Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat’ta Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın ne zaman sona ereceği, dünya kamuoyu tarafından merak ediliyor. Moskova yönetimi, Ukrayna savaşını yıldırım bir şekilde sonuçlandırmayı hedefliyordu, ki bu konunun detaylarını geçmiş yazılarımda kaleme aldım. Hatta Rusya’nın, tüm hesaplarını Ukrayna’ya ait olan Kırım’da uyguladığı taktiğe ve elde ettiği sonuca endekslediğini de ifade edebiliriz. Bir başka deyişle, savaşın 10 ya da 15 gün gibi kısa  bir sürede sona ereceğini hesaplamıştı Moskova. 

Haberin Devamı

Ancak Kremlin’deki hesap, Kiev’de tutmadı. Ukrayna ordusu 2014’ten bu yana çok değişti. Başta ABD olmak üzere, NATO’nun önde gelen müttefikleri tarafından eğitildi, Ukrayna ordusunun savunma doktrini de, kademeli olarak Sovyet askeri doktrininden NATO savunma doktrinine geçiş yapmaya başladı. Dolayısıyla bir yandan Rus ordusunun savaş taktiklerine sahipken diğer yandan da NATO’nun savunma doktrinini benimsemiş durumda. Zaten Ukrayna’nın Rusya’ya karşı sergilediği direniş de bunun ürünü. Kremlin yönetimi, yıldırım harekâtının mümkün olmadığını açık şekilde gördü. Rusya’nın vermiş olduğu kayıplar da bunu teyid etti. Rus ordusu da, sivil ve asker gözetmeksizin, Ukrayna’ya karşı neredeyse tam spektrumlu konvansiyonel bir taarruza geçmiş gibi görünüyor. 

Jet kararlar alındı 

NATO da savaşın uzun sürebileceğini öngördü. 24 Mart tarihinde Brüksel’de olağanüstü toplanan NATO devlet ve hükümet başkanları, NATO Genel Sekreteri’nin 1 Eylül 2022’de sona ermesi öngörülen görevini 31 Ekim 2023’e kadar uzattı. Avrupa Birliği (AB) savaştan kaçan Ukraynalı mültecilere uzun soluklu ev sahipliği yapmayı öngördü. Bu çerçevede, jet hızıyla, Ukraynalı sığınmacılara AB ülkelerinde bir yıl boyunca oturma ve çalışma izni veren idari düzenleme yaptı. 

ABD, İngiltere ve Polonya gibi NATO müttefikleri, Ukraynalı subay ve astsubayların nerede, hangi koşullarda eğitime tabi tutulacakları konusunda çalışmalar gerçekleştirdi. Batı, savaşın ilk döneminde Ukrayna’ya Rus birliklerine karşı kendisini koruyacak kadar silah vermekle yetindi ancak bu stratejisini hızla gözden geçirdi. Nitekim ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin başkanlığında, Almanya’nın Ramstein kasabasında bulunan NATO üssünde Ukrayna’ya ağır silahlar verilmesi ve mühimmat yardımının da uzun soluklu olması gerektiği konusunda önemli bir toplantı gerçekleştirildi. 

Haberin Devamı

Aslında ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşının koreografisi hakkında dünya kamuoyuyla ciddi bilgiler paylaşmadı değil. Bir başka deyişle, ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri senaryosunu detaylı bir şekilde bildi ve önemli bölümünü de tüm dünyaya açıkladı. 

Savaşı neler etkiler? 

Ancak şu ana kadar hala kimsenin yanıtını bilmediği bir soru var? Kremlin’in “kiracısının” amacı ne? Ukrayna’nın deniz sınırlarına son vermek mi, Donbas bölgesini tamamen işgal etmek mi, işgal planlarına Moldova’nın Transdinyester bölgesini de dahil etmek mi? 

Bu soruların yanıtı, Putin’in Ukrayna’ya yönelik nihai niyetine ve savaşın vadesine netlik kazandırabilir. Ayrıca Rusya’nın muharebe alanında, yani Ukrayna’da karşılaşacağı zorluklar ile nihai hedefi arasındaki makasın açılması da, yine savaşın vadesini etkileyebilir. Ve elbette üçüncü ülkelerin Rusya’ya verdikleri ekonomik, siyasi ve diplomatik desteğin azalması da... AB, Rusya’dan gaz almaya devam ederek savaşı zımnen de olsa finanse etmeyi sürdürüyor. Brüksel’in Rusya’dan gaz alımına son vermesi, Pekin yönetiminin Rusya’ya karşı sergileyeceği tavır, NATO ve müttefiklerinin Moskova’ya karşı oluşturmaya çalıştığı diplomatik ve askeri cephenin genişletilmesi de savaşın süresine etki edecek diğer unsurlar arasında sayılabilir elbette. Dolayısıyla NATO üyeleri, kendi kamuoyunu uzun bir soluklu savaşa hazırlıyor. 

