Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Ukrayna-Rusya savaşı tüm boyutlarıyla devam ediyor. Askeri cephede Ukrayna, ABD ve müttefiklerinin desteğiyle Herson kentini Rus işgalinden kurtardı. Şimdilik Herson hattındaki cephede büyük bir değişiklik yok. Rusya, Donbas’ın güneyinde hezimete uğramaya devam ediyor. Kuzey bölgesinde ve özellikle Malinivka, Liman, Zariçne ve Yamir bölgesinde Ruslar topçu ateşinin şiddetini önemli derecede artırdılar. Ukrayna askerleri bu bölgede mevzilerini şimdilik koruyabiliyorlar.

Diplomatik cephede Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Herson’daki galibiyet sayesinde henüz ateşkes veya müzakere masasına oturmaktan yana değil. Kendi açısından da hiç de haksız değil. Hatta, Rusya’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım’ı yeniden kazanmayı hedeflediğini de açık bir şekilde dile getirdi. Ukrayna’nın bu isteği gerçekçi mi? Rusların Herson’da uğramış oldukları hezimetin ardından Ukrayna bir özgüven patlaması mı yaşıyor?

Haberin Devamı

Ukrayna’ya yönelik olarak NATO müttefiklerinin desteği kesintisiz bir şekilde sürmeye devam ediyor. İttifak içerisinde Ukrayna’ya verilecek olan destek konusunda hiçbir çatlak ses yok. NATO içerisindeki yegane tartışma, Ukrayna’ya verilebilecek askeri mühimmatın miktarı ile NATO’ya üye ülkelerin stratejik rezervlerinin hangi oranını Ukrayna’ya tahsis edilebileceği konusunda.

Rusya da ise Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı çatlak sesler yükselmeye başlıyor. Rusya’da düne kadar şiddet uygulama, silah kullanma ve silahla şiddet uygulama tekeli devlete aitti. Ancak Yevgeni Prigojin ile Dimitri Outkin’in kurmuş oldukları Wagner grubu ile Çeçen ‘lider’ Ramzan Kadirov’un ordusu bu tekele son vermiş durumda.

Kremlin’de çatlak sesler

Chatham House olarak bilinen İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünün Rusya-Ukrayna-Belarus Araştırma Masası Direktörü Samantha de Bendern, Fransız haber kanalı LCI’de dikkat çekici açıklamalarda bulundu. NATO’da Ukrayna masası şefi olarak çalıştığı dönemlerden bu yana şahsen tanıdığım De Bendern’in analizlerine güvenir, haber kaynaklarını da kulak arkası etmem. De Bendern, Kremlin nezdinde ve özellikle Oligarklar cemiyetinde Kremlin’in kiracisi Putin’e karşı seslerin yükselmeye başladığını dile getirdi. Oligarkların Rusya’da otoriter bir siyasi rejimin devam etmesi gerektiğini savunduklarını, Putin’in ise Ukrayna’daki hezimetlerinden dolayı Rusya’daki rejimi tehlikeye attığını düşündüklerini aktardı. ‘Putin’in adamları’ isimli kitabın yazarı ve Rusya’yı yakından tanıyan Catherine Belton da, Le Figaro gazetesinden Laure Mandeville’e verdiği demeçte, Rusya’da rejimin önde gelen isimlerinin Putin’le ayrışmaya başladıklarını açık bir şekilde ifade ediyor. Yetmedi, Putin’in ayak izlerinden yürümek istemeyen rejim temsilcilerinin de arttığına dikkat çekiyor. Zira rejimin çökmesi halinde her şeylerini kaybedebileceklerini düşünen oligarklar ile rejimin önde gelen isimlerinin, rejimi muhafaza etmek için Putin’den feragat edebileceklerine de vurgu yapıyor.

Haberin Devamı

‘Afganlaşma’ ihtimali

Rusya’nın Ukrayna’da ‘Afganlaşma’ süreciyle karşı karşıya kalma ihtimali de çok büyük. Afganlaşma süreci, Rus halkının belleğinde ve toplumsal hafızada çok kötü anıları uyandırıyor. Rusya’da Putin’e karşı yükselen sesler ‘samo kritika’ mı belli değil. Ancak bu söylentilerin gündeme geldiği dönemde İngiliz ve zaman zaman Amerikan medyasında kısa adı ‘FSO’ olan ve ‘Spetssviaz’ olarak bilinen Federal Güvenlik Servisinin başkent Moskova’da gerçekleştirdiği tatbikatı ‘ordu Putin’i devirmeye hazırlanıyor’ şekilde yorumlanması sanki gerçeği yansıtmıyor.

