Hanım Teyzem ve Ali Rıza Bey Amcam 2015 yılında durumlarının daha iyi olmasını beklemekten ümitlerini kestiler. “Durumumuz daha da kötü olmasın” diye dua ediyorlar.
Onlar için önemli olan tencerenin kaynamasıdır. Elektrik, gaz fiyatıdır. Dolmuş, otobüs fiyatıdır. “Ama onların buzdolapları, makineleri de var. Evlerine TV göstericisi de aldılar. Kendilerine, torunlarına cep telefonu alıyorlar. Torunlarının tablet bilgisayarı var... Bunlar için borçlandılar” diyeceksiniz. Bunları da mı almasalardı? Gelirleri yetmediğinden borçlandıkları için onları azarlayalım mı?
Şimdi gelelim zurnanın zırt sesi veren deliğine...
2015 yılında Ayşe Hanım Teyzem’in, Ali Rıza Bey Amcam’ın, çiftçi Rüstem Efendi’nin, Bakkal Coşkun’un, işçi Memed’in durumlarının daha iyi olamamasının nedeni ekonominin büyüyememesi.
Ekonomi, üretim artarsa büyür. Paralar kamu binalarına, gösterişli kamu yatırımlarına, TOKİ binalarına gidecek yerde , döviz getirecek yatırımlara ve üretime giderse büyür. Ekonomi büyürse gelir artar. İş imkânları artar.
Artan gelir doğru dürüst dağıtılırsa, Ayşe Hanım Teyzem’in, Ali Rıza Bey Amcam’ın, çiftçi Rüstem Efendi’nin, işçi Memed’in geliri artar.
2014 yılında büyüyemedik. Büyüme yüzde 3’ün altında kaldı. 2015 yılında büyüme aynı çizgide kalacak. Nüfus artışını dikkate alınız. Eğer gelir herkese eşit dağıtılmış olsa, Ayşe Hanım Teyzemgillerin geliri sadece yüzde 2 dolayında artabilir. Ama bizde gelir dağılımı bozuk. Ekonomi yüzde 3 büyüyünce, alt kesimdekilerin geliri artmıyor. Üstüne üstlük yüzde 15’e yaklaşan gıda enflasyonu da omuzlarına binince gelirleri geriliyor.
Üretim artarsa gelir de artar...
Dönüyoruz dolaşıyoruz, başa dönüyoruz. Gerçek yatırım, gerçek üretim artmadan, büyüme yüzde 5’lerin üzerine çıkmadan, gelir dağılımı düzelmeden, enflasyon gerilemeden Ayşe Hanım Teyzemgillerin 2015 yılında durumlarının düzelmesi imkânsız. Tam tersine, eğer büyüme yüzde 3’lerin altında kalır, enflasyon yüzde 7-9 bandında dolanırsa onlar için hayat 2014 yılındakinden daha zor olur, daha iyi olamaz.
Yazıyı iyimser bitirmek gerekir. İyimserliğin işareti “Halimize şükretmek”tir.
2015 yılına girerken, “Buna da şükür” diyeceğiz. (1) Ülkede harp yok, darp yok. (2) Döviz kıtlığı nedeniyle, döviz fiyatı artsa da ekonominin krize girmesi tehlikesi yok. (3) Şöyle böyle ekonomi küçülmeyecek, yüzde 3’ün altında da olsa büyüyecek. (4) Özel kesimde bacalar tütüyor, çarklar dönüyor. İşten çıkarmalar olsa da ücretler ödeniyor. (5) Devlet sağlık ve diğer sosyal yardım sistemini genişletiyor. (5) Yoksulluk, fakirlik var ama Allah’a şükür, sokakta aç ve susuz dolanan yok. Bunları sıralayacağız... Sonra da iyimser olmak için... “Ayşe Hanım Teyzem de idare etsin” diyeceğiz ama... “Daha ne kadar?” Unutmayınız o da bir fani. Beklemeye vakti yok.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024