Belçika’nın başkenti Brüksel, aynı gün NATO, G7 ve AB-ABD'nin yanı sıra AB Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesine ev sahipliği yaptı. Bu toplantıların ortak sonucuysa transatlantik birlik ve kararlılıktı...
NATO, G7 ve Avrupa Birliği’nin (AB)kurumsal belleğinde yer alacak, akıllarda da iz bırakacak bir tarih oldu 24 Mart 2022. Nitekim Belçika’nın başkenti Brüksel, Rusya-Ukrayna savaşının birinci ayında, NATO, G7 ve AB-ABD'nin yanı sıra AB Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesine aynı gün ev sahipliği yaptı. Liderler, bu zirvelerde Rusya’ya karşı birlik ve beraberlik mesajı verirken, aynı zamanda da kararlılık sergilediler.
ABD Başkanı Joe Biden, ülkesinin, Avrupa'nın güvenliğini üstlenme konusunda Washington Antlaşması'nın 5. maddesine yönelik taahhüdünü yeniledi. Biden, ABD ve NATO’nun, İttifak üyesi tüm ülkelerin güvenliğini üstlenmek ve başta Rusya olmak üzere üçüncü ülkelerden gelecek tehditlere karşı korumak için hazır olduğunu tekrarladı. Toplantılarda, NATO’nun Ukrayna-Rusya savaşına doğrudan müdahale etmeyeceği de yinelendi. Buna karşılık, Rusya’nın nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmasının, İttifak'ın kırmızı çizgisi olduğuna vurgu yapıldı. ABD Başkanı, bu konuda da tereddütsüz konuştu ve Rusya’nın bu tür hamlelerinin karşılıksız kalmayacağını da dile getirdi.
Yine Brüksel'de, NATO üyesi ülkelerin Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda farklı yaklaşımda olması da, bir şekilde anlayışla karşılandı. Almanya, İtalya ve NATO’nun kuzey ülkelerinin, Rusya’dan petrol ve doğalgaz alımını kademeli olarak azaltmaları konusunda prensip kararı çıktı. Ancak enerji alımlarının bir günden diğerine askıya alınması zor.
Görev dağılımı
Bu arada üstü kapalı bir şekilde de olsa, NATO, G7 ve AB arasında görev dağılımı yapıldı. Nitekim NATO Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesinde, liderler, Avrupa'nın güvenliği, Ukrayna’nın silahlandırılması ve Rusya’ya askeri açıdan gözdağı verilmesi görevinin İttifak'ta olduğunu ilan etti.
NATO, ABD, İngiltere, Türkiye, Kanada ve Norveç gibi AB’ye üye olmayan müttefiklerin ağırlıklı katkılarıyla Avrupa'nın güvenliğini sağlayacağını bir kez daha ilan etti. G7 ise, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar konusunun önderi haline geldi. Moskova yönetimine karşı yaptırımları belirleyen ve uygulanması için öncü rol oynayan G7 üyeleri, Rusya’nın ekonomik açıdan tecrit edilmesi konusunda da küresel düzeyde çalışmalarını sürdürüyor. G7 liderleri, Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan dolayı NATO, G7 ve AB halkları ile ekonomilerinin minimum zarar görmesi için emtia piyasaları konusunda önemli kararlara da imza attı.
ABD-AB zirvesinde ise Başkan Biden, AB’yle ekonomik ve sosyal külfet paylaşımında bulunacağının mesajını verdi. AB, ABD’nin desteğiyle hem enerji güvenliğini sağlayacak hem de Rusya’ya yönelik bağımlılığını azaltacak. Öte yandan ABD, sembolik de olsa AB’ye gelen 100 bin Ukraynalı sığınmacıyı ülkesine kabul ederek, bu alanda da külfet paylaşımında bulunacağının sinyalini vermiş oldu.
Türkiye’nin kilit konumu
Avrupalı müttefikler, Ukrayna-Rusya savaşı vesilesiyle, Türkiye’nin kilit konumuna bir kez daha dikkat çekti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşme sonrası, bu savaşta Paris ile Ankara’nın barışı tesis etmek için gerçekleştirdiği ortak çabalara atıfta bulundu. Macron, Fransa ile Türkiye’nin bu konuda iş birliği ve güç birliği içerisinde olacağını da açıkladı. İtalya Başbakanı Mario Draghi de Fransa ve İtalya’nın, Türkiye ile EUROSAM tipi hava savunma sistemi konusundaki çalışmalarını yeniden canlandıracağını açıklarken, AB zirvesinde de Rum Kesimi ve Yunanistan’ın taleplerine rağmen, olumsuz açıklama yayınlanmaması için de çaba gösterildi.
Ankara’nın Montrö Anlaşması’nın yükümlülüklerini yerine getireceği yönündeki taahhüdünü yinelemesi de, müttefiklerce memnuniyetle karşılandı. Müttefikler, Ukrayna-Rusya savaşının uzun soluklu olacağının bilincinde. Nitekim NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in görev süresini bir yıl uzatarak, bunun sinyalini verdiler.