Yatlarda iç mekân tasarımıyla ilgili çalışmalara ağırlık veren mimar Işıl Yıldırım, “Türkiye, dünya yat üretiminde üçüncü sırada. Bu göz önünde bulundurularak tasarımcı boşluğunu kapatacak daha fazla adım atılmalı” vurgusunu yapıyor.
Yazla beraber hayallerimiz de başlıyor. Tatiller, aşklar, deniz... Çoğumuz artık sabit bir yazlık evdense, yüzen evleri, yani tekneleri, yatları tercih etmeye başladı. Yat kültürü, ülkemizde de önem kazanmaya başladı. Başarılı çalışmalarıyla kendinden söz ettiren, tasarım ve deniz âşığı Işıl Yıldırım’la Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri’nde sizler için sohbet ettik. Keyifli okumalar...
Bu alana nasıl girdin? Eğitim ve sonraki süreçlerinden bize bahsedebilir misin?
1979 yılında İzmir’de doğdum. 2001’de Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. 2004’te yüksek lisans ve 2012’de de doktora derecelerimi Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tamamladım. Doktora çalışmamda ‘Yüzer Yapılarda Mekân Algısı’ başlığında, insan ve denizdeki mekân bağlamında, yat iç mekân tasarımlarını inceledim. Bu noktada, mimarlıktaki karasal yapıların dışında yüzen yapıları mimari mekân kapsamında ele alan ve kullanıcıların mekânsal geri dönüşlerini bilimsel temele dayandıran ilk çalışmadır. Son olarak da ‘Yatlarda İç Mekân Tasarımı ve Algısı’ adlı kitabım, Yapı Endüstri Merkezi tarafından yayımlandı. Şu anda da Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde ders vermekteyim.
KISA KISA DENİZ: gelecek KARİYER: mantık AŞK: ilahi HAYAT: sınav ÇOCUK: mutluluk AKADEMİ: enerji TEKNE: suda yaşam |
Tasarım...
Tasarıma verilen değer arttıkça yaşam kalitesi artar. Aslında temelimde insan ve mekân merakım var. Mimarı, kullanıcı ile mekân arasında bir iletişimci olarak görüyorum. Mekânın insan psikolojisi ve fizyolojisini etkilediği, bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. “Önce biz yapılarımızı şekillendiririz, daha sonra yapılar bizi şekillendirir” özdeyişinde Churchill (1943), mekânın kullanıcı üzerindeki etkisini vurgular. İçinde bulunulan mekân, insanların ruh halini, eylemlere ve kişilere yaklaşımlarını etkiler. Etkileri hemen görünmese de, zamanla yaşanılan yerin tasarımsal aksaklıkları, kişinin hayatını olumsuz etkiliyor, bu da stres ve mutsuzluk olarak ortaya çıkar. Son yıllardaki gelişmeler ve özellikle küresel ısınma insanları alternatif yaşam alanları arayışına itti. Özellikle su yüzeyleri de bu anlamda oldukça fazla potansiyeli olan çevreler olarak karşımıza çıkıyor. Yüzen şehirler, yüzen oteller, yüzen evler vb. birçok proje artık teknolojik olanaklar sayesinde teknik çözümleri mümkün kılınarak konsept aşamasından gerçeğe dönüştürülebiliyor. Dünya yat üretiminde üçüncü sırada olan bir ülke için, tasarımcı boşluğunu kapatacak daha fazla adım atılması gerektiğini düşünüyorum.
‘Denizler, yaşam alanı’
Senin dönemin ile bugün bu konuda üniversitelerde veya mimarlık hizmetlerinde gelinen nokta nedir?
Denizler alternatif birer yaşam alanı olarak görülüyor. Teknoloji ve üretimdeki gelişmeler de tasarımcılara istenen konfor standartlarında yaşam çevreleri yaratmada özgürlük tanıyor. Ülkemizde neredeyse birçok üniversitede stüdyo proje konusu olarak yat tasarımı verilmekte. Ayrıca, uluslararası yarışmalarda ciddi başarılara sahip olan Türk tasarımcılara da daha sık rastlıyoruz. Gelecekte artarak süreceğini düşünüyorum.
Mesleğini yaparken zorlanıyor musun?
Türkiye’de Yat Tasarımcısına ve Yat İç Mekân Tasarımı yapabilen İçmimarlara duyulan ihtiyaç büyük. Türk yat ve tekne endüstrisinin yan sanayisi ile birlikte ekonomik büyüklüğü yaklaşık olarak 5-5,5 milyar dolara kadar ulaştı, ancak sektör hâlâ yeterli derecede yat tasarımcısı ve yat iç mekân tasarımı yapabilen içmimara sahip değil. Birçok öğrencim, Türkiye’nin önde gelen firmalarında içmimar olarak yat iç mekân projeleri çiziyor. Birçok firmadan da bu anlamda tasarımcı arayışı var. Öncelikle genç tasarımcılarımıza şans vererek sahip çıkmamız gerekiyor.
Dünyada bu konuda en iyi hangi ülke ve markalar?
İtalya, otomotiv alanında tasarım ve seri üretim olarak başı çekmekte. Karasal yüzölçümü denizlere yenik düşme tehlikesi yaşayan Hollanda da epeyce önde. Ve tabii ki ülkemin uluslararası platformda adını gururla taşıyan yat üretimleri söz konusu. Marka adı vermek zor, kişiye özel üretim yaygın. Ama, Heesen Yacht favorilerim arasında.
TEKNE İÇİN TÜYO
Tekne yaptırmak isteyenlere neler önerirsin?
Kişiye özel üretilecekse, tasarım aşamasında kişinin istek ve ihtiyaçları analiz edilmeli ki, daha sonra mekânda yaşarken kullanıcı problemlerle baş başa kalmasın.
Sevinç Pastanesi...
Sevinç Pastanesi, İzmir için lezzetli bir isim. Birçok İzmirlinin anısını barındıran ve artık İzmir’le bütünleşmiş bir markadır.