Çekya’nın dönem başkanlığının sona ermesine 6 hafta kaldı. 1 Ocak 2023’de AB dönem başkanlığı İsveç’e geçecek. İsveç 6 aylık dönem başkanlığını iyi bir şekilde değerlendirmeyi hedefliyor. Malum ülkede yeni bir hükümet iktidara geldi. Terörle mücadele, ülkenin artık öncelikli konuları arasında. Bu alanda anayasa ve yasalarda yapılan değişiklikler 1 Ocak 2023’den itibaren yürürlüğe girecek. Hükümet başkanının bu yasaları harfiyen hayata geçirme konusundaki iradesi şimdilik tam.
İsveç’in dönem başkanlığı 30 haziran 2023’de bitecek ve bu sayede Fransa, Cekya, İsveç dönem başkanlığı üçlemesi de sona ermiş olacak. Yerini yeni bir üçleme olan İspanya, Belçika, Macaristan’a bırakacak. İspanya dönem başkanlığı Başbakan Pedro Sanchez’i NATO Genel Sekreterliğine taşır mı bilinmez. Zira 11-12 Temmuz tarihleri arasında Vilnius’de düzenlenecek olan NATO Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesinde ittifak yeni genel sekreterini de belirlemiş olacak. AB-NATO ilişkileri, NATO’nun Akdeniz cephesi açısından, Sanchez’in bayrağı göğüslemesi önemli. Ancak bu değerlendirmeler için henüz çok erken.
Öte yandan 1 ocak 2024’de AB dönem başkanlığı bayrağını İspanya’dan devralacak olan Belçika şimdiden dönem başkanlığının eylem planına yönelik çalışmalarına başladı. Sanırım Belçika dönem başkanlığının anahtar kelimeleri arasında enerji, stratejik özerklik, savunma, hukuk devleti ve dış politika olacaktır. Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Belçika meclisinin dış ilişkiler komisyonunda yaptığı konuşmada önceliklerin çerçevesini çizdi. Belçika’ya göre, Avrupa kıtasının etrafında bir istikrarsızlık halkası bulunuyor. Bu halka AB ve NATO’nun Avrupalı müttefiklerine zarar verebilir nitelikte. Gelecekte, bu halkaya dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Belçika AB’nin genişleme politikasını da sürdüreceğine işaret ediyor. Bu da Türkiye açısından önemli. 2023’de yapılacak olan seçimlerin ardından Türkiye’de başta temel hak ve özgürlükler olmak üzere, ekonomik ve hukuki reform sürecine ivme kazandırılırsa eğer, sanki AB-Türkiye ilişkileri yeniden istimlenebilir. Enerji, bilim, teknoloji, çevre, yüksek eğitim ve öğrenim gibi apolitik konularda bile işbirliğini ivmelendirmek hem Brüksel hem de Ankara’nın yararına olabilir.
Savunma jargonunda yeni kısaltma : C.R.İ.N.G.E
Uluslararası ilişkiler alanında dirsek çürütenler bilir. Dış politikada kısaltmalar çok önem teşkil eder. Bir kısaltma beraberinde bir kavramı da anlamlandırır. BM, NATO, AB, AGİT, G7, OECD, KEİ gibi. Bu kısaltmalara BRİCS veya MİKTA gibi yenileri eklenir. Kısa adı BRİCS olan Brezilya, Rusya Hindistan, Çin 2001 yılında yatırım bankası Goldman Sachs ekonomistlerinden Jim O’Neill tarafından üretildi. MIKTA olarak bilinen ve Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ile Avustralya’yı bir araya getiren gayri resmi birliktelik 2013 yılında BM genel kurul çalışmaları esnasında küresel yönetişime destek vermek amacıyla oluştu. Son toplantısını G20 dönem başkanlığını üstlenen Endonezya’nın Bali kentinde gerçekleştirdi.
Güvenlik ve savunma alanlarında da NATO veya AGİT en bilindik kısaltmalar. ‘Five Eyes’ istihbarat alanında, ‘Benelux’ siyasi ve ekonomik alanda, Pasifik’te son dönemde rağbet gören AUKUS da yine güvenlik alanında bilinen kısaltmalar. Almanya, Brezilya Hindistan ve Japonya’dan oluşan G4 ülkeleri de Birleşmiş Milletler’in P5’ler arasında yer almayan ve Güvenlik Konseyi’ne daimi üye olmayı arzulayan ülkeleri biraraya getiriyor. CSTO, I2U2, SCO da cabası.
