Gün geçmiyor ki Avrupa basını bir casusluk olayıyla çalkalanmasın. Son olaydan başlamak gerekirse, casusun adı Boulat İanborissov. İpek yolu rallisi olarak bilinen ‘Silk Way Rally’nin başkanı olan İanborissov’un Rus istihbarat birimleri için çalıştığı ortaya çıktı. Fransız Le Monde gazetesinin haftalık dergisi ile Alman Der Spiegel ve The Insider dergisinin gerçekleştirdikleri ortak araştırma çerçevesinde yayınlanan bu bilgiler Paris ve Brüksel’de geniş yankı uyandırdı. Uluslararası Otomobil Federasyonu’na ev sahipliği yapan Fransa’nın başkenti Paris’te yaşayan İanborissov, meğer uzun yıllar Rus askeri istihbaratı GRU ve Kremlin için çalışıyormuş. İanborissov’un Rus askeri istihbaratı için ne tür bilgiler toplamış olabileceği henüz tam olarak açıklanmadı. Ancak ‘agent of influence’, yani kamuoyunu ve karar alıcıları etkilemek amacıyla görevlendirilen etki ajanı olarak görev aldığı kuşku götürmüyor.
Le Monde Magazine ve Spiegel Dergisi, İanborissov’un Fransız istihbaratının takibinde olduğunu, İpek yolu rallisini düzenlemek amacıyla İstanbul, Ankara, Adana ve Gaziantep’e seyahatler yaptığını, ayrıca Şam’dan Tebriz’e, Tahran’dan Aşkabat’a hatta Urumçi’ye kadar çok geniş bir coğrafyada faaliyet gerçekleştirdiğini dile getiriyorlar. İanborrisov, 2022’nin Nisan ayında Rus askeri istihbarat başkanı Vladimir Alekseev’in elinden Rus ordusunun savunma imkan ve yeteneklerine ve özel harekatlara katkısından dolayı liyakat madalyası almıştı.
Putin’den kaçtı
Medyayı sarsan bir diğer gelişme ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in koruma birimi olarak bilinen FSO’dan firar eden Gleb Karakulov olayı oldu. Yüzbaşı Karakulov, FSO’da muhabere mühendisi olarak çalışıyordu. Putin’in ülke içinde ve dışında yaptığı seyahatlerde gizli ve güvenli iletişim hatları kurmaktan sorumluydu.
Geçen Ekim ayında Putin’in Kazakistan ziyaretini hazırlamak üzere ailesiyle birlikte Astana’da bulunan Karakulov, Astana’dan İstanbul’a oradan da Londra’ya firar etti. 15 yılı aşkın süredir FSO’da çalıştığını bildiren Karakulov, Putin’in 2009 yılından bu yana çok değiştiğini dile getirdi. Putin’in Moskova ve Soçi’deki ikametgahlarının dışında, Gelendzhik, St Petersburg ve Novo-Ogaryovo’da da gizli ikametgahlarının bulunduğuna işaret etti. Putin’in herhangi bir sağlık sorununun olmadığının altını çizen Karakulov, açıklamalarında Putin’in dinlenmekten çok korktuğunu, görüşmelerini de 2.5 metrelik bir küpün içinde gerçekleştirdiğini iddia ediyor. Ayrıca istihbarat birimlerinin de sıklıkla dile getirdiği gibi Putin’in ülke içerisinde gizli trenle seyahat ettiğini de teyit ediyor.
Casus avı
Müttefikler ile Ruslar arasındaki casus avı karşılıklı. Geçtiğimiz hafta ABD’ye ait sırları ifşa eden Amerikan Hava Kuvvetleri üyesi uzman erin hikayesini yazmıştım. Bu hafta da aynı şekilde, ancak bu sefer İngiltere’den bir haber geldi. İngiltere Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli 36 yaşındaki Thomas Newsome, Büyük Britanya’ya ait sırları ifşa etme suçundan gözaltına alındı. Gizli bilgileri saklama kanununa muhalefet etmekten dolayı hakim karşısına çıkacak olan Newsome’un ne tür bilgiler paylaştığı konusu henüz açıklık kazanmadı. İngiltere Savunma Bakanlığı gözaltı kararını teyit ederken, paylaşılan bilgilerin hassasiyeti ve niteliği hakkında ser verdi sır vermedi.
