31 Aralık gecesi, bir yılın sona erdiği, bir başka yılın başladığı gece.
31 Aralık gecesinde bir yılın bitmesinin, bir başka yılın başlamasının milattan önce 45 yılına kadar uzanan bir geçmişi var.
Bu gecenin herhangi bir dinle, bu arada Hıristiyan diniyle, İsa’nın beden alarak dünyaya gelişiyle ilgisi, ilişkisi yok.
31 Aralık milattan önce, Roma dönemindeki takvim düzenlenmesinde yıldönümü olarak kabul edildi.
Eski Roma’da günlerin sayılmasında kargaşalık yaşandığı için Jül Sezar’ın emriyle bir düzenleme yapıldı.
Milattan önce 45 yılında (Jül Sezar’ın adına gönderme yapılarak) “Jülyen Takvimi” uygulanmaya başlandı. İşte ilk olarak bu takvimde yeni yılın başlangıcı 1 Ocak olarak belirlendi.
MÖ 45’ten bu yana...
Papa Gregorius tarafından 1582 yılında düzenlenen (Papanın ismine gönderme yapılarak) “Gregoryen Takvimi” olarak adlandırılan takvimde ise eski yıl 24 Mart gecesi bitiyor, yeni yıl 25 Mart’ta başlıyordu.
Fakat, 1752 yılından sonra yapılan düzenlemeyle “Gregoryen Takvimi”nde de yeni yıl 1 Ocak günü başlatılır oldu.
Osmanlı döneminde hicri ve Rumi takvimler kullanıldı.
Hicri takvim Hicret’in 17’nci yılında uygulanmaya başlandı: Hazret-i Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç yılı olan 622 yılı başlangıç yılıdır.
Osmanlıların 1678 yılından itibaren resmi takvim olarak kabul ettikleri Rumi takvimde ise her yıl 365 gündür. Yılbaşı 1 Mart’tır.
Rusya 1918 yılında, Yunanistan 1923 yılında, Türkiye 1926 yılında “Gregoryen Takvimi” resmi takvim olarak kullanır oldu.
Açık anlatımıyla 1 Ocak günü, 1926 yılından bu yana Türkler için yeni bir yılın başlangıcıdır.
1930’dan beri kutlama
Türklerde eski bir yılın sona ermesini ve yeni bir yılın başlamasını kutlama âdeti 1930’lardan sonra oluştu.
Sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu’da da, her gelir grubundan aileler, yılbaşında bir sofra etrafında toplanarak yeni yıl yemeği yemeyi, radyo dinlemeyi, gece yarısı Milli Piyango çekilişini izlemeyi âdet edindi.
Televizyon yayını başladıktan sonra da gece saat 24.00’te “Zeki Müren konser verecek mi? Dansöz çıkacak mı?” havasına girildi.
Kuruyemiş, tombala bu gecenin sembolü haline geldi. Gelirdeki farklılaşmaya ve değişime bağlı olarak yılbaşı eğlenceleri gazinolara, lokallere, otellere taşındı.
Yeni yıla girerken imkânı olanların çevresindekileri hediye vererek sevindirmeleri âdet olmuştur. Hediyenin küçüğü büyüğü olmaz. Bir tabak kurabiye de hediyedir. El örgüsü bir atkı da hediyedir. Bir tek gül, güzel ifadelerle yazılmış bir kart da hediyedir.
Yeni yılınız kutlu olsun sayın okuyucularım.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024