Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Kitaplarında popüler konuları ironiyle işleyen İdil Kohen yazmayı sürdürebilmenin önemli olduğunu söylüyor “Hedefim, insanlara farkındalık katabilmek” diyor...

Her cümlesi esprili, zekâ dolu bir kitap ‘Kitabım Olmadan Asla’... Yazarı İdil Kohen’in beşinci kitabı. Günümüzün popüler konularını alıp, ironiyle bizlere ters köşe yapan yazarla bu hafta Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde buluştuk. Kendinize, hayata gülerek bakmak istiyorsanız İdil Kohen’i takip edin...

- Son kitabınız yine çok esprili, sürükleyici... Gündemi çok iyi yakalayıp müthiş gözlemlerinle okuyucuyu kitabına çok iyi odaklayabiliyorsun. Profesyonel iş hayatından edebiyat dünyasına girişiniz nasıl oldu?

Haberin Devamı

Aslında uzun süre İstanbul’da kariyer basamaklarını tırmanmak için saçımı süpürge ettim. Çok çalışınca insan gerçekten ne istediğini düşünecek vakit bulamıyor ama hep başka bir şey arıyordum, mutlu değildim. Bazen risk almak gerekiyor hayatta. Sonunda istifa edip, doğduğum şehir İzmir’e döndüm. Bir süre sonra belki her şeyden biraz uzaklaşınca gerçekten ne istediğimi dinleyebildim. İzmir’in, İstanbul temposuna kıyasla daha yavaş bir şehir olması, bu bakımdan çok avantajlı.

Yazmaya devam etmek hedefim

Yazmayı hep sevmiştim. Kendim için bana ilham veren konularda kısa yazı ve şiirler yazıyordum, ama daha profesyonel olarak yazmaya biraz tesadüfi bir şekilde başladım. Eşimle yelkenli teknedeydik. Burası bir çift için en gergin alan olabilir. Çapa atmak için öyle birbirimize girdik ki, eşim ertesi gün arayı yumuşatmak için kadınların çapa atmasıyla ilgili komik bir yazı yazıp gönderdi. Ben de erkeklerin duruma yaklaşımını anlatan daha komik bir cevap yazdım. Bizim bütün sinir eridi gitti. O gülüyor, ben gülüyorum. Bunu bir yelken dergisine göndereceğim dedim ve gönderdim. Yazıda, basbayağı eşim ve ben birbirimizle dalga geçiyoruz ama eşimin içi rahat. Nasıl olsa basmazlar diyor. Ertesi gün dergiden mail geldi. Yazınızı çok beğendik, basmak istiyoruz; lütfen resim gönderir misiniz? Yeni yazılarınızı da bekliyoruz diye eklemişler. Ve böylece benim yazma serüvenim başladı. Dergi geçen sene kapanana kadar, orada yazmaya devam ettim. Bu arada, o dergide yazılarımı görüp beğenen Şalom gazetesi ekibi de onlara katılmamı istedi. Güncel konular ve zaman zaman röportajlarla onlar için de kadrolu olarak yazmaya başladım. Yaklaşık dört sene de Şalom’da yazdım. Ama size itiraf ediyorum, bunu belki eşim bile bilmez ama, o ilk çapayla ilgili yazıyı yazarken bile aklımda kitap yazmak vardı ve kendime altyapı hazırlıyordum.

Haberin Devamı

Yazmaya devam etmek hedefim

‘Riski seçtim’

- ‘Telefonum Olmadan Asla’ kitabında sosyal medyayla ilgili anlattıklarınız bu işin uzmanı bir kalemden çıkmış gibi. Bu konuda araştırmalarınızı nasıl yaptınız?

Ben, okumayı, en çok da gözlemlemeyi seviyorum. Bu konuda yazmak istediğimde de özellikle sosyal medyanın hayatımız üzerindeki etkisiyle ilgili makaleler okuyup videolar izledim, ama en çok etrafımı gözlemledim. Hayatı akışına bırakıp arkasından sürüklenerek yaşamaktansa arada bir kenara geçip izlediğimde düşünüp, olayları biraz daha farklı tartma fırsatı yakalıyorum. Her insanın, her kuşağın olaylara ve durumlara tepkileri farklı ve her biri insana farklı deneyimler katıyor. Bu yüzden elimden geldiğince değişik yaş grupları ve değişik ortamlardaki insanlarla ilişki kurup onları gözlemliyorum. Olaylara onların gözünden de bakmaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

- Beş kitap... ‘İyilik’ hariç hepsi komik bir üslupla yazılmış. Ve ben ‘İyilik’e bayılmıştım. O nasıl bir hayal gücü... Komik tarzından çıkmak, senin için risk değil miydi? Ve asıl sorum, yazı dilinde belli bir çizgide gitme gibi bir niyetin var mı?

Aslında yazdığım bir çağdaş edebiyat romanı da olsa, ‘Telefonum Olmadan Asla’ veya daha önce yazdığım üçleme tarzındaki mizah romanları da olsa, ben her zaman toplumda yozlaştığını fark ettiğim değerler ve durumlar üzerine yazıyorum. Bu konulara dikkat çekip insanlara farkındalık katabilmeyi amaçlıyorum. Haklısın, üslup değiştirmek bir risk, ama kendinize inanmayıp gerçekten istediğiniz bir şeyi yapmamak da büyük haksızlık olur. Sanırım, ben bu iki seçenek karşımda olunca riski seçtim.

Psikoloji ve felsefe

- Yazarlıkta kendini nerede görüyorsun, hedeflerin...

En büyük hedefim, yazmaya devam etmek... Yazan biri için basit bir hedef gibi algılanabilir ama hayatımız o kadar değişti ki, artık insanlar okumaya vakit ayırmıyor. Her şeyin görseli varken okumak uğraştırıcı hatta vakit kaybı olarak algılanıyor ve inan böyle bir ortamda yazmak çok zor. O yüzden bundan 10 yıl sonra hâlâ yazabilecek motivasyonum, okurum varsa benden mutlusu olmaz herhalde.

- Kimleri okumaktan keyif alıyorsun?

En çok psikoloji ve felsefe kitaplarını seviyorum. Eskilerden Freud, Nietzsche, Alfred Adler ve Jung’un kitapları, hep dönüp dönüp okuduklarım. Yeni çıkan, çok satanları da alıp okuyorum. Son zamanlarda Homo Sapiens serisiyle tanıdığımız Yuval Noah Harari favorilerim arasında.

Yazmaya devam etmek hedefim