Müzik insanı Onur Akınönder, çalıştığı alanın disiplin kazanmada önemli olduğuna vurgu yapıyor, “Müzik özellikle Kovidli günlerde yaşamımızda olmalı” diyor
Müzik susmasın. Farkında değiliz belki ama müzik susarsa hayatlarımızın içi boşalır. Kendini müziğine adamış, bugüne kadar yetiştirdiği yüzlerce öğrencisi ile sektöre ve sanata katma değer sağlamış olan, uzman müzik öğretmeni Onur Akınönder, aynı zamanda Özel Trio Sanat Kursu kurucularından ve Dr. Kemal Yıldırım Müzik Eğitimcileri Orkestrası viyola grup üyesi. Bugün Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde sizleri kendini müziğe adamış Onur Akınönder ile tanıştırmaktan mutluluk duyuyorum...
- Müzik yolculuğunuz nasıl başladı?
İlkokul 4. sınıftayken babamın ikici el aldığı, eski bir elektronik orgla Isparta Halk Eğitim Merkezi’nde başladı. Yaz tatili boyunca orada kursa gittim. Fakat o yıllarda Isparta’da profesyonel anlamda sanat eğitimi veren veya yeteneği doğrultusunda bireyleri yönlendiren bir kurum yoktu. O kursa dair 30 kişinin, U düzeni yapılmış bir sınıfta aynı anda bir şeyler çalmaya çalışmasını ve tutuşa bile dikkat edilmeden eğitim aldığımızı hatırlıyorum. Sonuç olarak, müzik yolculuğum bu şekilde başladı. Birkaç ay içerisinde duyduğum melodileri çalabilmeye ve uyumlu sesleri ayırt ederek o melodilere diğer elimle eşlik etmeye başladım. Gün geçtikçe çalıcılığımı geliştirmeye devam ettim. Her akşam belli bir süre enstrümanımla vakit geçiriyordum. Ailem bana güzel bir enstrüman almıştı. 8. sınıfa geldiğimde güzel sanatlar okumam gerektiği konusunda birçok öğretmenimden tavsiyeler alıyordum. Hazırlandım ve Antalya Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ni kazandım. Ardından DEÜ Buca Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdim, aynı bölümde yüksek lisans eğitimimi tamamladım.
- 15 yıldır kurucusu olduğunuz Özel Trio Sanat Kursu’nun kurucu uzman eğitmenisiniz. Buradaki eğitimden, süreçlerden bahsedebilir misiniz?
Trio Sanat bünyesindeki enstrüman eğitimlerimiz. başlangıç yaşı bakımından bireylerin fiziksel yeterliliklerine ve yatkınlık durumuna göre değişiklik göstermektedir. Eğitim almak isteyen bireyler, öğrenmek istedikleri enstrümanla ilgili taleplerini tercihen yüz yüze yapılması istenen öngörüşme sırasında bizlere iletmektedirlerç Kurumumuzda 3 yaştan başlayarak seviyelere ayırılmış, enstrüman ve bale programları mevcuttur. Ders alan bütün ilkokul ve ortaokul öğrencilerimize ücretsiz koro dersleri verilmektedir. Enstrüman dersleri bire bir özel ders şeklinde işlenmekte olup, eğitim alan bireylerin teorik yönden eksiklerini kapatmak amacıyla temel müzik bilgileri, nota ve solfej eğitimi, ders içerisinde uygulanan programlara eklenmiştir. Tüm öğrencilerimiz, ders dışında çalışmak istedikleri saatlerde diledikleri kadar kuruma gelip çalışma hakkına sahiptir.
‘Hayatın vazgeçilmezi’
- Kurs bitiminde sertifika gibi bir belge veriliyor mu?
Kurum içerisinde, sınavlı ve sınavsız olarak seviyelere bölünmüş MEB enstrüman kurs programları uygulanmaktadır. Bu programlar, her seviyede 33 hafta olmak şartıyla 8 seviyeden oluşmaktadır. İlgili seviyeyi tamamlamaları sonucunda öğrencilere başarılı olduklarına dair MEB onaylı belge verilmektedir. 8 seviyeyi bitiren öğrencilere MEB onaylı kurs bitirme belgesi verilmektedir. Ayrıca kurumumuz, yine 8 seviyeden oluşan yurt dışı geçerlikli enstrüman eğitimi sertifikaları veren London College of Music sınav merkezidir. Talep eden öğrencilerimiz, MEB sınavlı enstrüman eğitimi programı ile birlikte LCM sınav programını birlikte yürütebilmektedirler.
- Müzik neden olmazsa olmazınız?
Müzik, küçüklüğümden beri hayatımın merkezinde. Sadece enstrüman ile alakalı değil, hayatın her alanında çalışma disiplini kazanmamdaki en büyük etken müzik. Üniversite yıllarımdan sonra akademik anlamda bambaşka bir yol tercih edebilirdim, ama bir eğitimci olarak küçük yaşlarda amatör anlamda hayatına müziği dahil etmek isteyen bireylere destek olarak, istek ve heveslerini gördükten sonra ideallerim çok daha farklı hale geldi. Hele ki yıllar geçtikçe o enstrüman çalan minik parmakların büyüdüğünü ve müziğin hayatlarında vazgeçilmez bir yeri olduğunu görmek, hatta birçoğunun iyi birer eğitimci olduklarını görmek, tarifsiz güzellikte bir duygu.
- Sektör sancılı bir süreçten geçiyor...
Müzik, birbiri içine geçmiş birçok alanı içerisinde barındıran bir sektör. Bizim gibi kurumlar, bu sektörün eğitim ayağını oluşturuyor. Birçok müzik eğitimcisi, aynı zamanda müzisyenlik yaparak hayatını idame ettiriyor. Birçok kurum kapanıyor. Hepimiz, giderleri karşılamakta zorlanıyoruz. Kısacası, özel sanat kurumları olarak, pandemi ile bizler de ayakta kalma savaşı veriyoruz. Bu sürecin gerekliliğine uyarak bizler de uzaktan eğitim yapmayı öğrendik. Şirinyer ve Karşıyaka şubelerimizde eğitimlerimizin aksamaması açısından, tedbir alınarak bire bir yüz yüze ders işliyoruz ya da uzaktan eğitim veriyoruz. Sezon başında, sağlık açısından tedbir amaçlı grup dersi olarak işlenen dans ve bale derslerimize ara vermiştik. Daha sonra MEB tarafından gelen yazıyla bu derslere resmi olarak ara verildi. Eğitim ağırlığı dans ve bale olan kurumlar, bu süreci çok daha sıkıntılı geçirmekteler. Bizler, kriterlere uyan personelimizi Kısa Çalışma Ödeneği’nden faydalandırmak dışında bir destek alamadık.