‘Elint’, ‘Sigint’, ‘Comint’ çalışmaları her iki yakada da hızla sürüyor, ancak ‘Humint’ yani insan kaynaklı istihbarat kadar güzeli ve değerlisi yok. Biz gazeteciler için de malzeme kaynağı oluşturuyor. Anlaşılan Rusya’nın Ukrayna’da bir yılı aşkın bir süredir sürdürdüğü bu savaştan dolayı daha çok casusluk hikayesine tanık olacağız.
Charles Michel’e ‘müsriflik’ suçlaması
Efendim geçtiğimiz hafta AB kurumlarını bir araya getiren Brüksel’in Schuman meydanında bürokrat ve gazeteciler ile kanaat önderlerinin dilindeki yegane konu Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’in müsriflikleri, seyahat masrafları ve buna yönelik olarak önce Fransız Le Monde gazetesi, ardından da Politico’da yayımlanan makaleler idi. Le Monde’un Brüksel muhabiri Virginie Malingre tarafından kaleme alınan makalede, Michel’in göreve geldiği tarihten bu yana seyahat bütçesinin korkunç derecede arttığı belgeleriyle ifşa ediliyor. AB anlaşmalarındaki görev tanımında yer alanın aksine Michel ticari havayollarıyla değil özel jetle seyahat etmeyi tercih ediyor. Bu, Malingre’e göre hem çok pahalı, hem de AB’nin çevre kurallarıyla bağdaşmıyor. Politico ise sadece seyahatleri eleştirmiyor, Michel’in aynı zamanda Konseyi iyi yönetemediğine yönelik eleştirilere işaret ediyor. Eleştirilere karşı Belçika basınının önde gelen kalemlerini toplayan Michel, özel uçakla uçma konusunun toplantı silsilesinden dolayı olduğunu dile getirip, zevahiri kurtarmaya çalıştı. Yetmedi, bu iddiayı ortaya atan kişiler ile belgeleri sızdıran kişi veya kurumların emellerini bildiğini dile getirerek, kendisine karşı bir komplo kurulduğunu zımnen dile getirmeye çalıştı.
Oysa dışarıdan bakıldığında AB’nin temsil sorunu giderilmiş değil gibi. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB dönem başkanlığını üstlenen İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, para politikaları adına Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde ve Eurogroup Başkanı Paschal Donohoe derken, aslında Michel ve sair AB temsilcileri arasında yaşanan kavgalar, AB’nin tek başlılığa bürünemediğinin bir göstergesi. Ego ve narsizm sorunu da cabası.
Stoltenberg’le 75. yıl kutlaması
Malum, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in görev süresi 1 Eylül’de sona erecek. NATO’ya üye ülkelerin liderleri Vilnius zirvesine kadar görevi Stoltenberg’den devralacak bir isim üzerine anlaşma sağlayabilecekler mi? Anlaşılan 11-12 Temmuz tarihinde düzenlenecek zirveye kadar bir uzlaşı olmayacak. Bunun sebebi de aday çokluğu değil, aksine aday belirleme çalışmasına henüz başlanmamış olması. Stoltenberg cephesinde ise sessizlik hakim. Bir ara Dünya Bankası Başkanlığı görevine aday olan Stoltenberg’in bu yöndeki çabaları David Malpass’in erken istifası nedeniyle sonuçsuz kaldı. Her ne kadar NATO Genel Sekreterliği görevine yeniden aday olmayacağını açıklamış olsa da, liderler Nisan 2024’e kadar ‘kurumun başında kal’ teklifinde bulunurlarsa Stoltenberg bunu reddetmeyecektir. Zira İttifakın kuruluşunun 75’inci yıldönümü Nisan 2024’te Washington’da kutlanacak. Stoltenberg’in özel kalem müdürü Stian Jenssen de Norveç’te yaptığı bir iş başvurusunu geri çekti. Dikkat çeken bu hamle sonrası, sanki yıldönümünü Stoltenberg’le gerçekleştireceğiz gibi görünüyor. Ancak neticede siyaset bu. Her an, her şey olabilir.