Gözde Yener Birman

ÇİĞDEM SEBİK: Zarafeti stiline yansımış... Degaje gelen saten bluzun bir yanı ful desenli ve diğer yanı tamamen sade bırakılarak sanatçı göz burada da kullanılmış. Galerisinin Alaçatı’daki açılışına ev sahipliği yapan Çiğdem Hanım, en az sergilediği eserleri kadar güzel görünüyor!

BESTE AKYOL-ALEN BİRYOTİ-BURÇAK ÖZEL: Muhteşemler! Beste Hanım’ın yarım büstiyerini çok dengeli bir şekilde tamamlayan, maskülen havadaki çizgili keten pantolon harika görünüyor. Burçak Hanım’ın ise dümdüz beyaz bir elbisesini bambaşka bir havaya sokan, siyah fırfırlı, verev gelen kumaş ve tüm bunlardan ayrı, aşağıya doğru inen incecik siyah şeride ne demeli?.. Sanki güzel bir tabloda, muazzam denge gibi! Hele o küçük beyimizin yakışıklılığı, stili de, gülüşü de tüm beylere örnek olsun!

GİZEM SEVİN- ECEM GÖRGÜLÜ:Siyahta farklı iki kombin... İki kadın da yazın siyahı nasıl kullanacağını iyi biliyor. Bedeni çok kapatmayan, nefes aldıran şekilde kullanmışlar rengi... Sadece Gizem Hanım’ın tasma kolyesi, kıyafetini salaş ve rahat görüntüsünden uzaklaştırmış. Uzun ve sık zincirli kolyeler kullanabilirdi.

Ece Erken:

Çok hoş! Pencere modası var ama bu şekilde farklı kullanıldığında insan bi ‘Oh!’ diyor. Köşeli, kapalı yakaya alabildiğine düşük pencere omuz bırakılmış. Tam olarak çözemediğim ama böylesinin daha keyifli olduğu, farklı kesimli etek muhteşem. Ece Hanım, farklı kesim ve detaylarla stil sahibi olduğunu bir kez daha vurguluyor.

Aslışah Alkoçlar:

Tam akşamüstü plaj partisi kıyafeti. Beyaz maskülen şapkalar bu sezon çok moda ve yine maskülen çizgilere sahip, pijama görünümlü pantolonla çok iyi bir kombin yakalanmış. Bunlara ek olarak, kısa büstiyer de feminen bir hava katmış.

Özlem Sevil:

Yaza damgasını vuracak, birbirinden şık davetlilerin yer aldığı Manolya-Kayhan Tatış’ın düğününde klaslık ön plandaydı. Bu güzel çifte bir ömür boyu aşkla, sevgiyle, el ele yürümelerini diliyorum...

AYDAN TERUN:

Kapalı siyah elbiseye, yırtmaç ve tülle dozajı azaltılmış yan pencereleriyle nefes aldırılmış. Yırtmaç daha derin olabilirdi.

DENISE TATIŞ:

Muhteşem! Bayıldım. Fiziğini çok iyi bilen ve bunu ortaya koyabilen bir tuvaleti seçmiş Denise Hanım. Dore renginin bronz tendeki çarpıcılığı tartışılmaz. Derin V yakası, gayet fit görünen bel çevresini açıkta bırakan pencereleri ve tüm bu iddialı detayların yanında, sade saç ve makyajıyla Denise Hanım bence yazın başında sezona damgasını vurdu!

SIRMA KERESTECİ:

Tamamen püsküllerden oluşan, 30’lu yılların esintisindeki mini elbiseye, yakadaki ton in ton dantel detayla daha hoş bir hava kazandırılmış. Clutch ile stilettoların gümüş rengi olması çok doğru bir tercih. Sadece çapraz asılınca clutch’ın boyu kısa kalmış…

İzmir’in seçkin okulu Amerikan Koleji, bu seneki mezuniyet balosunda en şık davetleri aratmayacak çeşitlilik ve hoşluktaydı. Gençliklerini zorlamayan sadelikteki kıyafetleriyle yeni mezunları tebrik ediyorum.

DİDEM MERDAR:

SEMİHA-LEYLA ŞENOCAK:

İki güzel ve zarif kadın. Semiha Hanım’ın düz beyaz elbisesi klasik kesimde olup gayet klas duruyor. Leyla Hanım’ın bebe mavisi maksi elbisesine, derin dekolteyle nefes aldırılmış. Siyah kemer burada da karşımıza çıkıyor ve iyi ki de çıkıyor. Muhteşem!

Nar kırmızısı rengini çok beğenirim, hele ki böylesine mermer gibi beyaz bir teniniz ve siyah saçlarınız varsa ortalığı yakarsınız. Dekoltelerin yeri ve miktarı çok yerinde olmuş. Didem Hanım gayet güzel görünüyor.

SELİN TABAK:

Başak Akman ile Deniz Küçükkurt’un düğününde İzmir cemiyet hayatının bütün şık kadınları bir aradaydı. Sadelik ile klas şıklığın buluştuğu bir düğün oldu...

