Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Kosova’daki gerginliğin temelinde siyasilerin seçim, prensip ya da kısa vadeli çıkarlarına dayalı açıklamalar yatıyor. NATO komutasının sonbaharda Türkiye’ye geçmesiyle diplomasi için yeni bir fırsat doğabilir

Balkanlarda gerilim, geçen Ağustos’tan bu yana kademeli olarak artmaya başladı. Kosovalı Arnavutlar ile Sırplar arasında plaka kriziyle patlak veren olaylar, ülkedeki elektrikli havanın birden gerilime dönüşmesine neden oldu.

Önce Sırbistan plakalı araçların ülkeye girişi yasaklandı, ardından da Sırbistan makamlarının verdiği plakaların yeniden tescili konusunda Sırplar ile Arnavutlar arasında ilişkiler alevlendi. NATO, Avrupa Birliği ve uluslararası topluluğun dikkatini Rusya-Ukrayna savaşına verdiği bir dönemde, Kosova’da Başbakan Albin Kurti ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic arasında adeta söz düellosu yaşandı.

Haberin Devamı

Diplomasi şansı var

1999’da NATO’nun müttefik güç operasyonu Kosovalı Arnavutların güvenliğini sağlamıştı. BMGK’nın 1244 sayılı kararı ile NATO’nun Kosova Barış Gücü 11 Haziran 1999’da başkent Priştine’ye intikal etti. 1999 sonuna kadar Kosova’da 50 bin NATO askeri bulunuyordu. O tarihten bu yana asker sayısı 3 bin 800’e kadar düştü. Aslında bu kademeli indirim, ülkede işlerin düzeldiği ve huzurun sağlandığının önemli bir göstergesiydi. Zaman zaman tansiyonun yükselmesi, genel trendi pek de etkilemiyordu. Ancak son 18 aydan bu yana Belgrad ile Priştine arasında yaşanan “söz düellosu”, halk nezdinde huzurun bozulmasına neden oldu.

Esneklik gerekiyor

Uzun süre NATO ve uluslararası topluluğun pek de dikkatinde olmayan Kosova, Afganistan, Irak, Suriye ve şimdilerde de Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde kaldı. Ülkede önemli kazanımlar sağlanmadı değil. Zira yolsuzlukla mücadele konusunda son derece kararlı olan Başbakan Kurti, Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Taçi ve 9 asker aleyhine açılan soruşturmadan yararlandı. Cumhurbaşkanlığı makamını gölgelememek amacıyla istifa eden Taçi, Kosova Başsavcılığı’nın hakkında açtığı soruşturma ve kaleme aldığı iddianameye karşılık vermek üzere soluğu Lahey’de aldı.

Haberin Devamı

Adeta Kosova’nın ‘temiz eller’ operasyonunu hayata geçiren Kurti ise başbakanlık koltuğuna oturdu. Ülkesini AB’ye yakınlaştırma konusunda kararlı olan Kurti, prensiplerinden ödün verme konusunda pek de yapıcı davranmıyor. Sorun da belki burada yatıyor. Nitekim diplomaside, biraz esneklik gerekiyor. Vucic de Kurti’nin bu katı tutumundan yararlanıyor, zaman zaman da süiistimal ediyor.

Kosova’nın hala NATO’ye üyelerinden İspanya, Romanya, Yunanistan ve Slovakya tarafından tanınmıyor olması, Kurti yönetiminin işini kolaylaştırmıyor. Keza AB içerisinde bu 4 ülkeye ek olarak Güney Kıbrıs da var. Ülkede yaşanan gerilimler, tabiri caizse hep ‘sudan sebeplerden’ çıkıyor, gerilim anı ve konusu da maalesef önceden tespit edilemiyor. AB’nin Kosova’daki “EU-Lex” görev gücü sadece gözlem çalışmaları icra ediyor. Tüm yük yine NATO’nun omuzlarında. Bu çerçevede ülkede huzurun yeniden tesis edilmesi ve gerilimin düşürülmesi için seferber olan NATO hem havadan hem de karadan devriye sayısını artırarak, ülkede varlığını yeniden hissettirmeye başlıyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin dönemi

Aslında kuzeyinde ağırlıklı kiliselerin bulunduğu, güneyinde camilerin yer aldığı çok değerli ve sıra dışı bir etnik yapıya sahip olan Kosova’nın biraz daha uzlaşı kültürüne açık olası gerekiyor. Nitekim demokrasi, sağduyu veya uzlaşı kültürü ihraç edilebilecek kavramlar değil.

NATO, Kosova’da toplumu oluşturan tüm unsurlarla eşit mesafede kalmayı sürdürürken, halka güven aşılamaya devam edecek… Sonbaharda İtalya’nın NATO’nun “KFOR” gücündeki komuta dönemi sona eriyor. Türkiye’nin komutayı İtalya’dan devralması halinde, bölge halkının aradığı huzur ortamının yeniden tesisi için başlatılan çalışmalara hız verebilecek. Türkiye sadece askeri yönetimi değil aynı zamanda Sırbistan ile Kosova arasında sağlanacak mutabakat için gerekli diplomasi trafiğini de gerçekleştirebilir.