Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nerede bizim zama-nımızdaki 1 Mayıs’lar!”

Zaten kutlamanın adı da “Emek ve Dayanışma Günü” toplantısı oldu.

Sabah 8.00’de evden çıktım. O yol kapalı, bu yol kapalı... Saat 10.00’da Bakırköy’e ulaştım. Toplantı alanı dev Bakırköy Adalet Sarayı binasının önündeki pazar yeri. O kapıdan mı girilecek, bu kapıdan mı diye dolaşa dolaşa “Arama Kapısı”nı buldum.

Bakırköy’e giderken yollar polis doluydu. Bakırköy’de ise her köşede yüzlerce polis bekleşiyordu. Polisler teker tekler üst ve çanta araması yapıyor. Kibar davranıyorlar. Birinci polis aramasından sonra, ikinci defa aynı şekilde üst ve çanta aramasından geçtim. Yürü yürü... Yol bitmez... Nihayet saat 11.00’e gelirken toplantı alanına ulaştım.

Haberin Devamı

1 Mayıs’ta coşku azdı

Kardeşlik önemli

Sahne güzel. Ses düzeni güzel. Ancak müzikler “ruhsuz”. Anons yapan hanım “ruhsuz”. Tören başlayıncaya kadar coşku yaratılamadı. Toplu gelenler de sessiz sedasız alanı doldurmaya başladı. Ben (geçmiş yılların 1 Mayıs’larını yaşamış bir emekçi olarak) coşku bekliyorum.

Hayat şartlarından mı, yaşadığımız kötü olaylardan mı neden bilemiyorum, “coşku yok”... Farklı düşüncelere sahip olmalarına rağmen insanlar bir arada, kardeşçe toplantının başlamasını bekliyor. Alanda, müziğin uygun olmamasına rağmen halay çekerek hareket yaratmaya çalışan gruplar var. O kadar. Geri kalanlar sadece bekliyor...

Ben de bekliyorum... Saat 13.00’de program başlar demişlerdi... Alana en son CHP heyeti girdi... Ve nihayet 14.25’te program başlayabildi.

Ben, İstanbul’daki çok sayıdaki işçi bu meydana nasıl sığar diye endişeliydim. Meydanın yarısından fazlası dolmuştu ama arka bölümler tenhaydı. Saat 14.00’ten sonra bazı katılımcıların beklemekten yorularak alanı tek etmeye başlamalarına ise şaşırdım.

Alandaki tek seyyar tuvaletin önünde ve de alana yakın bölümdeki paralı tuvaletlerin önünde uzun kuyruklar vardı. Katılımcıların yiyecek ve içecek ihtiyaçları önemsenmemişti.Bunları olanı biteni kötülemek için yazmıyorum. Sendikacılarımızı uyarmaya çalışıyorum. Allah’a şükür, sendikalarımızın paraları var. Bu tür etkinliklere daha fazla önem vermeleri gerekir.

Haberin Devamı

İşçiler ne istiyor?

Gelelim “Emek ve Dayanışma Günü”nün mesajlarına... Alana gelen emekçilere, “İşçinin en önemli sorunları nelerdir?” diye sordum. Kürsüye çıkan sendika yöneticilerini dinledim. İşte istekler, beklentiler listesi:

Türkiye’de halkın temel sorunu iş ve aştır. İş bulmak zor. İş güvenliği yok. İş bulan devamlı işimi kaybedebilir miyim? endişesinde.

İş bulabilen işi olduğu için mutlu ama geliri yeterli değil. Asgari ücret düşük, çalışanların çoğu da kayıtsız çalışmayı kabul etmek mecburiyetinde.

Genel beklenti eşit işe, eşit ücret.

Güncel endişe “Kıdem Tazminatı” değişikliği çalışmaları. İşçi, kazanılmış haklarının yanmasından korkuyor. Kıdem tazminatı sorumluluğundan kurtulan işverenin işçiyi kolaylıkla çıkarmasından korkuyor.

Taşeron işçi ve geçici -mevsimlik işçi konularında düzenlemeler yapılarak taşeron ve geçici- mevsimlik işçilerin kadroya alınması bekleniyor.

Sendikalaşmanın ve işçilerin sendikalara üye olmasının engellenmesi, sendikaya üye olanların işten çıkarılması, en fazla üzerinde durulan konular.

Haberin Devamı

Bakırköy’den dönerken epey zorluk çektim. Önce vasıta bulmakta zorlandım. Sonra şehre girişte emniyet gerekçesiyle kapanan yollar nedeniyle, oradan buraya dolanıp durdum. Baktım olacak gibi değil. Yürüyerek eve ulaştım.