İPEK AKMAN:

Bordo tuvalet, renk olarak İpek Hanım’a yakışmış. Straplezden gelen askı şekli de bu modele gitmiş, ancak o pencerelere hiç gerek yoktu. Zaten İpek Hanım’ın gençliğine ve zarafetine her detay fazla...

EFSUN ERSÖZLÜ:

Gözlerinin içi gülen bir yüz, bir kadını ne giyerse giysin güzel kılacak yegâne aksesuardır. Parliament mavisi tuvalete, bu canlı renkle çarpışmayan, bilakis uyum içinde olan makyajıyla Efsun Hanım çok hoş görünüyor.

GİZEM-EZGİ-ÖZGÜ KÜÇÜKKURT:

Üç hoş kadın... Üçü de payet-boncuk işlemeli elbiseden yana tercihlerini kullanmış. Tercih edilen renkler ve desenler güzel. Sarı saç renginin üç farklı tonunu görüyoruz ve hepsi de kendine yakışan rengi bulmuş. Kutluyorum...

Jade kapılarını açtı... Sadece Kuşadası’ndan değil, tüm İzmir’den ve şehir dışından gelen, birbirinden şık hanım ve beyleri ağırlayan mekân, kaliteli ortamı ve müziğiyle sezona damgasını vuracağını şimdiden belli etti. İşte defile gibi açılıştan güzel birkaç kare...

Pınar Cengiz:

Bu sezon çok moda olan kimono modeller, günün her saatinde olmazsa olmazımız olacak gibi. Pınar Hanım da, bahar desenlerindeki kimonosuyla çok hoş. Tüm bu coşkuya uygun, kurdeleli stilettolar da stili tamamlamış.

Ege Demiralp:

Çok güzel! Tamamen kapalı bir model olup sadece bacakların ortaya çıktığı bu mini elbise, payetli geometrik desenlerden oluşuyor. Ege Hanım, doğal saç ve makyajıyla kıyafete stilini çok ustaca uygulamış.

Seda Özer:

Jade’in ev sahipliğini yapan Seda Hanım, kendisine yakışanı her zaman çok iyi bilmiştir. Kısa şortunu tamamlayan, dökümlü şifon bluzla çok hoş görünüyor... Tebrikler!

İnsanlar yaptıkları işe isimlerini koyuyor ve bir de onu marka haline getirebiliyorsa, oturup bir onları dinlemek gerek. Elif Cığızoğlu... Moda tasarımcısı. Tanıyanlar çok iyi bilir. Müthiş bir çizgisi ve estetik duygusuna sahip modacı. Kendi özel tasarımlarının yanında, Network’un da koleksiyonunun başında. Bu sezon Network çok daha dinamik, fresh. Sanatla yoğrulmuş bir zihinden çıkan tasarımların albenisi çok, çok daha başka oluyor. Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri ile sizlere mutlu pazarlar diliyorum.

Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü mezunusunuz ama öncelikle tekstil bir sanat dalı mıdır değil midir?

Bence sanattır. Hazır giyim matematik işidir; benim kendi özel dikim işimde ise tamamen sanat üzerine çalıştığımı düşünüyorum. Yaptığımız işlerde denge çok önemli. Orada bir sanat eseri yaratıyorsunuz. En doğru ve en güzel şekilde yapmanız gereken bir iş bu. İşimi ilk açtığım günden bu yana, işe bu şekilde bakıyorum. Karşımda ki insan ne düşünürden ziyade, sadece ona teslim olarak işimi yapıyorum. Bu da işin sonunda mükemmel bir emeği çıkarmama neden oluyor. Tabii, bu kendime göre bir mükemmellik. Sen yaptığın işten keyif alıp mükemmel gördüğün zaman zaten karşında ki de aynı

Alberto Modiano, dünyanın tanıdığı bir belgesel fotoğrafçısı. O bir sanatçı. İzmirli sanatseverlerle buluşturduğu fotoğraflara siz de hayran kalacaksınız. Unutmayın; basılan kartpostal ve magnetlerin geliri, Türk Eğitim Vakfı’na aktarılacak

İzmir’de doğru markalar, çizgisi ve duruşu olan firmalar artık kendilerini sanat etkinlikleri ile bütünleştiriyorlar. Bu hafta da sizlere çok özel bir firma, sanatçı ve destekledikleri vakıf üçgeniyle ilgili etkinliğin röportajını sunacağım. İzmir’in en büyük yemek fabrikalarından olan BORTAR’ın Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda İZSİAD Başkanı olan Hasan Küçükkurt önderliğinde bir fotoğraf sergisi düzenleniyor. Alberto Modiano’nun “Süt Emek ve Hayat” adlı belgesel çalışmasını BORTAR Art’ta İzmirli sanatseverleri ile buluşturuluyor. Basılan kartpostal ve magnetlerin geliri Türk Eğitim Vakfı’na aktarılacak. Bu sergiyi kaçırmayın derim! Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri ile okurlarına keyifli bir pazar diliyorum.

4 belgeselim var

- Alberto Bey fotoğraf sizin hayatınız. Fotoğrafa merakınız nasıl başladı ve ne şekilde yön aldı?

MODİANO: Babam İtalya’da bulunan bir fotoğraf makinesi firmasının temsilcisi idi. Temsil ettiği fotoğraf makinelerini daha