Ukrayna senaryosu özenle hazırlanmış...
Vitrinin “meşru” görüntüsüne özen gösterilmiş.
Şöyle ki...
- Perde 1:
“Rusya Federasyonu Meclisi Duma” -bağımsızlığını ilan eden- Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk yönetimlerini “tanıma” kararı alıyor.
- Perde 2:
Putin, Güvenlik Konseyi’ni topluyor.
Bütün dünya televizyonlarına açık bir maraton toplantı.
Keskin bir “mizah…”
Rusya Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Mariya Zaharova -sarışın güzel olmanın ötesinde- zekâsıyla da parlak diplomat profili çiziyor.
Gazetecilere bakın ne dedi:
“Lütfen önümüzdeki yıl için istilalarımızın programını duyurun. Tatilimi ona göre planlamak istiyorum.”
Gerçekten…
Başta Biden olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya liderleri, NATO Genel Sekreteri her mikrofon uzatılışında “Rusya’nın yarın öbür gün Ukrayna’yı istila edeceğini” söylüyorlar.
Mariya Zaharova da Rus ordularına “istila kararını” Putin değil de sanki ABD Başkanı Biden ve diğer Batı liderleri verecekmiş gibi bir kara mizah yapıyor.
Ya da…
Rusya Başkanı Putin’i “Freudien yöntemle çözme girişimi…”
Freud’un psikanaliz yöntemiyle Putin’in derinliklerine dalıyor, onu etkilemiş olabilecek travma izlerini araştırıyorlar.
Örneğin…
ABD eski başkanlarından Barack Obama’nın “küçümseyen söylemi…”
Obama, Putin’e “Rusya’nın artık büyük erkekler kulübünün bir parçası olmadığını” söylemiş. (*)
Putin için bu söylem “küçümsemenin” ötesinde “hakaret…”
Dahası, Putin’in inancına göre “Rusya’nın statüsü, Rusların kaderinden çok önce gelir” kanısı yaygın.
Gerçekten…
Amerika’nın ünlü kalp cerrahı ve sonraki yıllarda TV yıldızı Prof. Dr. Mehmet Öz, “Pennsylvania’dan senatör seçilmek üzere adaylığını koydu.”
Cumhuriyetçi Parti aday adayı Dr. Öz anketlerde rakiplerine fark atmakta.
Mayısta yapılacak seçim için başarılı bir kampanya yürütüyor.
Dünkü Washington Post’ta “Senatör Dr. Oz, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın kozu olabilir mi?” başlığı altında bir haber/analiz yayımlandı.
Şu satırlar Dr. Öz’ün seçilme şansının yüksek olduğunu ortaya koymakta:
Öz’ün mayıstaki “ön seçimi” kazanma ihtimali yüksek.
Kampanyası başarılı…
TV reklamlarına milyonlar harcıyor.
Arap coğrafyasında dış politika kum tepeleri gibidir. Rüzgâr eser, kum tepeleri yer değiştirir.
Bu söylem Turgut Özal’ın ilk Anavatan hükümetinin Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu’ndan. (*)
Merhum Büyükelçi Halefoğlu duayen diplomatlarımızdandı.
Hatay’ın köklü ailelerinden birine mensuptu.
Arap politikasına vakıftı.
…………….
Daha yakın zamana kadar Türkiye ile ilişkileri gergin olan Birleşik Arap Emirlikleri’ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son gezisi, “kum tepelerinin” değil “kum dağlarının” yer değiştirmesi gibi bir büyük bir olayı işaretliyor.
Putin “kariyerinin Nirvana’sında” denebilir. Bütün dünyanın gözü onda.
“Ukrayna için ne karar verecek?”
………………….
Putin’i en iyi tanıyan kişi olarak Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto gazetecilerin, dünya liderlerinin referansı.
Yıllardır Putin’le arkadaş…
O kadar ki birlikte spor yapıyorlar aynı “buz hokeyi” takımındalar.
Sık sık bir araya geliyorlar.
14 Şubat Sevgililer Günü Hıristiyan “Aziz St. Valentine”in adıyla anılır.
İlginçtir…
İslam dünyasında da kutlandı.
Oysa yakın zamana kadar yasaktı.
14 Şubat 2011’de Malezya bir fetva çıkartarak “Sevgililer Günü’nün kutlanmasını” yasaklamıştı.
Uymayan çok sayıda Malezyalı tutuklanmıştı.
Pakistan İslam Cumhuriyeti’nde de Yüksek Mahkeme kararıyla 14 Şubat Sevgililer Günü’nün kutlanması engellenmişti.
İran’da Sevgililer Günü kutlamasına kısmen müsamaha gösteriliyordu ama
Hafta sonu…
Siyaseti sinema ve edebiyatla harmanlayarak hafifletilmiş bir yazı… (The Daily Beast’da Andrew D. Kaufman yazmış.)
“Savaş ve Barış” harika bir sinema yapıtıydı.
Nataşa rolünde Hollywood’un kuğu boyunlu kadını Audrey Hepburn’ün etekleri arkasındaki ünlü aktörler Henry Fonda, Mel Ferrer, Vittorio Gassman…
Ödüllerle taçlandırılmış bir yapıt…
Tolstoy’un aynı adı taşıyan müthiş kitabından beyaz perdeye uyarlanmıştı.
O kitap ki Newsweek dergisi tarafından bütün zamanların “Top 100 Kitaplar” listesinde birinciydi.
Tolstoy