Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Her şey bir adımla başlıyor, ama o adımın öncesini kimseler bilmiyor. Yılların emeği, bilgisi, tecrübesi, acıları ve isyanları sonunda masaya vurulmuş yumruktur o adım. “Yeter” demenin en naif halidir harekete geçmek. İyileştirmek İyiliktir’ Derneği, uzanabildiği sorunlara çözüm olmayı hedefliyor. Cerrah Prof. Dr. Ünal Aydın’la yaptığım ve buraya sığdıramadığım dört saatlik sohbetten kendimi alamadım. Derneğin kuruluşunda başı çeken isimlerden, sevgili arkadaşım Gonca Aslan’ın vesilesiyle bu güzel mülakatı Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri’nde yaptık...

Haberin Devamı

Fidanımızdan hep iyilikler çıkacak

Dernek kurma fikri nasıl doğdu?

ÜNAL AYDIN: Yaklaşık on yıldır özellikle kanser ve organ nakli hastalarının hem ameliyatları hem de ileri tedavileri için emek veriyordum. Hastaların çoğu “Artık tıbben yapılacak bir şey yok” denip kaderine terk edilen hastalardı. “Hiç ömrü kalmadı” dendikten sonra iyileşebilen hastalarımızla ve yakınlarıyla her zaman iletişimde kaldık, ardından büyük bir aile haline geldik. Bu büyük ailedeki ortak istek, onların ulaştığı mucizeye herkesin ulaşması yönündeydi. En iyi yol, bu büyük aileyi bir dernek çatısı altında toplamak ve bir şans daha olabileceğini herkese duyurmaktı.

Çok yoğun çalışan ve çok başarılı bir profesörsünüz. Bu mesleği nasıl seçtiniz?

Babam yönlendirdi. Tercih kodlamamı bile o yapmıştı. Cerrah olmam konusunda ise özellikle annem mutfakta ona yardım ederken çok pratik olduğumu, tamir işlerinde ise babama yardım ederken becerikli olduğumu söylerler ve cerrah olmamı isterlerdi. Ben de cerrahiyi tercih edersem bütüncül bir tedavi ile hastalarıma daha çok yardım edebileceğimi düşündüğüm için cerrahiyi tercih ettim.

Mesleğinizde sizi en tetikleyen etken nedir?

Meslek hayatımda beni en çok tetikleyen şey, hastamın duygularının içine girip onların duygularını tamir edip sonra hastalıklarını ve tedavisini öğrettiğimde iyileşebileceklerine inandırdığım zaman, gözlerinde gördüğüm umuttur.

Harika bir yaklaşım bu! Peki bilim olarak sonuna kadar mevcut bilgileri kullanmanıza rağmen kendinizi çaresiz hissettiğiniz oluyor mu?

Haberin Devamı

Bu soru için çok teşekkür ediyorum. İyileşme işi ve iyileştirme işi kavramsal olarak çok karmaşıktır. İnsan canlısının sağ kalması için insan vücudunda milyonlarca otomatik sistem vardır. Oysaki, bugün için sahip olduğumuz tıp teknolojisi, var olan bu otomatik sistemlerin ancak milyonda biri kadardır. Biz iyileştirme sanatçıları olarak bilgilerimizin ne kadar sınırlı olduğunu bilip, aslında öğrenmemiz gereken bilimin büyüklüğünü filozofik bir yaklaşımla fark edebildiğimizde hastalarımıza, bugün tıbbın ulaştığı bilgi seviyesinin de üstünde yardım edebileceğimizi düşünüyorum. Çaresiz kaldığımda bile yapılabilecek bir şey daha olmalı diyerek bir çare daha arıyorum. Çoğu zaman bu noktada mucize ile karşılaşıyoruz.

‘Ölümsüz bir ağaç’

Size göre -deneyimlerinize dayanarak- kimler hasta oluyor ve kimlerin (eşit koşulları varsayarsak) kurtulma şansı daha yüksek oluyor?

Hepimiz hasta olabiliriz. Özellikle kimler hasta olacak diye soracak olursanız, özbakımları yeterli olmayan, kontrolsüz beslenme alışkanlıklarına sahip olan, madde bağımlılığı olan kişiler daha sık hasta olabilir. Genetik yatkınlıklar da söz konusudur. Eğer kişi, hem bilimsel olarak, hem sosyal olarak doktoruyla birlikte iş birliği yapabilir ve süreci bilinçli bir şekilde yönetebilir ise iyileşme şansı diğer kişilerden daha iyi olur. İyileşmeye inanmak da çok önemli.