Haberin Devamı

Aslında savaşın hızlıca sona ermesi sanki Putin’in elinde gibi. Zira istese, savaşa aniden son verebilir. Ancak bu ihtimal şu anda “hayal” düzeyinde. Savaşın süresini kestirmek için Putin’in 9 Mayıs’ta Kızıl Meydan’da yapacağı konuşmanın satır aralarını okumak gerekecek. Satır aralarında mutlaka savaşın süresi ve Kremlin’in nihai hedefleri arasında “sübliminal” bir mesajın olması bekleniyor. 

Ukrayna savaşı ne kadar sürer

Dünyanın savunma harcaması artışta

Merkezi İsveç’in başkentinde bulunan ve kısa adı “SİPRİ” olan Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün verilerine göre, 2021 yılında silah satışları konusunda dünyada ilk sırada yer alan 5 ülke ABD, Çin, Hindistan, İngiltere ve Rusya oldu. Bu 5 ülke, dünya savunma harcamalarının yüzde 62’sini gerçekleştiriyor. Bu sıralamada sadece iki NATO ülkesi bulunsa da, tüm müttefikler eklendiğinde, İttifak hala toplamda ilk sırada yer alıyor. Araştırmanın dikkat çekici verileri arasında şu notlar var: 

Ukrayna savaşı ne kadar sürer

2021’de silah satışlarında yüzde 0.7’lik bir artış kaydedildi ve pazar 2 triyon 113 milyar dolarlık hacime ulaştı. Ukrayna savaşı bu harcamaların daha da artmasına neden olacak. Aynı rapora göre geçen yıl ABD’nin savunma harcamalarında yüzde 1.4’lük düşüş kaydedilirken, AR-GE harcamalarında öncelikler ve strateji gözden geçirilmiş. Rusya’nın harcamaları ise yüzde 2.9 artmış. Çin’in aynı dönemde savunma alanındaki harcamalara 293 milyar dolar ayırdığı gözlenirken, İran, Japonya ve Hindistan’da dikkat çekici gelişmeler olmuş. Tahran yönetimi, 4 yıllık bir aranın ardından savunma harcamalarında yeniden artırarak 24.1 milyar dolar seviyesine getirmiş. Harcamaların yüzde 14’ü Devrim Muhafızları’na ayrılmış. Hindistan son 10 yılda savunma bütçesini yüzde 33 artırmış. Dünya sıralamasında üçüncü konuma yerleşen Hindistan, savunma harcamalarının yüzde 64’ünü yerli üretime ayırmış. Bu altı çizilmesi gereken bir husus. 

Japonya ise, 2021 yılında savunma bütçesine fazladan 7 milyar dolarlık bir kaynak aktarmış. 54 milyar dolara ulaşan savunma harcamaları, bir önceki yıla oranla yüzde 7.3’lük artış kaydetmiş. Bu trendin devam etmesi bekleniyor. 

NATO müttefikleri ise, savunma harcamaları ve üçüncü ülkelere gerçekleştirdiği satışlarla, toplamda liderliği kimseye bırakmıyor. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olmaları halinde, İttifak’ın savunma doktrini genişlemeye devam edecek. Pazar da doğal olarak büyüyecek. 

Peki Rusya, Ukrayna savaşıyla ülkesine uygulanan kısmi yaptırımlarla savunma harcamalarını koruyabilecek mi? Zira muhafaza edebilmesi için bütçesinin harcama kalemlerinde tercih yapması gerekecek. Katar’ın savunma harcamaları da uzmanlarca dikkate alınıyor. 2010 yılından bu yana harcamalarını yüzde 434 oranında artıran Katar’ın bu alandaki yatırımları 11.6 milyar dolara ulaştı. 

Ukrayna savaşı, savunma harcamalarını yeniden yükseltmek için bir neden mi, yoksa yeni teknolojilerin maliyeti ve güvenlik ortamının belirsizliği nedeniyle yeniden ihtiyaç duyulan bir harcama kalemi mi? Uzun süre dondurulan savunma bütçeleri yeniden yükseliş trendine girmiş durumda. Barış ortamında savunma harcamalarını artırmak kamuoyunun tepkisine neden oluyordu. Bu biraz doğal afetlerin arttığı bir ortamda sigorta poliçelerinin primlerinin yükselmesine benziyor. NATO üyesi ülkeler için geç kalınmış harcamalar olduğunu söylesek yeridir. Teknolojik eksikliklerin giderilmesi ve ciddi ölçüde caydırıcılığa sahip olmak için başta Ar-Ge olmak üzere savunma harcamaları sanki kademeli olarak yeniden artış trendine geçecek. Para kaynakları sınırsız olmadığı için ülkelerin kamu harcamalarında tercih yapmak mecburiyetinde kalacak. Asıl mesele de bu aslında...