Haberin Devamı

NATO’nun askeri kaynaklarına göre, Rusya Devlet Başkanını korumakla yükümlü FSO her sene tatbikatlar düzenliyor. 18 bin kişiden oluşan FSO’nun yıllık tatbikatının bu söylentilerin gündeme geldiği bir dönemde olmasını sadece bir rastlantı olarak niteleyen askeri uzmanlar, Putin’e yönelik eleştirileri de asla ‘samo kritika’ olarak yorumlamamak gerektiğine de dikkat çekiyor. Zira Putin’e yakınlığı ile bilinen ülkenin uluslararası düzeyde güvenilir ender gazetecilerden Konstantin Remchukov da BBC’ye verdiği bir demeçte Putin’in kararları ile eylemlerinin Rusya’yı iç savaşa sürüklediğini söyledi. Nitekim Putin’in ülkesinin 2023 yılına ilişkin taslak bütçesinde yaptığı harcama seçimleri de dikkat çekici. Sağlık harcamalarını %9, eğitimi %6, altyapı ve yolların bakımını %10 oranında kesme kararı alan Putin, savunma harcamalarının %50 oranında artırımını hedefliyor. Putin’in sosyolojik tabanı kendisini desteklemeye devam ediyor, ancak yerleşik düzen ve ülkenin elitlerinde durum aynı değil.

Keza Ermenistan’ın başkenti Erivan’da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü liderler toplantısında, ev sahibi Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan başta olmak üzere, Kırgizistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kazak mevkidaşı Kasım Cömert Tokayev ve Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Putin’e oldukça mesafeli davrandılar.

Sadece siyasi geleceğini değil, ülkesinin de geleceğini Putin’in eline teslim eden Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ise Rusya Devlet başkanına sahip çıkarak, Putin’in Ukrayna’da kaybetmesi halinde kendilerinin de kaybedeceğini açık bir şekilde dile getirdi. Kremlin’de çatlak sesler yükseliyor, görüş ayrılıkları artıyor. Putin sistemi değiştirme çabasına girmesi halinde de Gorbaçov ile aynı sonu bulabilir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasını engellemek amacıyla yeniden yapılanma anlamına gelen Perestroyka’yı hayata geçirmeye çalışan Mihail Gorbaçov’a, sistem tarafından teşekkür edilmiş, iktidar dizginleri Boris Yeltsin’in ve arka planda da Putin’in eline geçmişti. Putin’i de belki aynı son bekliyor. Tespit etmek için biraz erken. Ancak öncü sinyalleri de yok değil.

Stresten arınmanın yeni yöntemi ASMR

Bu hafta bir kısaltmaya daha yer veriyorum. Ama savunma ve güvenlik konulu bir kısaltma değil. Aksine, Avrupa ve dünyanın içinde bulunduğu ekonomik, sosyal buhran ile kimi coğrafyalara savaşın korkusunun, kimi yerlerde de savaşın yaratmış olduğu stres, gerilim ve belirsizlikten bir nebze kurtulmak amacıyla başvurulan yeni bir yöntem.

Kremlin’de çatlak sesler

Kısa adı ASMR olan Otonom Duygusal Meridyen Tepkisi (Autonomous Sensory Meridian Response) bel kemiği karıncalanması ile beyin masajı olarak da tarif edilebilir. Görsel ve işitsel uyarıcı niteliğinde olan videolarda, çok alçak sesler, hışırtılar ile bir dizi görsel sayesinde beynin endorfin salgılamasını ve bu sayede de rahatlayıp, stresten kurtulup, uykuya dalmayı kolaylaştırmak amacıyla üretilen içeriklerden oluşuyor. Kimileri bunu ‘beyinsel bir orgazm’ olarak da tarif etmiyor değil.

Aslında mutluluk hormonu olarak bilinen endorfini tetiklemek amacıyla yapılan bu videolar Avrupa’da şu dönemde izleme rekorları kırıyor. Ticari boyutu bir yana, gün geçtikçe Avrupa’da rahatlama ihtiyacı, stresten arınma talebi, kademeli olarak artıyor. Trafik ve günlük yaşamın stresi ile savaşlar, çatışma ihtimalleri, enerji fiyatları, enflasyon ve gıda krizi, toplumlarda yoga, meditasyon, osteopati ve şimdilerde ASMR gibi yöntemlere ihtiyacın giderek artmasına neden oluyor.