CRİNGE ise savunma ve güvenlik alanındaki kısaltma haznesine eklenmeye hazırlanıyor. Zira Amerikan Temsilciler Meclisi Washington eyaleti temsilcisi Adam Smith, “China, Russia, Iran, North Korea and Global Extremist” yani küresel aşırılık yanlılarını tanımlayan bu kısaltmaya yer vermeye başlıyor. Temsilciler meclisi silahlı kuvvetler komisyonu başkanı olan Adam Smith, Batı ve NATO ülkeleri tehdit eden unsurları tek kelime ile tarif etmek için bu kısaltmayı kullanıyor. CRINGE henüz ABD müşterek doktrini olarak bilinen JP 1-02’ye girmedi. Ancak ABD ve NATO’nun jargonunda yer almaya başlıyor. Doktrinde de yakında yerini alacaktır. ABD ve Müttefiklerin CRINGE’le olan ilişkileri, CRINGE’in oluşturduğu tehditler ve bunlarla nasıl baş edilebileceğine yönelik olarak önemli düşünceler paylaşmaya başlıyorlar. Henüz herhangi bir şekilde kesinleşmiş bir karar yok. Ancak bu tartışmaların başladığı dönemde tartışmalarda yer almak, bunları şekillendirmek ve doktrin belirlenirken çalışmalarda yer almak önemli. CRİNGE savunma ve güvenlik alanında sıkça duyacağımız bir kısaltma. (Cringe’in İngilizcede kelime anlamı ise ‘utanılası’)
Ukrayna savaşı, enerji krizi ve Noel kutlamaları
Noel kutlamalarına 5, yeni yıl kutlamalarına 6 hafta kaldı. Avrupa’da Noel ve yılbaşı kutlamaları son derece önem teşkil eder. İnsanların aileleriyle bir araya gelerek vakit geçirmeleri için önemli bir dönem. Sadece coşkuyla değil, ışıltılı bir şekilde kutlanır Noel. Zira Avrupa’nın önde gelen başkentleri sokaklarını Noel dekorasyonlarıyla süslerler. Şehrin en büyük meydanında bir süslenmiş yılbaşı ağacı, ışıltılı sokaklar, parlayan güzel sıcak ışıklar, Noel ve yılbaşı kutlamaların güzel görsellerini oluşturur. Paris’in ünlü Champs Elysée caddesi, Brüksel’de Grand Place ve Place Sainte Catherine, hatta Avenue Louise, muhteşem görüntüler ve dekorasyonların sahnesi olarak yer alır akıllarda. Keza Finlandiya’nın Laponya bölgesinde Kuzey Kutup dairesine yakın olan Ravoniemi kasabası da Noel kutlamaların adeta mabedi olarak bilinir. Viyana, Strasbourg, Riga, Brugge, Reykjavik de cabası. Noel sanki yılın en büyülü zamanından biriymiş gibi, şehirler kah kartpostallardaki resimlere, kah çocuk kitaplarının sayfalarına bürünen görsellere dönüşürler. Noel pazarları, ufak festivaller, buz pateni alanları ve çocukların şen olduğu, çam ağaçlarının aydınlandığı ışıl ışıl alanlara dönüşürler. Ancak Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu enerji krizi ve elektrik harcamalarının maliyetinin artması, Avrupa’nın önde gelen başkentlerini düşündürmüyor değil.
Zira bu sene geçmiş yıllardaki gibi o kadar gösterişli, ışıltılı maliyetli kutlamalara yer verilemeyecek. Noel kutlamalarının sönük geçmemesi ve her şeye rağmen kutlama havasının verilebilmesi için çeşit çeşit düşünceler sarf ediliyor. Örneğin, Brugge ve Ghent belediyeleri, Noel pazarlarının ışıklarını 23’de kapatmayı düşünüyor. Paris’te belediye kutlamaların yapılacağı alanları daraltmayı hedefliyor. Kimi şehirler, ışık adedini azaltmayı düşünürken, Almanya’nın Koblenz şehri, savaşın etkilerine yenilmek istemediği için bu konudaki geleneğini bozmamayı düşünüyor.
Aslında akıllara İkinci Dünya Savaşı esnasında dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill’den sanat eserlerinin finansmana son verilmesi talep edildiğinde verdiği iddia edilen cevabı hatırlatmıyor değil: “Sanat eserlerini finanse etmeye devam etmeyeceksek eğer, peki o zaman ne için savaşıyoruz ?” Bununla birlikte Uluslararası Churchill topluluğu direktörü David Freeman, Churchill’in bir sanat sever olduğunu, ancak bu sözü hiçbir zaman sarf etmediğini hatırlatır.
Ukrayna-Rusya savaşı Avrupa ülkelerini etkilemiyor değil. Ancak yöneticiler ve siyasi, halkın moralini muhafaza etmek ve temel kültürel etkinliklerin fazla etkilenmemesi için önemli bir çaba içerisine girdiler. Neticede, bu savaş aynı zamanda biraz da bir siyasi medeniyet çatışması olarak da tarif edilebilir. Avrupa’daki siyasiler ve yerel yöneticiler de Noel ve yılbaşı kutlama geleneklerinin Ukrayna savaşından asgari şekilde etkilenmeleri için şimdiden kolları sıvadılar. Eski ışıltılarına sahip olmasa bile, kutlama anı, ruhu, felsefesi ve o diğerkamlık, paylaşımcı büyülü anlar pekala savaş tarafından gölgelenemeyecek.