Diyarbakır bugün çok önemli iki buluşmayı yaşayacak.
Başbakan Erdoğan, Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’yle buluşurken, bölgenin ünlü sanatçıları Şivan Perver ile İbrahim Tatlıses birlikte düet yapacaklar.
Erdoğan-Barzani Diyarbakır görüşmesi bir ilk olurken, Şivan Perver, 37 yıldan sonra ilk defa Türkiye’ye gelecek.
Diyarbakır, Başbakan’ın nitelediği gibi, “tarihi bir gün” yaşayacak.
Diyarbakır tercihi de doğru. Kürt sorununun ve bölgenin “kilit kenti” olan Diyarbakır’ın önemi giderek artacak.
Başbakan Erdoğan, bugünü, “Çözüm Süreci’nin taçlanması” olarak tanımlıyor. Şüphesiz ki, bu görüşme yavaşlayan sürece ciddi katkı sağlayacaktır.
Bazı yorumculara göre, Başbakan, Barzani’yle Diyarbakır’da buluşarak, Öcalan’a, Kürtlerin tek lideri olmadığı mesajını veriyor. Bazılarıysa, bugünü, Başbakan’ın seçim hamlesi olarak görüyor.
Her iki yorum da sorunlu. Ne Barzani, ne de Perver, kendilerini seçim malzemesi yaptırırlar. Barzani ile Öcalan’ı karşı karşıya getirmenin de, Erdoğan’a getireceği bir fayda yok.
Bugünün iki boyutlu bir amacı var: Birincisi, Başbakan, bugün Diyarbakır’da, Çözüm Süreci’nin devamına ve başarısına olan iradesini gösteriyor.
Başbakan’ın, Barzani’nin ve Barzani’nin davetiyle Diyarbakır’a geldiğini söyleyen Perver’in ortak noktası şu: Üçü de, Çözüm Süreci’nin başarılı olmasının, hem Türkiye, hem Kürtler için çok yararlı olduğuna inanıyorlar.
Diyarbakır’da bugün Çözüm Süreci’ne canlanma startı veriliyor.
Erdoğan ve Barzani buluşmasının ikinci amacı, Arap Baharı ve Ortadoğu politikasıyla ilgili. Bu buluşmayla, “Türkiye-Kürtler İşbirliği”ne dayanan Çözüm Süreci’nin, hem bölgesel boyutunun canlandırılması, hem de Ortadoğu denklemine sokulması amaçlanıyor. Bu da, Erdoğan’ın ve Barzani’nin paylaştığı bir nokta.
Hatırlayalım; Davutoğlu ilk önce Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’yle Ankara’da görüştü. Sonra, Bağdat’ta, Irak Merkezi Hükümet Başbakanı Nuri-El Maliki’yi ziyaret etti. Bu ziyaretlerin sonucunda da, “Irak’la son dönemde yaşanan sorunların bittiğini ve iyi ilişkilere dönüldüğünü” söyledi. Başbakan Erdoğan da Bağdat’a gidecek ve Türkiye için sadece güvenlik ve siyasi değil, ekonomi ve enerji alanlarında çok önemli olan Irak’la ilişkilerin normalleşmesine hız verilecek.
Türkiye, son dönemde Suriye sorunuyla gerilen İran’la ilişkilerini de düzeltme girişiminde. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile Davutoğlu arasındaki yakınlaşma ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye’ye davet etmesi, önemli gelişmeler.
Irak’la ve İran’la normalleşme girişimleri yapılırken gerçekleşen Erdoğan-Barzani Diyarbakır buluşması, Türkiye’nin, sekter, mezhepçi değil, aksine “komşularla iyi ilişkiler politikası” temelinde bölgesel istikrar, barış ve refah istediği mesajını veriyor. Bir bakıma, Türkiye dış politikası “reset”leniyor.
Bunda başarı sağlanırsa, Erdoğan-Barzani buluşmasının, Rojova sorunu ve Suriye Kürtlerinin Çözüm Süreci’ne çekilmesi temelinde de, önemli sonuçları olacaktır. Bu şekilde yaklaşıldığı zaman, Erdoğan-Barzani buluşmasının amacıyla, Öcalan’ın Çözüm Süreci’ne, Türkiye’de iç barış ve Ortadoğu’ya dönük bölgesel politika ekseninde iki-ayaklı yaklaşımının örtüştüğü görülecektir. Bu nedenle de, Öcalan’ın bu buluşmaya karşı çıkmayacağını düşünüyorum.
Erdoğan-Barzani Diyarbakır buluşması tarihi önemdedir. Ama, tek başına, Çözüm Süreci’ni canlandırmaya yetmez. Bu noktada da, Akil İnsanlar ve süreçle ilgili saygın kişilerden oluşan bir ekibin, hem Öcalan’la görüşmesi, hem de süreci “İzleme Grubu” olarak takip etmesi yararlı olacaktır.