Haberin Devamı

Bir doktor, bir psikolog kadar detaylı olmalı mı? Psikoloji, tedavi aşamasında sizce ne kadar önemli?

Günümüzde, doktorlar hastayı tedavi etmekten çok, hastalığı tedavi etmeye başlamışlar, hatta radyolojik görüntüyü ya da laboratuvar sonuçlarını tedavi etmeye başlamışlardır. Oysaki, insan fizyolojik olduğu kadar psikolojik yönleri de olan sosyal bir varlıktır. O yüzden, iyi bir doktor, branşı ne olursa olsun bir fizyolog kadar fizyolojiyi, bir psikolog kadar psikolojiyi ve bir sosyolog kadar sosyolojiyi bilmek zorundadır.

Sizce iyi insan kimdir?

Öldürmek yerine iyileştirmeyi seçen kişidir.

Katkıda bulunmak isteyenler size nasıl ulaşabilirler?

Maddi yardımdan çok iyilikle derneğimize katkıda bulunulmasını istiyoruz. Hedefimiz, daha aklını kullanabilen canlı olarak, her alanda iyileşmenin ve iyileştirmenin teşvik edildiği sürdürülebilir bir anlayış oluşturmak. Örneğin 2017 temamız, kanser hastalığının bütüncül tedavisi ve iyileştirilmesi. Bir sonraki yıl, seçilecek olan iyilik temasının devamlılığı olacak. Bu şekilde iyilik fidanımızdan her yıl bir filiz daha çıkmasını ümit ediyor ve ölümsüz bir ağaç oluşturmayı hayal ediyoruz. Zaten sembolümüzü de ölümsüz zeytin ağacı oluşturmakta.

İkili Seçeneklerden

Yürüyüş-Koşu=tempo

Sıkılmak-Sabretmek=zevk almak

Susmak-Konuşmak=anlatmak

Dans Etmek-Oturmak=ağır abi

Klasik-Modern=neoklasik

Dobra-Politik=net

Samimi-Mesafeli=samimiyete muhtaç

Uykucu-Uykusuz=48 saat uyumadan çalışmak

Sakin-Heyecanlı=bitmeyen enerji

Kitap-Dergi=nesir

Doğa-Konfor=doğal konfor

Kedi-Köpek=insan

Güneş-Yağmur=gökkuşağı

Çay-Kahve=sade

Et-Ot=ebegümeci kavurması

Disiplinli-Rahat=alan hâkimiyeti

Unutur-Affetmez=unutmaz

Tatlı-Tuzlu=çörçil (soda limon karışımı İzmir içeceği)

Çin Yemeği-İtalyan Yemeği=annemin yemeği

Şarap-Rakı=İzmir

Esprili-Ciddi=sence

‘İyi olmak, doğuştan hakkımız’

Gonca Hanım, bu dernekle yolun nasıl kesişti?

“İyileştirmek İyiliktir” derneğiyle yolum, iki yıl önce babamın sağlık problemlerinin ortaya çıktığı noktada kesişti. İlk andan itibaren aklını, kalbini “İyileştirmek” için kodlamış, ortak dili “İyilik” olan bir ailenin parçası olmak beni çok heyecanlandırdı.

Burada neler yapıyorsun?

İyilik ve iyileştirme yolunda bize hizmet eden enerji ile kontrat yapmak, ilk başta insanın kendine iyi gelen bir durum. Ben iyi olmanın ruh ve bedenen doğuştan hakkımız olduğuna inanıyorum.

Bugüne kadarki seni tanıyabilir miyiz? Ve bundan sonraki planların...

Ben bir eğitimciyim. Bilkent Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra başladığım kariyerimin 15. yılındayım. Aynı zamanda sosyoloji alanında yüksek lisans öğrencisiyim. İyi insan olmanın önemini öğrencilerine aşılayan, onların hayatlarına dokunmaya çalışan biriyim. Enerjimi ve konsantrasyonumu derneğimiz aracılığı ile daha geniş kitlelere yaymayı hedefliyorum.

Sevinç Pastanesi’yle ilgili neler düşünüyorsun?

Her zaman severek geldiğimiz bir mekân.