Sayın Yıldırım’ın Bakanlar Kurulu’ndaki görevlen-dirmeleri ve de hükümet programında yer alan ifadeleri, “ekonomide değişiklik olmayacağı” işaretini veriyor. (Bu işarete dayalı olarak Milliyet Ekonomi’de yayımlanan yazımın başlığı “Ekonomide değişiklik olmaz” idi.)
Buna karşı Sayın Cumhurbaşkanı’nın beklentilerini kamuoyuna yansıtan “haber ve yazılar”da, önümüzdeki dönemde, bugüne kadarki politikaların başarısızlığı vurgulanarak ”alternatif ekonomi politikaları”ndan söz ediliyor.
Alternatif ekonomi politikaları konusunda henüz açıklık yok. Fakat “haberlere ve yazılanlara göre”,
- Büyümenin hızlandırılması için üretim ve yatırımların önü açılacak.
- Üretimin, yatırımların artırılması için iç talebin canlandırılmasının ötesinde, dış talebin artırılmasına imkân verecek politikalar uygulanacak.
- “Alternatif” politikaların araçları olarak; (1) faiz, (2) para, (3) maliye politikalarında değişiklik yapılacak.
- Faiz konusundaki beklenti açık. Faiz indirimi sürecek. Ancak alternatif para ve maliye politikaları konusu belirsiz.
Neler değişecek?
- Bugüne kadar “sıkı” para politikası ve “denk bütçeye dayalı” maliye politikası uygulandığına göre, “alternatif politikalarda”; (1) para politikasında faiz indirimine ek olarak piyasayı rahatlatacak ölçüde para arzının artırılması, (2) maliye politikasında ise “faiz dışı fazla” oluşturma uygulamasına ara verilerek, bütçe açığını makul ölçülerde büyütülmesi ve böylece iç talebin canlandırılması hedef alınabilir.
- Alternatif politikalarla ilgili haber ve yazılarda, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflerini tutturmadaki başarısızlığına işaret edilerek, “makul bir enflasyon”un ekonomide rahatlamaya yol açabileceği de dile getiriliyor.
- Alternatif politikalar, normal olarak döviz fiyatlarında belli ölçülerde yükselmeye yol açacaktır.
- Alternatif ekonomi politikaları tartışmasında, dış talebin (ihracatın) artırılması ağırlık taşıdığına göre, döviz fiyatlarındaki belli ölçüdeki artış, ihracatı kısa sürede canlandıracak bir araç olarak değerlendiriliyor demektir.
- İhracat artışında etkin olacak yüksek katma değerli üretime ve de ileri teknolojiye dayalı mal üretimine geçiş zaman alacağına göre, kısa sürede ihracat artışında etkili araç olarak döviz kuru politikasının kullanılmasının düşünüldüğü anlaşılıyor.
- Yatırımı, üretimi ve ihracatı artırmada olumlu etkisi görülecek politikalar olarak “sosyal politikalara-çalışma şartıyla ilgili tedbirlere” ağırlık verileceğinin işaretleri var. Kiralık işçi kullanımı, kıdem tazminatı düzenlemeleri yatırım ve üretimde işçilik maliyetlerini aşağıya çekmeyi hedef alıyor.
Alternatiflere ihtiyaç var
Türkiye “Orta Gelir Tuzağı”ndan çıkamıyor. Milli gelirin yüzde 85’ini tüketiyoruz. Kalıyor yatırımlara yüzde 15. Dışarıdan milli gelirin yüzde 5’ini borçlanarak, yüzde 20 yatırım yapıyoruz. Yüzde 20 yatırımın da yarıdan fazlası kamu ve özel sektör inşaatlarına gidiyor. Kalan imkânlarla gerçekleştirilen yatırımları, dünya pazarında talebi olan malları dünya fiyatıyla üreterek dünya pazarına ihraç etme gücüne sahip değil.
Bu yapıyı ya olduğu gibi sürdüreceğiz ya da değiştirecek “alternatif politikalar” oluşturacağız. Fakat “alternatif politikalar” oluşturulurken, bu politikaların “ne getireceğini, ne götüreceğini” de dikkate almaya mecburuz. “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmamalıyız.”
Ekonominin temel göstergeleri “dolar ile borsa endeksi” oldu. Piyasa oyuncuları ekonomide “kurulu düzeni” dolar fiyatı ile borsa endeksinden izliyor. Ekonomi kadrolarında veya politikalarında en ufak bir değişim (veya değişim olasılığı) dolar fiyatına, borsa endeksine yansıyor. Dolar ve borsa çizgi dışına çıkınca, politika ve uygulamalarda hemen geri adım atılıyor. Alternatif ekonomi politikalarının gündeme gelmesinin ve uygulanmasının dolar fiyatında ve borsa endeksinde önemli değişikliklere yol açacağını kabul etmek gerekir.